119 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona imlâ yoluyla Ebû Abdullah Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Haccâc ile Muhammed b. Abdüsselâm rivâyet etti. (T) Yine bizeEbû Nasr Ahmed b. Ali b. Ahmed el-Fâmî, ona Ebû Abdullah Muhammed b. Yakub el-Hâfız, ona Muhammed b. Nasr el-Mervezî Ebû Abdullah ile Cafer b. Muhammed, onlara Yahya b. Yahya, İbn Şihâb'dan onun da Ebû Hureyre'nin söylediği şu sözü Malik'e okuduğunu söyledi: "Ziyafetlerin en kötüsü, zenginlerin çağrılıp yoksulların ihmal edildiği düğün ziyafetidir. Düğün davetine katılmayan da Allah'a ve Rasûlü'ne âsi olmuştur." Ebû Abdullah'ın rivâyetinde ifade, "Ne kötü ziyafettir" şeklindedir. Bunu Buhârî Sahîh'inde Abdullah b. Yusuf'un Malik'ten rivâyeti şeklinde tahric etti. Müslim de Yahya b. Yahya'dan tahric etti.
Bize Vekî, ona Ali b. Mübârek, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Âmir el-Ukaylî, ona babası, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cennete girecek ilk üç kişiyi iyi bilirim. Onlar; şehitler, efendilerinin haklarının Allah’ın hakkını da yerine getiren köleler (hizmetçiler) ve iffetli davranan fakir kimselerdir. Cehenneme girecek ilk üç kişiyi çok iyi bilirim. Onlar da; kavmine eziyet eden devlet başkanı, hakkını (zekatını) vermediği mala sahip olan zengin ve övünüp duran fakirdir."
Açıklama: İsnad Âmir el-Ukaylî dolayısıyla zayıftır. Hadisin zayıflığı, ayrıntılı olarak 9492 numaralı hadiste açıklanmıştır.
Bize Osman b. Heysem, ona Avf, ona Ebu Recâ, ona da İmran Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Cenneti gördüm, halkının çoğunluğu fakirlerdi; cehennemi gördüm, halkının çoğunluğu kadınlardı." [Eyyûb ve Selm b. Zerîr bu hadisin rivayetinde Avf'a mutabaat etmiştir.]
Bize Nasr b. Ali, ona Abdula'lâ, ona Mamer, ona Zühri, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) 'Miskin, birkaç hurma, birkaç lokma diyerek dolaşan kimse değildir' buyurdu. Oradakiler 'Peki öyleyse miskin kimdir ey Allah’ın Rasulü?' dediler. Rasulullah (sav) 'İhtiyacını giderecek malı olmayan, insanların da durumunu bilmedikleri için sadaka vermedikleri kimsedir' buyurdu."
Bize Seleme b. Şebîb ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da İbn Abbâs'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rabbim, bana bu gece [İbn Abbâs der ki: sanırım] uyku aleminde, en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler aleminde) ne tartışılır bilir misin?' buyurdu. Ben 'Bilmiyorum' dedim. Bunun üzerine elini iki omuzum arasına koydu, onların soğukluğunu göğsümde hissetim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Sonra 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler âleminde) ne tartışılır biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Evet' dedim. (Rabbim) 'Kefaretler hakkında tartışıyorlar. Kefaretler şunlardır: Namazdan sonra mescitlerde (bir sonraki namazı) beklemek, yürüyerek (camiye) cemaate gitmek ve zorlukta abdesti dosdoğru almaktır. Herkim bunları yaparsa, hayırla yaşar hayırla ölür ve anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur' buyurdu, sonra da 'Ey Muhammed! Namazını kıldığın zaman şöyle de' buyurdu: Allah’ım senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları sevmeyi istiyorum. Eğer kullarına bir sıkıntı verip denemek istersen beni bu fitneye uğratmadan yanına al. Dereceler ise selamı yaymak, yemek yedirmek ve geceleyin insanlar uyurken namaz kılmaktır." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle der ki: Bu hadiste Ebu Kılâbe ile İbn Abbas arasında bir kişiyi daha zikretmişlerdir. Yine bu hadisi, Katâde, ona Ebu Kılâbe, ona Hâlid b. Leclâc, ona da İbn Abbâs rivayet etmiştir.]
Bize Abdürrezzak, ona Mamer, ona Eyyüb, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cennetle cehennem birbirleriyle tartışmaya giriştiler. Cennet 'Allah’ım! Ne oluyor da bana sadece fakir ve düşük seviyedeki insanlar giriyor?' dedi. Cehennem de 'Allah’ım! Ne oluyor da bana sadece zorba ve kibirliler giriyor?' diye sordu. Cenab-ı Hak, cehenneme 'Sen benim azabımsın, dilediğimi sana atarım' buyurdu. Cennete de 'Sen de benim rahmetimsin. Dilediğime seni nasip ederim. Her ikiniz de dolacaksınız' buyurdu. Cennete gelince, Allah onun için dilediğini yaratacaktır. Cehennem ise cehennemlikler oraya atılınca 'Daha fazlası yok mu?' der. Sonunda Allah ayağını onun üzerine koyar, böylece cehennem dolar ve büzülüp kapanır, sonra da 'Yeter, yeter, yeter' der."