Bana Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Osman b. Ğıyas, ona da Abdullah b. Büreyde, Yahya b. Ya'mer ile Humeyd b. Abdurrahman'ın şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:
Abdullah b. Ömer'le (ra) karşılaştık. Kader konusunu ve bu konuda insanların söylediklerini ona anlattık. O da bize, Ömer'in (ra) Nebi'den (sav) rivayet ettiğine benzer bir hadis nakletti. Ancak içerisinde ilave ve eksiklikler vardı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
473, M000095
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ وَحُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالاَ:
لَقِينَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ، فَذَكَرْنَا الْقَدَرَ وَمَا يَقُولُونَ فِيهِ. فَاقْتَصَّ الْحَدِيثَ كَنَحْوِ حَدِيثِهِمْ عَنْ عُمَرَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَفِيهِ شَىْءٌ مِنْ زِيَادَةٍ وَقَدْ نَقَصَ مِنْهُ شَيْئًا.
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Osman b. Ğıyas, ona da Abdullah b. Büreyde, Yahya b. Ya'mer ile Humeyd b. Abdurrahman'ın şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:
Abdullah b. Ömer'le (ra) karşılaştık. Kader konusunu ve bu konuda insanların söylediklerini ona anlattık. O da bize, Ömer'in (ra) Nebi'den (sav) rivayet ettiğine benzer bir hadis nakletti. Ancak içerisinde ilave ve eksiklikler vardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 95, /34
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
İman, imanın esasları
KTB, İMAN
KTB, KADER
Bana Yahya b. Saîd, ona Osman b. Gıyâs, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî şöyle dediler:
"Biz Abdullah b. Ömer ile karşılaştık ve ona kader konusunda konuşanlardan ve onların söylediklerinden bahsettik. O da bize şöyle dedi: Onlara geri döndüğünüzde 'İbn Ömer’in sizinle hiçbir bağı, sizin de onunla hiçbir bağınız yoktur' deyin. Bunu üç defa tekrar etti, sonra “Bana babam Ömer b. Hattâb (ra) şöyle haber verdi” dedi:
"Biz, Hz. Peygamber'in (sav) yanında otururken, birden yanı başımıza saçları siyah, elbisesi bembeyaz, üzerinde hiç yolculuk izi bulunmayan, fakat içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir adam geldi, dizlerini Hz. Peygamber'in (sav) dizlerine dayadı ve ellerini onun uyluklarının üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm nedir, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve Kâbe’yi hac etmendir' buyurdu. Adam 'Peki, îman nedir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İman; Allah’a, meleklerine, cennete, cehenneme, ölümden sonra dirilişe ve hayır ve şerriyle kaderin tamamına iman etmendir' buyurdu. Adam 'İhsan nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'İhsan; Allah’a O’nu görüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de, şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Adam 'Peki kıyamet ne zaman kopacaktır?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili değildir' buyurdu. Adam 'Peki onun alâmetleri nelerdir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Baldırı çıplak, yalın ayak, yoksul, koyun çobanı kimseler, yüksek bina yapmakta yarıştıklarında ve cariyeler efendilerini doğurduklarında, bu kıyametin alâmetlerindendir' buyurdu. Sonra (adam çekip gitti.) Hz. Peygamber (sav) şöyle 'O adamı bana getirin' buyurdu. Ama aradılar, bir şey bulamadılar. Aradan iki ya da üç gün geçtikten sonra Hz. Peygamber (sav) bana dönerek 'Ey Hattâb oğlu! O soruyu soran kimdi biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'O, Cebrâil’di. Size dininizi öğretmek için gelmişti' buyurdu."
"Sonra Cüheyne veya Muzeyne kabilesinden bir adam Hz. Peygamber' (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Bizim yaptığımız işler önceden yazılmış bir şeye göre mi, yoksa şimdi yeni baştan mı belirleniyor?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Daha önce yazılmış ve takdir edilmiş bir şeye göre yapıyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine oradakilerden biri —ya da birkaçı— 'Öyleyse niçin amel ediyoruz?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cennetlik olanlara, cennet ehlinin ameli kolaylaştırılır, cehennemlik olanlara da cehennem ehlinin ameli' buyurdu."
[Yahyâ der ki: Evet, bu rivayet tam da senin bana okuduğun gibidir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37863, HM000184
Hadis:
قَالَ قَرَأْتُ عَلَى يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ وَحُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِمْيَرِيِّ قَالَا لَقِينَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ فَذَكَرْنَا الْقَدَرَ وَمَا يَقُولُونَ فِيهِ فَقَالَ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ فَقُولُوا إِنَّ ابْنَ عُمَرَ مِنْكُمْ بَرِيءٌ وَأَنْتُمْ مِنْهُ بُرَآءُ ثَلَاثَ مِرَارٍ ثُمَّ قَالَ أَخْبَرَنِي عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّهُمْ بَيْنَا هُمْ جُلُوسٌ أَوْ قُعُودٌ عِنْدَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَاءَهُ رَجُلٌ يَمْشِي حَسَنُ الْوَجْهِ حَسَنُ الشَّعْرِ عَلَيْهِ ثِيَابُ بَيَاضٍ فَنَظَرَ الْقَوْمُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ مَا نَعْرِفُ هَذَا وَمَا هَذَا بِصَاحِبِ سَفَرٍ ثُمَّ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ آتِيكَ قَالَ نَعَمْ فَجَاءَ فَوَضَعَ رُكْبَتَيْهِ عِنْدَ رُكْبَتَيْهِ وَيَدَيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ فَقَالَ مَا الْإِسْلَامُ قَالَ شَهَادَةُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَتُقِيمُ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ وَتَصُومُ رَمَضَانَ وَتَحُجُّ الْبَيْتَ قَالَ فَمَا الْإِيمَانُ قَالَ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَالْجَنَّةِ وَالنَّارِ وَالْبَعْثِ بَعْدَ الْمَوْتِ وَالْقَدَرِ كُلِّهِ قَالَ فَمَا الْإِحْسَانُ قَالَ أَنْ تَعْمَلَ لِلَّهِ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ قَالَ فَمَتَى السَّاعَةُ قَالَ مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنْ السَّائِلِ قَالَ فَمَا أَشْرَاطُهَا قَالَ إِذَا الْعُرَاةُ الْحُفَاةُ الْعَالَةُ رِعَاءُ الشَّاءِ تَطَاوَلُوا فِي الْبُنْيَانِ وَوَلَدَتْ الْإِمَاءُ رَبَّاتِهِنَّ قَالَ ثُمَّ قَالَ عَلَيَّ الرَّجُلَ فَطَلَبُوهُ فَلَمْ يَرَوْا شَيْئًا فَمَكَثَ يَوْمَيْنِ أَوْ ثَلَاثَةً ثُمَّ قَالَ يَا ابْنَ الْخَطَّابِ أَتَدْرِي مَنْ السَّائِلُ عَنْ كَذَا وَكَذَا قَالَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ قَالَ ذَاكَ جِبْرِيلُ جَاءَكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ قَالَ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ مِنْ جُهَيْنَةَ أَوْ مُزَيْنَةَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ أَفِي شَيْءٍ قَدْ خَلَا أَوْ مَضَى أَوْ فِي شَيْءٍ يُسْتَأْنَفُ الْآنَ قَالَ فِي شَيْءٍ قَدْ خَلَا أَوْ مَضَى فَقَالَ رَجُلٌ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ قَالَ أَهْلُ الْجَنَّةِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَهْلُ النَّارِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ قَالَ يَحْيَى قَالَ هُوَ هَكَذَا يَعْنِي كَمَا قَرَأْتَ عَلَيَّ
Tercemesi:
Bana Yahya b. Saîd, ona Osman b. Gıyâs, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî şöyle dediler:
"Biz Abdullah b. Ömer ile karşılaştık ve ona kader konusunda konuşanlardan ve onların söylediklerinden bahsettik. O da bize şöyle dedi: Onlara geri döndüğünüzde 'İbn Ömer’in sizinle hiçbir bağı, sizin de onunla hiçbir bağınız yoktur' deyin. Bunu üç defa tekrar etti, sonra “Bana babam Ömer b. Hattâb (ra) şöyle haber verdi” dedi:
"Biz, Hz. Peygamber'in (sav) yanında otururken, birden yanı başımıza saçları siyah, elbisesi bembeyaz, üzerinde hiç yolculuk izi bulunmayan, fakat içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir adam geldi, dizlerini Hz. Peygamber'in (sav) dizlerine dayadı ve ellerini onun uyluklarının üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm nedir, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve Kâbe’yi hac etmendir' buyurdu. Adam 'Peki, îman nedir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İman; Allah’a, meleklerine, cennete, cehenneme, ölümden sonra dirilişe ve hayır ve şerriyle kaderin tamamına iman etmendir' buyurdu. Adam 'İhsan nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'İhsan; Allah’a O’nu görüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de, şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Adam 'Peki kıyamet ne zaman kopacaktır?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili değildir' buyurdu. Adam 'Peki onun alâmetleri nelerdir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Baldırı çıplak, yalın ayak, yoksul, koyun çobanı kimseler, yüksek bina yapmakta yarıştıklarında ve cariyeler efendilerini doğurduklarında, bu kıyametin alâmetlerindendir' buyurdu. Sonra (adam çekip gitti.) Hz. Peygamber (sav) şöyle 'O adamı bana getirin' buyurdu. Ama aradılar, bir şey bulamadılar. Aradan iki ya da üç gün geçtikten sonra Hz. Peygamber (sav) bana dönerek 'Ey Hattâb oğlu! O soruyu soran kimdi biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'O, Cebrâil’di. Size dininizi öğretmek için gelmişti' buyurdu."
"Sonra Cüheyne veya Muzeyne kabilesinden bir adam Hz. Peygamber' (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Bizim yaptığımız işler önceden yazılmış bir şeye göre mi, yoksa şimdi yeni baştan mı belirleniyor?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Daha önce yazılmış ve takdir edilmiş bir şeye göre yapıyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine oradakilerden biri —ya da birkaçı— 'Öyleyse niçin amel ediyoruz?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cennetlik olanlara, cennet ehlinin ameli kolaylaştırılır, cehennemlik olanlara da cehennem ehlinin ameli' buyurdu."
[Yahyâ der ki: Evet, bu rivayet tam da senin bana okuduğun gibidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ömer b. Hattab 184, 1/131
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
İhlas, ihlas ve samimiyet
İhsan, ihsan nedir?
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72290, HM024062
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا رَجُلٌ فِي حَلْقَةِ أَبِي عُثْمَانَ قَالَ حَدَّثَنِي سَعْدٌ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُمْ أُمِرُوا بِصِيَامِ يَوْمٍ فَجَاءَ رَجُلٌ بَعْضَ النَّهَارِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ فُلَانَةَ وَفُلَانَةَ قَدْ بَلَغَهُمَا الْجَهْدُ فَأَعْرَضَ عَنْهُ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ[قَالَ أَشْرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى أَصْحَابِ أُحُدٍ فَذَكَرَ مَعْنَى حَدِيثِ يَزِيدَ]
Tercemesi:
Bize Yahya b. Said, ona Osman, ona Ebu Osmanın halkasında olan bir adam, ona Rasulullah'ın (sav) azatlısı Sa'd şöyle rivayet etmiştir:
Onlara bir gün oruç tutmaları emredilmiş, gün içinde bir adam gelip, Ey Allah'ın Rasulü (sav) falan adam ile falan kadın gerçekten [susuzluktan] ölecek hale geldiler' dedi. Peygamber (sav) o adamdan yüzünü çevirdi. Ravi hadisi aktardı ve [Rasulullah (sav) Uhud ashabını gözetti (kontrol edip yönetti) diyerek Yezid'in aktardığı hadisin manasını zikretti.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Sa'lebe b. Suayr 24062, 7/807
Senetler:
1. Ubeyd Mevla'n Nebi (Sa'd) (Ubeyd)
2. Mübhem Ravi (Mübhem)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
Oruç Olgusu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33633, D004696
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ وَحُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ لَقِينَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ فَذَكَرْنَا لَهُ الْقَدَرَ وَمَا يَقُولُونَ فِيهِ فَذَكَرَ نَحْوَهُ زَادَ قَالَ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ أَوْ جُهَيْنَةَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ أَفِى شَىْءٍ قَدْ خَلاَ أَوْ مَضَى أَوْ شَىْءٍ يُسْتَأْنَفُ الآنَ قَالَ:
"فِى شَىْءٍ قَدْ خَلاَ وَمَضَى." فَقَالَ الرَّجُلُ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ فَفِيمَ الْعَمَلُ قَالَ:
"إِنَّ أَهْلَ الْجَنَّةِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَإِنَّ أَهْلَ النَّارِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Osman b. Ğıyas, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Biz Abdullah b. Ömer'le karşılaştık. Kendisine kader konusundan ve bu mevzuda konuşanların söylediklerinden bahsettik. Bir önceki hadisin benzerini nakletti. (Hadisin ravilerinden Osman b. Ğıyas ise bu rivayete) bazı ilaveler yaparak şöyle dedi: Müzeyne veya Cüheyne kabilesinden biri Hz. Peygamber'e (sav) Ey Allah'ın Rasulü o halde ne diye amel ediyoruz? (Takdir edilmiş, yazılıp bitmiş) geçmiş bir iş için mi yoksa (takdir edilmemiş, yazılmamış) şimdi yeni başlayacak bir iş için mi? diye sordu. Hz. Peygamber de "yazılıp bitmiş bir iş için" buyurdu. Orada bulunan bir kişi ya da birileri öyleyse amel niçin? diye sordu. Hz. Peygamber de (sav); "cennetlik olanlara cennet ehlinin ameli cehennemliklere de cehennem ehlinin ameli kolaylaştırılır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 17, /1071
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272958, D004696-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ وَحُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ لَقِينَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ فَذَكَرْنَا لَهُ الْقَدَرَ وَمَا يَقُولُونَ فِيهِ فَذَكَرَ نَحْوَهُ زَادَ قَالَ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ أَوْ جُهَيْنَةَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ أَفِى شَىْءٍ قَدْ خَلاَ أَوْ مَضَى أَوْ شَىْءٍ يُسْتَأْنَفُ الآنَ قَالَ:
"فِى شَىْءٍ قَدْ خَلاَ وَمَضَى." فَقَالَ الرَّجُلُ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ فَفِيمَ الْعَمَلُ قَالَ:
"إِنَّ أَهْلَ الْجَنَّةِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَإِنَّ أَهْلَ النَّارِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Osman b. Ğıyas, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Biz Abdullah b. Ömer'le karşılaştık. Kendisine kader konusundan ve bu mevzuda konuşanların söylediklerinden bahsettik. Bir önceki hadisin benzerini nakletti. (Hadisin ravilerinden Osman b. Ğıyas ise bu rivayete) bazı ilaveler yaparak şöyle dedi: Müzeyne veya Cüheyne kabilesinden biri Hz. Peygamber'e (sav) Ey Allah'ın Rasulü o halde ne diye amel ediyoruz? (Takdir edilmiş, yazılıp bitmiş) geçmiş bir iş için mi yoksa (takdir edilmemiş, yazılmamış) şimdi yeni başlayacak bir iş için mi? diye sordu. Hz. Peygamber de "yazılıp bitmiş bir iş için" buyurdu. Orada bulunan bir kişi ya da birileri öyleyse amel niçin? diye sordu. Hz. Peygamber de (sav); "cennetlik olanlara cennet ehlinin ameli cehennemliklere de cehennem ehlinin ameli kolaylaştırılır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 17, /1071
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Osman b. Ğıyas b. Sabit, ona Ebu Osman, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi ile beraberken Hz. Peygamber (sav) Medine'deki bahçelerden birinde, elinde bulunan bir dalla su ile çamur arasına vuruyordu. Bu sırada bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) "kapıyı aç ve gelen kişiyi cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Ebu Bekir olduğunu gördüm. Hemen ona kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Ondan sonra başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) yine "kapıyı aç ve onu cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Ömer olduğunu gördüm. Ona da kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Sonra da başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) de yaslanmış bir haldeyken oturdu ve "kapıyı aç ve meydana gelecek musibetlere karşılığında onu cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Osman olduğunu gördüm. Ona kapıyı açtım ve onu da cennetle müjdeledim. Hz. Peygamber'in söylediklerini kendisine ilettim. Osman da “Kendisinden yardım istenilecek olan yalnızca Allah'tır” dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21969, B006216
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا أَبُو عُثْمَانَ عَنْ أَبِى مُوسَى أَنَّهُ كَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَائِطٍ مِنْ حِيطَانِ الْمَدِينَةِ ، وَفِى يَدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عُودٌ يَضْرِبُ بِهِ بَيْنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ ، فَجَاءَ رَجُلٌ يَسْتَفْتِحُ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « افْتَحْ لَهُ وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ » . فَذَهَبْتُ فَإِذَا أَبُو بَكْرٍ ، فَفَتَحْتُ لَهُ وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ ، ثُمَّ اسْتَفْتَحَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ « افْتَحْ لَهُ وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ » . فَإِذَا عُمَرُ ، فَفَتَحْتُ لَهُ وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ ، ثُمَّ اسْتَفْتَحَ رَجُلٌ آخَرُ ، وَكَانَ مُتَّكِئًا فَجَلَسَ فَقَالَ « افْتَحْ { لَهُ } وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ ، عَلَى بَلْوَى تُصِيبُهُ أَوْ تَكُونُ » . فَذَهَبْتُ فَإِذَا عُثْمَانُ ، فَفَتَحْتُ لَهُ ، وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ ، فَأَخْبَرْتُهُ بِالَّذِى قَالَ . قَالَ اللَّهُ الْمُسْتَعَانُ .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Osman b. Ğıyas b. Sabit, ona Ebu Osman, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi ile beraberken Hz. Peygamber (sav) Medine'deki bahçelerden birinde, elinde bulunan bir dalla su ile çamur arasına vuruyordu. Bu sırada bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) "kapıyı aç ve gelen kişiyi cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Ebu Bekir olduğunu gördüm. Hemen ona kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Ondan sonra başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) yine "kapıyı aç ve onu cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Ömer olduğunu gördüm. Ona da kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Sonra da başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) de yaslanmış bir haldeyken oturdu ve "kapıyı aç ve meydana gelecek musibetlere karşılığında onu cennetle müjdele" buyurdu. Gittim ve gelenin Osman olduğunu gördüm. Ona kapıyı açtım ve onu da cennetle müjdeledim. Hz. Peygamber'in söylediklerini kendisine ilettim. Osman da “Kendisinden yardım istenilecek olan yalnızca Allah'tır” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 119, 2/528
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
KTB, ADAB
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10299, B001572
Hadis:
وَقَالَ أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ مُتْعَةِ الْحَجِّ فَقَالَ أَهَلَّ الْمُهَاجِرُونَ وَالأَنْصَارُ وَأَزْوَاجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأَهْلَلْنَا ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا إِهْلاَلَكُمْ بِالْحَجِّ عُمْرَةً إِلاَّ مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ » . فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَأَتَيْنَا النِّسَاءَ ، وَلَبِسْنَا الثِّيَابَ وَقَالَ « مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ فَإِنَّهُ لاَ يَحِلُّ لَهُ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . ثُمَّ أَمَرَنَا عَشِيَّةَ التَّرْوِيَةِ أَنْ نُهِلَّ بِالْحَجِّ ، فَإِذَا فَرَغْنَا مِنَ الْمَنَاسِكِ جِئْنَا فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ تَمَّ حَجُّنَا ، وَعَلَيْنَا الْهَدْىُ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ ) إِلَى أَمْصَارِكُمْ . الشَّاةُ تَجْزِى ، فَجَمَعُوا نُسُكَيْنِ فِى عَامٍ بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ، فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى أَنْزَلَهُ فِى كِتَابِهِ وَسَنَّهُ نَبِيُّهُ صلى الله عليه وسلم وَأَبَاحَهُ لِلنَّاسِ غَيْرَ أَهْلِ مَكَّةَ ، قَالَ اللَّهُ ( ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ) وَأَشْهُرُ الْحَجِّ الَّتِى ذَكَرَ اللَّهُ تَعَالَى شَوَّالٌ وَذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحَجَّةِ ، فَمَنْ تَمَتَّعَ فِى هَذِهِ الأَشْهُرِ فَعَلَيْهِ دَمٌ أَوْ صَوْمٌ ، وَالرَّفَثُ الْجِمَاعُ ، وَالْفُسُوقُ الْمَعَاصِى ، وَالْجِدَالُ الْمِرَاءُ .
Tercemesi:
Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn el-Basrî, ona Ebu Maşer, ona Osman b. Ğiyas, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın (r.anhumâ) rivâyet ettiğine göre kendisine Temettu’ haccına dair soru soruldu, o şöyle dedi:Muhacirler, Ensar ve Nebi’nin (sav) zevceleri Veda haccında ihrama girdiler, biz de ihrama girdik. Mekke’ye geldiğimizde Rasulullah (sav): “Hac niyetiyle girdiğiniz ihram niyetini –hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış kimseler müstesnâ- umre niyetine çevirin” buyurdu. Bunun üzerine bizde Beyt’i tavaf ettik, Safa ile Merve arasında sa’y yaptık, hanımlarımıza yaklaştık, (dikişli elbiseler girdik). Ayrıca o: “Hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış olanların ise kurbanlıklar yerine ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmaları söz konusu olmayacaktır” buyurdu. Sonra (ihramdan çıkmış olan) bizlere Terviye (Zülhiccenin sekizinci) günü öğleden sonra hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirmemizi, hac menâsikini tamamladığımız takdirde gelip, Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y yapmamızı emretti. Böylelikle haccımız da tamam olmuş olacak ve kurban kesmekle yükümlü olacaktık. Nitekim yüce Allah da: “Kim hac zamanına kadar umreden faydalanmak isterse, kurbandan kolayına geleni kessin, fakat kim bulamazsa hac günlerinde üç, döndüğünüz vakitte yedi olmak üzere tam gün oruç tutsun” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır.
“Dönülecek yer”, ülkeleriniz ve geldiğiniz yerler demektir. Kurban olarak koyun yeterlidir. Böylelikle bu şekilde yapanlar aynı yıl içerisinde iki ibadet olan haccı ve umreyi yapmış oldular. Şanı yüce Allah da Kitabında bunu indirdiği gibi, Nebisi de (sav) bunu sünnetinde tespit etmiş ve Mekkeliler dışında diğer insanlara bu şekilde (temettu’) haccı yapmayı mubah kılmıştır. Çünkü yüce Allah: “Bu, aile ikametgâhı Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir.” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Yüce Allah’ın sözünü ettiği hac ayları ise Şevval, Zülkade ve Zülhicce aylarıdır. Bu sebeple bu aylar içerisinde temettu’ haccı yapan kimselere ya kan (kurban kesmek) yahut oruç düşer.
“Refes” cima “Fusûk/fasıklık”, masiyetler, “cidal” ise tartışma ve kavga demektir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 37, 1/502
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Yusuf b. Yezid el-Basrî (Yusuf b. Yezid)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7319, M006212
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى الْعَنَزِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَائِطٍ مِنْ حَائِطِ الْمَدِينَةِ وَهُوَ مُتَّكِئٌ يَرْكُزُ بِعُودٍ مَعَهُ بَيْنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ إِذَا اسْتَفْتَحَ رَجُلٌ فَقَالَ:
"افْتَحْ وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ." قَالَ فَإِذَا أَبُو بَكْرٍ فَفَتَحْتُ لَهُ وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ - قَالَ - ثُمَّ اسْتَفْتَحَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ:
"افْتَحْ وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ." قَالَ فَذَهَبْتُ فَإِذَا هُوَ عُمَرُ فَفَتَحْتُ لَهُ وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ ثُمَّ اسْتَفْتَحَ رَجُلٌ آخَرُ - قَالَ - فَجَلَسَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ:
"افْتَحْ وَبَشِّرْهُ بِالْجَنَّةِ عَلَى بَلْوَى تَكُونُ." قَالَ فَذَهَبْتُ فَإِذَا هُوَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ - قَالَ - فَفَتَحْتُ وَبَشَّرْتُهُ بِالْجَنَّةِ - قَالَ - وَقُلْتُ الَّذِى قَالَ فَقَالَ اللَّهُمَّ صَبْرًا أَوِ اللَّهُ الْمُسْتَعَانُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna el-Anezî, ona İbn Ebu Adî, ona Osman b. Ğıyas en-Nehdî, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle demiştir: Bir defasında Rasulullah (sav) ile Medine bahçelerinden birinde oturuyorduk. Rasulullah da (sav) (duvara) yaslanmıştı. Elinde de bir dal vardı ve onunla su ile çamur arasına vuruyordu. Bu sırada bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Rasulullah da (sav) Ebu Musa'ya; "kapıyı aç ve gelen kişiyi cennetle müjdele" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Gittim ve gelenin Ebu Bekir olduğunu gördüm. Hemen ona kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Ondan sonra başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) yine; "kapıyı aç ve onu cennetle müjdele" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Gittim ve gelenin Ömer olduğunu gördüm. Ona da kapıyı açtım ve onu cennetle müjdeledim. Sonra da başka bir adam geldi ve içeri girmek istedi. Hz. Peygamber (sav) de (bir yere) yaslanmış bir haldeyken oturdu ve (Ebu Musa'ya); "kapıyı aç ve meydana gelecek musibetlere karşı onu cennetle müjdele" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Gittim ve gelenin Osman olduğunu gördüm. Ona kapıyı açtım ve onu da cennetle müjdeledim. Hz. Peygamber'in söylediklerini kendisine ilettim. Osman da Allah'ım sabretmemi (kolaylaştır) veya kendisinden yardım istenilecek olan yalnızca Allah'tır dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6212, /1004
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hz. Peygamber, mucizeleri
Sabır, sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
139187, BS002456
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىُّ وَأَبُو عُثْمَانَ : سَعِيدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدَانَ وَأَبُو صَادِقِ بْنُ أَبِى الْفَوَارِسِ الصَّيْدَلاَنِىُّ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ الصَّغَانِىُّ حَدَّثَنَا رَوْحٌ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا أَبُو نَعَامَةَ الْحَنَفِىُّ عَنِ ابْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : صَلَّيْتُ خَلْفَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَأَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ فَمَا سَمِعْتُ أَحَدًا مِنْهُمْ يَقْرَأُ (بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ) {ت} وَكَذَلِكَ رَوَاهُ الْجُرَيْرِىُّ عَنْ أَبِى نُعَامَةَ : قَيْسِ بْنِ عَبَايَةَ الْحَنَفِىِّ وَزَادَ فِى مَتْنِهِ : عُثْمَانَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمْ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ فَلَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا مِنْهُمْ جَهْرَ بِهَا. وَخَالَفَهُمَا خَالِدٌ الْحَذَّاءُ فَرَوَاهُ عَنْ أَبِى نَعَامَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 2456, 3/429
Senetler:
1. Ebu Said Abdullah b. Muğaffel el-Müzenî (Abdullah b. Muğaffel b. Abdünehm)
2. Yezid b. Muğaffel el-Müzenî (Yezid b. Abdullah b. Muğaffel)
3. Ebu Ne'âme Kays b. Abaye el-Hanefi (Kays b. Abaye)
4. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
5. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
6. Muhammed b. İshak es-Sâgânî (Muhammed b. İshak b. Cafer)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
8. Ebu Abdurrahman es-Sülemi (Muhammed b. Hüseyin b. Musa b. Halid b. Salim b. Raviye b. Said)
8. Ebu Osman Said b. Muhammed en-Neysaburi (Said b. Muhammed b. Muhammed b. Abdan)
8. Ebu Sadık Muhammed b. Ahmed es-Saydalani (Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Şazan)
Konular:
Namaz, Kıraat (Besmele)