Giriş

Bize Amr b. Mansûr, ona Abdullah b. Recâ, ona Harb, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona da İmran b. Hıttan şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Abbas'a ipek giymenin hükmünü sordum, o da “Âişe'ye sor” dedi. Âişe'ye sordum, o da “Abdullah b. Ömer'e sor” dedi. İbn Ömer'e sordum, o da şöyle dedi: Ebu Hafs bana Rasûlullah'ın (sav) “Kim dünyada ipek elbise giyerse âhirette giyemez” buyurduğunu söyledi."


    Öneri Formu
25962 N005308 Nesai, Zînet, 90

Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah (ra) ile birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çıktık, sonra Müzdelife’ye vardık. Abdullah her birinde ezan okuyup kamet getirerek, arada akşam yemeğini de yemek suretiyle ile iki vakit namaz kıldı. Daha sonra fecir doğduğu zaman sabah namazını kıldı. Öyle ki kimisi fecir attı derken, bir başkası hayır fecir henüz doğmadı, diyeceği bir vakitte idi. Sonra (Abdullah b. Mesud) şöyle dedi: Rasulullah (sav) "Şüphesiz bu iki namaz, Akşam ve yatsı namazı, bu mekânda vakitlerinden başka bir vakte geçirilmişlerdir. Dolayısıyla İnsanlar yatsıdan önce Müzdelife’ye gelmesinler, diğeri ise bu saatte kılınan sabah namazıdır" buyurdu. Sonra Abdullah ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe yaptı, ardından “eğer müminlerin emiri şu an (Müzdelife’den) ayrılırsa, sünneti isabet ettirmiş olur” dedi. Ravi der ki: Onun bu sözü söylemesi mi, yoksa Osman’ın (ra) (Müzdelife’den) ayrılması mı daha önceydi, bilemiyorum. Sonra Nahr (kurban bayramı birinci) günü Akabe cemresine taş atıncaya kadar telbiye getirmeye devam etti.


    Öneri Formu
241270 B001683 Buhari, Hac, 99

Bana Ahmed b. İshak, ona Amr b. Asım; (T) Yine bana Muhammed, ona Abdullah b. Recâ, onlara Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Abdurrahman b. Ebu Amr, ona Ebu Hureyre (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İsrâîloğulları içinde bir abraş (derisi hastalıklı), bir kel, bir de kör üç kişi vardı. Allah bunları imtihan etmek istedi de onlara bir melek gönderdi. Melek abraşa geldi ve “En çok hoşuna giden şey nedir?” diye sordu. Abraş “ Güzel ten rengi ve güzel ten. Çünkü insanlar beni çirkin görüp, benden tiksiniyor” dedi." Rasulullah (sav) devamında şöyle buyurdu: "Melek, abraşın vücudunu sıvazladı. On­daki bu çirkinlik gitti ve ona güzel bir ten rengi ve güzel bir ten verildi. Bundan sonra melek ona “En çok hoşuna giden mal hangisidir?” diye sordu. Abraşlıktan kurtulan kişi “Deve ya da sığır” dedi." Ravi deve mi, sığır mı olduğu konusunda şüpheye düştü. Abraş ile kelden birisinin deve diğerinin de sığır istediğini söyledi. "Deve isteyene on aylık gebe bir deve verildi ve me­lek ona “Bu deve sana mübarek olsun” diye dua etti." "Sonra melek, başı kel kişinin yanına vardı. Ona da “En çok hoşuna giden şey nedir?” diye sordu. O da “Güzel bir saç, şu kellik benden gitsin, herkes beni ayıplıyor” dedi." Rasulullah (sav) devamında şöyle buyurdu: "Melek onun başını sıvazladı, kel­liği gitti ve ona güzel bir saç verildi. Melek ona “En sevdiğin mal hangisidir?” diye sordu. Oda “Sığırı severim” dedi. Allah ona gebe bir sığır verdi, melek de “Bu sığır sana mübarek olsun” diye dua etti." "Melek körün yanına geldi ve ona da “En çok hoşuna giden şey nedir?” diye sordu. O da “Allah gözümü bana geri versin de, ben de onunla insanları göreyim” dedi." Rasulullah buyurdu ki: "Melek onun gözünü sıvazladı, Allah da ona gözünü geri verdi. Melek, köre “En sevdiğin mal hangisidir?” diye sordu. Oda “koyunu severim” dedi. Allah ona gebe bir koyun verdi." "Bir müddet sonra deve ve sığır sahihlerinin devesi ve sığırı yav­ruladı. Koyun sahibinin de koyunu kuzuladı. Böylece deve isteyen kişinin bir vadi dolusu devesi oldu. Sığır isteyen kimsenin de bir vadi dolusu sığırı oldu. Koyun isteyen körün de bir vadi koyunu oldu. Bir zaman sonra aynı melek, aynı şekil ve kılıkta abraş kişiye gelip ona “Ben yoksul bir kişiyim. Yola devam etme imkanım kalmadı. Bugün benim menzilime erişmem ancak önce Allah'ın sonra da senin yardımınla mümkündür. Sana bu güzel ten rengini, bu güzel bedeni ve bunca malı veren Allah için, senden bir deve isterim ki, bu seferimde onun üzerinde menzilime erişeyim” dedi. Abraş “ İyi amma hak sahipleri (yani isteyen fakirler) çoktur (her di­lenciye bir deve vermek olmaz)” dedi. Melek de ona “sanki ben seni tanıyorum gibi. Sen insanların tiksindiği abraş kimse değil misin? Sen fakirdin sonra Allah sana bunca malı vermişti” dedi. Eskiden abraş olan bu kimse meleğe “hayır asla! Bu mal bana babadan atadan geçerek miras kaldı” dedi. Melek de ona “Eğer yalancı isen, Allah seni eski hâline çe­virsin!” dedi." "Sonra melek, aynı şekilde kel adama gitti, abraşa dediği gibi şeyleri ona da söyledi. Kel de abraşın reddettiği gibi reddetti. Melek de ona “Eğer yalancı isen, Allah seni eski hâline çe­virsin!” dedi." "Aynı şekilde melek eskiden kör olan kişiye geldi ve şunları söyledi: “Ben yoksul bir kişiyim. Yola devam etme imkanım kalmadı. Bugün benim menzilime erişmem ancak önce Allah'ın sonra da senin yardımınla mümkündür. Sana gözlerini geri veren Allah için, senden bir koyun isterim ki, bu seferimde onun sayesinde menzilime erişeyim” dedi. O kişi de meleğe “hakikaten ben kör idim, Allah gözlerimin nurunu bana geri verdi. Fakir idim. Allah beni zengin kıldı. (İşte malım) diledi­ğin kadar al. Allah'a yemin ederim ki, bu gün Allah rızası için ben­den alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkartmayacağım” dedi. Melek de ona “malın elinde kalsın. Hiç şüphesiz Allah sizi im­tihan etti ve Allah senden razı oldu. İki dostun ise Allah'ın gazabına uğradı” dedi."


    Öneri Formu
280665 B003464-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 51

Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Ebu Cuhayfe Vehb es-Süvâî şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber'i (sav) gördüm ve onun alt dudağının altındaki sakalında beyazlığı da gördüm.


    Öneri Formu
33950 B003545 Buhari, Menakıb, 23

Bize Ebu Velid ve Abdullah b. Recâ, onlara Şu'be, ona Hakem, ona İbrahim, ona Esved, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) ihramlı iken saç ayırım yerlerindeki koku (izinin) parlaması hala gözümün önündedir." Bu hadisin ravilerinden Abdullah b. Recâ'nın rivayetinde ifade, Hz. Peygamber'in (sav) 'saç ayırım yerlerinde' değil de 'saç ayırım yerinde' şeklindedir.


    Öneri Formu
278811 B005918-2 Buhari, Libâs, 70


Açıklama: Rivayet anlaşılabildiği kadarıyla muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Recâ arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
31815 B004125 Buhari, Megâzî, 31


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Reca arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278143 B000574-2 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 26


    Öneri Formu
23411 N005455 Nesai, İstiâze, 8


    Öneri Formu
30976 B003958 Buhari, Megâzî, 6


    Öneri Formu
142829 BS006072 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 366