Giriş

Bize Muhammed b. Ubeyd el-Ğabari, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyûb ve Hişam, onlara Muhammed ona Enes b. Malik “Rasulullah (sav) namaz kıldıktan sonra hutbe verdi ve namazdan önce kurban kesmiş olanlara kurbanlarını yeniden kesmelerini emretti” dedi ve İbn Uleyye’nin hadisinin benzerini rivayet etti.


Açıklama: hadisin tam metni için M005079 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
3864 M005080 Müslim, Edahi, 11

Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hiç kimse bahçesine, komşusunun odun koymasına mani olmasın." [Sonra Ebu Hureyre şöyle diyordu: Görüyorum ki bundan hoşnut olmadınız! Vallahi onu sizin omuzlarınıza atarım.]


    Öneri Formu
1032 M004130 Müslim, Müsakat, 136

Bize Züheyr b. Harb, ona Süfyan b. Uyeyne; (T) Bize Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, onlara ez-Zührî'den bu isnadla şu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir: ["Hiç kimse bahçesine, komşusunun odun koymasına mani olmasın." Sonra Ebu Hureyre şöyle diyordu: Görüyorum ki bundan hoşnut olmadınız! Vallahi onu sizin omuzlarınıza atarım.]


    Öneri Formu
1033 M004131 Müslim, Müsakat, 136

Bize Yahya b. Yahya, ona Huşeym, ona Davud, ona eş-Şa'bî, ona Bera b. Azib'in rivayet ettiğine göre; dayısı Ebu Bürde b. Niyar, Hz. Peygamber (sav) henüz kurbanını kesmeden önce, kurban kesmişti. Ey Allah'ın Rasulü! Bugün (bolluğu sebebiyle) etin sevilmediği bir gündür. Ben aileme, komşularıma ve evimde bulunanlara et yedirmek için önceden kurbanımı kestim dedi. Hz. Peygamber; "yeniden kurban kes" buyurdu. Dayım; ey Allah'ın Rasulü! Bende dişi bir süt oğlağı var, o, iki koyunun etinden daha iyidir. Onu kesebilir miyim diye sordu. Rasulullah (sav); "(olur!) o, senin kestiğin iki kurbanından hayırlı olanıdır. Ama senden sonra o, kimseye kurban olarak yetmez" buyurdu.


    Öneri Formu
3852 M005070 Müslim, Edahi, 5

Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Davud, ona eş-Şa'bî, ona el-Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: Kurban Bayramı günü Rasulullah (sav) bize hutbe okudu ve şöyle buyurdu: "Namazını kılmadan sakın kimse kurbanını kesmesin!" Bunun üzerine dayım; ey Allah'ın Rasulü! Bugün (bolluğundan dolayı) etin hoş görülmediği bir gündür dedi. Sonra hadisi Huşeym'in rivayet ettiği manada zikretti. [Buna göre, Bera'nın dayısı Ebu Bürde b. Niyar, kurbanını Hz. Peygamber (sav) kesmeden önce kesmişti. Bu sebeple, ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz bugün (bolluğundan dolayı) etin hoş görülmediği bir gündür. Ben de aileme, komşularıma ve evimde bulunanlara yedireyim diye kurbanımı erken kestim dedi. Rasûlullah (sav); "bir başka kurban kes" buyurdu. Bu sefer, ey Allah'ın Rasulü! Bende bir süt oğlağı var ki, iki et koyunundan iyidir" dedi. Rasulullah (sav); o senin iki kurbanından daha hayırlı olanıdır. Ama senden sonra kurban olarak bir oğlak hiç kimse için yeterli olmayacaktır" buyurdu.]


    Öneri Formu
3854 M005071 Müslim, Edahi, 5

Bize Müsedded, ona Yahya, ona el-A‘meş, ona Şakîk, ona da Huzeyfe şöyle rivâyet etti: Hz. Ömer’in (ra) huzurunda oturuyorduk. Bir ara; 'Hanginiz Rasûlullah’ın (sav) fitne hakkındaki buyruğunu belledi?' diye sordu. Ben; 'O nasıl dediyse aynı şekilde ben ezberledim' dedim. Hz. Ömer; 'Şüphesiz ki sen, ona (Allah Rasulü hakkında söz söylemek konusunda) ya da o işe (fitneye dair açıklamalar yapmaya) pek cüretkârsın' dedi. Ben; 'Rasûlullah (sav), "Kişinin ailesi, malı, evladı ve komşusu sebebiyle maruz kaldığı fitnenin vebaline namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretmek ve kötülüğe mani olmak keffâret olur" buyurdu' dedim. Hz. Ömer; 'Benim sorduğum bu değil, asıl öğrenmek istediğim deniz dalgaları gibi gelen fitnelerdir' dedi. Huzeyfe; 'Bu tür fitnelerden dolayı senin için korkulacak bir şey yok, ey mü'minlerin emiri. Çünkü seninle o fitne arasında kilitlenmiş bir kapı vardır' dedi. Hz. Ömer; 'Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?' diye sordu. Huzeyfe; 'Kırılacak' deyince, Hz. Ömer; 'O halde o kapı ebediyen kapatılıp kilitlenmeyecek demektir' dedi. Biz (Huzeyfe’ye); 'Ömer kapının kim olduğunu biliyor muydu?' diye sorduk. 'Evet. Bu geceden sonra gündüzün geleceğini bildiği gibi biliyordu. Üstelik ben ona anlaşılmaz üstü kapalı bir söz söylemedim' dedi. Bizler Huzeyfe’ye soru sormaktan çekindiğimiz için Mesrûk’a, bu hususu ona sormasını istedik. O da sordu. Huzeyfe cevaben, 'O kapı Ömer’dir' dedi.


    Öneri Formu
3949 B000525 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 4

Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir el-Mısrî, ona Leys b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona da Urve b. Zübeyr, Abdullah b. Zübeyr'den naklen şöyle rivayet etmiştir: "Ensâr'dan biri, Rasulullah'ın (sav) huzurunda hurmalıklarını suladıkları Harre'deki su kanallarına dair Zübeyr ile zıtlaştı. Ensardan olan, 'Suyu bırak da aksın!' dedi. Zübeyr ise kabul etmedi ve Rasulullah'ın (sav) huzurunda davalaştılar. Hz. Peygamber (sav), 'Ey Zübeyr! Sula. Ardından da suyu komşuna sal!' buyurdu. Bunun üzerine Ensardan olan adam öfkelenip, 'Yâ Rasulullah! Halanın oğlu diye mi! (onu tutuyorsun)' dedi. Nebî'nin rengi attı! Sonra, 'Ey Zübeyr! Sula. Akabinde köklere gidene dek suyu tut!' buyurdu. (Bu olayı hatırlatan) Zübeyr, 'Vallahi! 'Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar' ayetinin bu olaya dair indiğini sanıyorum, dedi."


    Öneri Formu
7568 İM000015 İbn Mâce, Sunne, 2

Bize Ebû Sa'd Ahmed b. Muhammed el-Mâlînî, ona Ebû Ahmed b. Adiy el-Hâfız, ona Ebû Kusay ed-Dımaşkî, ona Süleyman b. Abdurrahman, ona Süveyd b. Abdülaziz, ona Osman b. Atâ el-Horasânî, ona babası, ona Amr b. Şuayb, ona da babası vasıtasıyla dedesi, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimse, âilesine ve malına zarar vereceğinden korkarak komşusuna kapısını kapatırsa, o komşu (gerçek mü'min değildir. Komşusu, kendisinin kötülüğünden emin olmayan kişi (gerçek) mü'min değildir. Komşunun hakkı nedir, biliyor musun? Senden yardım istediğinde ona yardım etmendir. Borç istediğinde ona borç vermendir. Fakir düştüğünde ona destek olmandır. Hastalandığında ziyaret etmendir. Bir hayra nâil olduğunda kendisini tebrik etmendir. Bir musibete uğradığında ona taziye vermendir. Öldüğü zaman da cenazesine katılmandır. Onun izni olmadan evini onun evinden yüksek yaparak rüzgarını kesme! Tencerenden yayılan et kokusu ile onu rahatsız etme, ancak ona da bir parça verirsen müstesna. Bir meyve satın aldığında ona da bir miktar hediye et. Eğer bunu yapamayacaksan, o zaman onu gizlice evine götür. Ayrıca çocuğun da, komşunun çocuğunu kıskandırıp kızdırmak için o meyveyi eline alıp dışarı çıkmasın. Komşunun hakkı nedir, bilir misiniz? Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, komşu hakkının edası, Cenâb-ı Hakk'ın merhamet buyurduğu kişilerden çok azına nasip olur. Cibril bana komşuyu o kadar ısrarla tavsiye etti ki, ben komşuyu komşuya mirasçı yapacak zannettim." Sonra Rasûlullah (sav) şöyle söyledi: "Komşu üçe ayrılır, bir kısmının üç hakkı vardır, bir kısmının iki, bir kısmının da sadece bir hakkı vardır. Üç hakkı olan komşu, müslüman ve akraba olan komşudur; onun komşuluk hakkı, İslâm hakkı ve akrabalık hakkı vardır. İki hakkı olan komşu ise, müslüman olan komşudur; onun da komşuluk hakkı ve İslâm hakkı vardır. Bir hakkı olan komşu da kâfir komşudur, onun sadece komşuluk hakkı vardır." "- Ey Allah'ın Rasûlü, bizim ibadet için kestiğimiz kurbanlarımızdan onlara da yedirelim mi?" diye sorduk. "- Hayır, müşriklere kurbanlıklarınızdan bir şey yedirmeyin" buyurdu.


    Öneri Formu
174529 BŞ9560 Beyhaki, Şuabü'l İman, VII, 83


    Öneri Formu
17040 B002359 Buhari, Musakât, 6


    Öneri Formu
278906 İM000015-2 İbn Mâce, Sunne, 2