Giriş

Bize İshak b. İsmail et-Talekânî, ona Abde, ona Said, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle dedi: Hz. Ali Fatıma ile evlendiğinde, Rasulullah (sav) ona "Fatıma'ya bir şeyler ver" dedi. Hz. Ali de ona verebilecek bir şeyim yok deyince, Hz. Peygamber (sav), "hutamî zırhın nerede?" dedi.


Açıklama: Hutamî zırh; Abdülkays kabilesinin Hutama b. Muhârib koluna mensup insanlar tarafından üretilen bir zırh çeşididir. Kılıç dahi işlemeyen son derece sağlam bir zırhtır. Bu rivâyet, gerdeğe girmeden önce damadın, geline bir hediye vermesinin meşrûiyetine delildir. Ülkemizde yüz görümlülüğü denilen uygulama bunun benzeridir. Kadının gönlünü hoş etmeye yönelik bir davranıştır. Verilen bu hediye, mehrin dışında bir şeydir. Bunun dinî bir gereklilik olduğunu söylemek elbette mümkün değildir, ama insanî ve sosyal bir gerekliliktir. Eşler arasındaki ülfet ve muhabbete de vesiledir. Verecek malı olmayan Hz. Ali’ye, Rasulullah'ın (sav), zırh gibi en önemli silahını satıp yüz görümlülüğü vermesini istemesi, buna verdiği önemin göstergesidir. Ayrıca geline verilecek olan hediyenin de çok sıradan bir şey olmamasını ifade etmektedir. Ancak burada verilmesi istenen şeyin yüz görümlülüğü değil, mehir olması da muhtemeldir.

    Öneri Formu
12168 D002125 Ebu Davud, Nikah, 34, 35

Bize Kesir b. Ubeyd, ona Ebu Hayve, ona Şuayb, ona Ğaylan, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
12170 D002127 Ebu Davud, Nikah, 34, 35

Bize Abdân, ona Abdullah (T); bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet pa­yımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyum­culuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla dü­ğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı devele­rim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şey­leri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri ke­silmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hâ­rise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görme­dim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim. Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya baş­ladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi. Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.


    Öneri Formu
31151 B004003 Buhari, Megâzî, 12

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet pa­yımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyum­culuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla dü­ğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı devele­rim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şey­leri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri ke­silmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hâ­rise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görme­dim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim. Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya baş­ladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi. Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.


    Öneri Formu
136965 B003091 Buhari, Farzu'l-Humus, 1

Bize Abdân, ona Abdullah (T); Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir: Benim Bedir günündeki ganimet pa­yımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyum­culuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla dü­ğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı devele­rim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şey­leri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri ke­silmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hâ­rise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görme­dim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim. Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya baş­ladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi. Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.


    Öneri Formu
281186 B004003-2 Buhari, Megâzî, 12

Bize Kesir b. Ubheyd el-Hımsî, ona Ebu Hayve, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Ğaylan b. Enes, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban, ona da Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birinin rivayet ettiğine göre; Hz. Ali (ra) Rasûlullah'ın (sav) kızı Fâtıma (ra) ile evlenince, onunla gerdeğe girmek istemiş, fakat Rasulullah (sav) Fatıma'ya (r.anha) bir şeyler vermeden gerdeğe girmesine mani olmuştu. Bunun üzerine Hz. Ali, Ey Allah'ın Rasulü, verecek bir şeyim yok demiş, Hz. Peygamber (sav) "zırhını ona ver!" buyurmuştu. Bunun üzerine Ali zırhını ona verdi, sonra gerdeğe girdi.


    Öneri Formu
12169 D002126 Ebu Davud, Nikah, 34, 35


    Öneri Formu
18515 D002989 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 19, 20


    Öneri Formu
18289 D002968 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 18, 19


    Öneri Formu
18511 D002988 Ebu Davud, Harac, Fey' ve 'İmare, 19, 20


    Öneri Formu
32214 B004240 Buhari, Megâzî, 38