425 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Dahhâk b. Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dînâr, ona da Ebu Salih Zeyyât, şöyle demiştir: Ebu Saîd el-Hudrî "dinar (altın para) dinar ile, dirhem (gümüş para da) dirhem ile (ancak eşit değerde olmak şartı ile değiştirilebilir)" dedi. Bunun üzerine ben "İbn Abbâs böyle (fazlalık faizdir) demiyor, o faizi sadece veresiye olmakla sınırlıyor" dedim. Ebu Saîd de bana şöyle dedi: "Ben İbn Abbâs'a 'faizin veresiye ile sınırlı olduğunu Hz. Peygamber'den (sav) mi işittin, yoksa bu hükmü Allah'ın Kitabında mı buldun?' dedim, o da bana 'bunların hiç birini (yani ne Hz. Peygamber'den işittim, ne de Allah'ın kitabında buldum) diyemem. Sizler Hz. Peygamber'i benden daha iyi tanıyorsunuz. Ancak Peygamber'in (sav) 'faiz ancak veresiye durumunda geçerlidir' buyurduğunu bana Üsâme söyledi' dedi."
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve Vasıl b. Abdüla'la, o ikisine İbn Fudayl, ona babası, ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hurmayla hurma, buğdayla buğday, arpayla arpa ve tuzla tuz misli misline peşin olarak satılır. Her kim malların cinsi değişmediği sürece, (bu malları) ziyadeli olarak takas edecek olursa muhakkak ribâ yapmıştır."
Bize Ali b. Abdullah, ona Dahhâk b. Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dînâr, ona da Ebu Salih Zeyyât, şöyle demiştir: Ebu Saîd el-Hudrî "dinar (altın para) dinar ile, dirhem (gümüş para da) dirhem ile (ancak eşit değerde olmak şartı ile değiştirilebilir)" dedi. Bunun üzerine ben "İbn Abbâs böyle (fazlalık faizdir) demiyor, o faizi sadece veresiye olmakla sınırlıyor" dedim. Ebu Saîd de bana şöyle dedi: "Ben İbn Abbâs'a 'faizin veresiye ile sınırlı olduğunu Hz. Peygamber'den (sav) mi işittin, yoksa bu hükmü Allah'ın Kitabında mı buldun?' dedim, o da bana 'bunların hiç birini (yani ne Hz. Peygamber'den işittim, ne de Allah'ın kitabında buldum) diyemem. Sizler Hz. Peygamber'i benden daha iyi tanıyorsunuz. Ancak Peygamber'in (sav) 'faiz ancak veresiye durumunda geçerlidir' buyurduğunu bana Üsâme söyledi' dedi."
Bize Ebu Küreyb ve Vasıl b. Abdüla'lâ, o ikisine İbn Fudayl, ona babası, ona İbn Ebu Nu'm, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Altın altınla gramı gramına ve misli misline; gümüş gümüşle gramı gramına ve misli misline satılır. Her kim fazla verir veya alırsa bu (yaptığı) ribâdır."
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Abdülmecid b. Süheyl b. Abdurrahman b. Avf, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. Peygamber (sav) ona; "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi" diye sordu. O sahabi; hayır ey Allah'ın Rasulü! Vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu.