Giriş

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Cerîr b. Hazım arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280484 B003144-2 Buhari, Farzu'l-Humus, 19

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mamer b. Raşid arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280485 B003144-3 Buhari, Farzu'l-Humus, 19

Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Berîre, hürri­yetini satın alma bedeli için yardım istemek üzere Âişe'nin yanına girdi. Üzerinde beş sene içinde taksitle ödemek üzere beş ukiyye borç vardı. Âişe bu talebe ilgi duydu ve “söyle bakalım, ben bir defada bütün borcunu ödesem ve velayetin bana ait olması koşuluyla seni azat etsem, efendilerin seni satarlar mı?” dedi. Berîre gidip bu teklifi sahiplerine arz etti. Fakat onlar “ancak velayetin bizde olursa kabul ederiz” dediler. Aişe der ki: Ben Rasulullah'ın yanına girip konuyu ona arz ettim, Rasulullah (sav) "sen Berîre'yi satın al, sonra hürriyetine kavuştur. Velayet hakkı azat edene aittir" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) ayağa kalkıp şu konuşmayı yaptı: "Bir takım insanlara ne oluyor ki, onlar Allah'ın Kitabı'nda olmayan birçok şart koşuyorlar. Her kim Allah'ın Kitabı'nda bulunmayan bir şart koyarsa, onun geçerliliği yoktur. Allah'ın koyduğu şart uyulmaya daha layık ve daha sağlamdır."


    Öneri Formu
20608 B002560 Buhari, Mükâteb, 1

Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Âişe şöyle haber vermiştir: Berîre, hürri­yetini satın alma bedeli için yardım istemek üzere Âişe'ye geldi. Kendisi o güne kadar bu bedelden herhangi bir şey ödememişti. Âişe, Berîre'ye “efendilerine git, söyle. Eğer isterlerse, velayetin bana ait olması koşuluyla senin azatlık bedelini bir defada onlara ödeyeyim” dedi. Bu teklifi Berîre sahiplerine bildirdi. Fakat onlar bunu kabul et­mediler ve “Âişe, azatlık bedelini, velayetin bizde olmak koşuluyla, karşılıksız vermek isterse versin” dediler. Aişe der ki: Ben bu meseleyi Rasulullah'a arz ettim, Rasulullah (sav) "sen Berîre'yi satın al, sonra hürriyetine kavuştur. Velayet hakkı azat edene aittir" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) ayağa kalkıp şu konuşmayı yaptı: "Bir takım insanlara ne oluyor ki, onlar Allah'ın Kitabı'nda olmayan birçok şart koşuyorlar. Her kim Allah'ın Kitabı'nda bulunmayan bir şart koyarsa, isterse böyle yüz şart koysun, onun geçerliliği yoktur. Allah'ın koyduğu şart uyulmaya daha layık ve daha sağlamdır."


    Öneri Formu
20613 B002561 Buhari, Mükâteb, 2

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona da Amra bt. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Berîre yardım istemek için Müminlerin an­nesi Âişe'ye (r.anha) geldi. Âişe ona “eğer sahiplerin isterse, senin azatlık bedelini bir defada onlara verip seni azat edeyim” dedi. Berîre bu teklifi sahiplerine iletti. Onlar da “ancak velayet hakkı bize olursa kabul ederiz” dediler. Mâlik, Yahya'dan, o da Amra'dan rivayetle şöyle demiştir: Âişe bu durumu Rasulullah'a iletti. Bunun üze­rine Rasulullah (sav), Âişe'ye "sen Berîre'yi satın al ve onu hürriyete kavuştur. Şüphesiz velâyet hakkı ancak hürriyete kavuşturan kimseye aittir" buyurdu.


    Öneri Formu
20619 B002564 Buhari, Mükâteb, 4

Bize Ebu Nuaym, ona Abdulvâhid b. Eymen, ona da babası Eymen şöyle demiştir: Ben Âişe'nin (r.anha) yanına girdim ve “ben Utbe b. Ebu Leheb'in kölesi idim. O öldü ve beni onun oğulları miras olarak aldılar. Onlar da beni İbn Ebu Amr'a sattılar. İbn Ebu Amr da beni hürriyete kavuşturdu. Utbe'nin oğul­ları velâyet hakkını kendilerine ait olmasını şart koşmuşlar” dedim. Bunun üzerine Âişe şöyle dedi: Berîre hürriyetini satın alma antlaşması yapmış olarak bana geldi ve “beni sahiplerimden satın alarak azat et” dedi. Âişe “evet olur” dedi. Berîre “ancak sahiplerim, velayetimin onlarda olması koşulu ile beni satıyorlar” dedi. Âişe “öyleyse benim bu şekilde ihtiyacım yok” dedi. Hz. Peygamber (sav) bu konuşmayı işitti ya da biri ona konuyu anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber Âişe'e'ye sordu, o da konuyu anlattı. Hz. Peygamber (sav) Âişe'ye "sen Berîre'yi satın al ve onu hürriyetine kavuştur. Onlar is­tedikleri şartı koysunlar" buyurdu. Bunun üzerine Âişe Berîre'yi satın aldı ve onu azat etti. Sahipleri onun velâyetinin kendilerinde olmasını şart koştular. Hz. Peygamber (sav) de: "velâyet hakkı, azat edene aittir, İsterlerse yüz tane şart koşsunlar" buyurdu.


    Öneri Formu
20620 B002565 Buhari, Mükâteb, 5

Bize Ebu Numan, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb “ey Allah'ın Rasulü, Cahiliye döneminde (Mescid-i Harâm'da) bir gün itikâf etmeyi adamıştım borç olarak üzerimde bulunmaktadır.” dedi. Peygamber (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti. Ömer, Huneyn'de elde edilen esirlerinden iki cariye elde etti. Bunları Mekke'deki evlerden birinin içine koydu. Daha sonra Rasulullah (sav), Huneyn esirlerini hürriyetlerine kavuşturdu. Esirler de sokaklarda koşmaya başladılar. Bunun üzerine Ömer, oğluna “ey Abdullah! Bak bakalım ne oluyor?” dedi. Abdullah “Rasulullah (sav) esirleri hürriyetlerine kavuşturmuş” dedi. Ömer de oğluna “haydi sen de git ve o iki cariyeyi salıver” dedi. Nafi der ki: Rasulullah (sav) Ci'râne'den umre yapmamıştır. Eğer orada umre yapmış olaydı bu husus Abdullah b. Ömer'e gizli kalmazdı. Cerir b. Hazım, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer'in rivayetinde “Bu iki cariye ganimetin beşte birinden idi” ziyadesi vardır. Mamer b. Raşid, Eyyüb'den, oda Nafi'den, oda İbn Ömer'den bu rivayeti Nezir konusunda aktarmış, ancak burada “Yevme” lafzına yer vermemiştir.


    Öneri Formu
30557 B003144 Buhari, Farzu'l-Humus, 19


    Öneri Formu
234 M003792 Müslim, Itk, 19


    Öneri Formu
235 M003793 Müslim, Itk, 19


    Öneri Formu
237 M003795 Müslim, Itk, 21