Giriş

Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir b. Abdulhamid, ona Fudayl b. Ğazvan, ona Ebu Hazim el-Eşcaî, ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip; ben aç ve bitap düştüm dedi. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber gönderdi, eşi ise; seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok diye cevap verdi. Daha sonra Allah Rasulü başka bir hanımına haber gönderdi, o eşi de aynı cevabı gönderdi. Hepsi de seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" buyurdu. Ensardan bir zat kalkıp; ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü dedi ve onu evine götürdü. Eşine; yiyecek bir şey var mı diye sordu. Eşi; sadece çocuklarımın azığı var diye cevap verdi. Ensardan olan zat; sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca ensardan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav); "eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.


    Öneri Formu
5460 M005359 Müslim, Eşribe, 172

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Abdullah b. ez-Zübeyr'in anlattığına göre; Ensardan bir adam, Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda, Harre'de halkın hurma bahçelerini suladıkları bir ark yüzünden Zübeyr'e çatmıştı. Ensarî Zübeyr'e; suyu serbest bırak aksın demiş ama Zübeyr kabul etmemişti. Bu yüzden Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda tartışmaya başladılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Zübeyr'e; "ya Zübeyr! Önce kendin sula, sonra komşularına da suyu gönder" buyurdu. Ensârî Hz. Peygamber'in bu sözüne kızdı ve Zübeyr senin halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun dedi. Bu söz üzerine Rasulullah'ın (sav) yüzünün rengi attı ve Zübeyr'e dönüp; "ya Zübeyr! Sen bahçeni sula! Sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan bırakma" dedi. Bilahare Zübeyr şöyle dedi: Vallahi ben, "hayır, rabbine and olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar" (Nisâ, 4/68) mealindeki ayetin bu olay üzerine nazil olduğunu zannediyorum.


    Öneri Formu
7074 M006112 Müslim, Fadâil, 129

Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına o adama verecek yemek olup olmadığını sordurdu. Ancak "Yanımızda sudan başka bir şey yoktur" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) yanında bulunan kişilere "Bu adamı kim misafir edecek?" diye sordu. Ensâr'dan bir adam kalkıp "Ben ederim" dedi ve onu evine eşinin yanına götürdü. "Rasulullah'ın (sav) misafirine ikram et" dedi. Kadın "Evimizde sadece çocukların azığı kaldı" deyince adam, "Yemeğini hazırla, kandili yak, akşam yemeği istediklerinde çocukları uyut. [Kadın] Yemeği hazırladı, kandili yaktı ve çocuklarını uyuttu. Sonra kandili düzeltir gibi yapıp söndürdü. Misafirin önünde yiyormuş gibi yaptılar. Aç gecelediler. Sabah olunca ev sahibi Rasulullah'a (sav) gitti. Rasulullah (sav) "Bu gece Allah (cc), yaptığınız güzel iş için güldü veya bu Onun (cc) hoşuna gitti" buyurdu. Allah (cc) bu hadise üzerine "Onlar kendileri ihtiyaç halinde olsalar bile başkalarını kendilerine tercih ederler. Nefislerinin cimriliğinden sakınanlar var ya işte kurtuluşa erenler onlardır." (Haşr, 9/59)


    Öneri Formu
34925 B003798 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 10

Bize Harun b. Ma'ruf, ona Abdullah b. Vehb; (T) Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah b. Ömer, ona babası Hz. Ömer'i şöyle anlatırken duyduğunu rivayet etmiştir: Rasul-i Ekrem (sav) bazen bana (herkese dağıtılan ganimetten) mal (atâ) verirdi de ben; bunu benden daha fakir birine ver derdim. Bir keresinde bana (yine böyle) bir mal verdi de onu benden daha fakir birine ver dedim. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav); "sen bunu al! Göz dikmediğin ve istemediğin halde sana gelen bu çeşit malı al. Böyle olmayan malın ise ardına düşme!" buyurdu.


    Öneri Formu
287541 M002405-2 Müslim, Zekat, 110


    Öneri Formu
149012 BS012167 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 299

Bana Ebu Nua’ym –bu hadisin yaklaşık yarısı kadarını rivayet etti-, ona Ömer b. Zer, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, açlık sebebiyle ciğerimi (karnımı) yere dayardım. Yine açlık sebebiyle karnıma taş bağlardım. Bir keresinde insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Derken Ebu Bekir uğradı, kendisine Allah’ın kitabından bir âyet sordum. Tabi, ona sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Sonra Ömer uğradı. Ona da Kur’an’dan bir âyet sordum. Kendisine sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Daha sonra da Ebu’l-Kâsım (sav) uğradı. Beni görünce gülümsedi, niyetimi ve yüzümdeki ifadeyi anlayıp "Ey Ebu Hirr" (kedi babası) dedi. Ben de “Buyur! Ey Allah’ın Rasulü” dedim. Benimle gel, buyurdu ve yürüdü ben de peşinden gittim. (Evine) girdi, ben de girmek için izin istedim ve bana izin verdi. Kendisi (sav) içeri girip bir bardak süt görünce "Bu süt nereden geldi" dedi. Onu, falan kimse veya falan kadın sana hediye etti, dediler. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Suffa mektebine git, onları bana çağır" buyurdu. (Ebu Hureyre): Ashabı Suffe İslam’ın misafirleridir. Onların sığınacakları ne aileleri ne malları ne de dayanacakları bir kimseleri vardı. Rasulullah’a (sav) bir sadaka gelince Allah’ın Rasulü (sav), hiç bir şey almadan bunu, onlara gönderirdi. Bir hediye geldiğinde ise kendisine biraz alır, bunu onlara da göndererek hediyeye onları da ortak ederdi, dedi. Bundan dolayı (onları çağırma) konusu hoşuma gitmedi. Kendi kendime: “Bu kadarcık süt, Ashabı Suffe için neye yetecek ki? Zira ondan içerek kendime gelebilmem için onu içmeye en çok ben layığım. Onlar geldiğinde Rasulullah (sav), (sütü ikram etmem için) bana emredecek ben de onlara dağıtacağım. (Dolayısıyla) bu sütten bana ne kalabilir ki? Ancak Allah’a ve O’nun Rasulü’ne (sav) itaat gerekirdi” dedim. Onlara varıp kendilerini çağırdım. Onlar geldi, (içeri girmek için) izin istediler ve kendilerine izin verildi. Evde yerlerini aldılar. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Bunu al ve onlara dağıt", dedi. Bardağı alıp dağıtmaya başladım. Birine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Arkasından diğerine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Nebî’ye (sav) varıncaya kadar bir başkası doyasıya içiyor, ardından bardağı bana veriyordu. Sonunda onların hepsi doymuştu. O (sav), bardağı alıp eline koydu, bana bakıp gülümsedi ve "Ebu Hirr!" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Sen ve ben kaldık" dedi. Doğru diyorsun Ya Rasulallah, dedim. "Otur da iç" buyurdu. Oturup içtim. "Yine iç!" buyurdu. Ben de tekrar içtim. Sürekli iç, diyordu. Sonunda hayır, seni hak ile gönderene yemin olsun ki, artık süte gidecek bir yer bulamıyorum (doydum), dedim. "Bana ver" buyurdu. Bardağı kendisine verdim, Allah’a hamdedip, besmele çekerek geri kalan sütü içti.


    Öneri Formu
23777 B006452 Buhari, Rikâk, 17


    Öneri Formu
30848 B003163 Buhari, Cizye ve Muvâdea, 4