1632 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye hicret edip geldiğinde, babam Ebu Bekir ile Bilal sıtmaya tutuldular. Ebu Bekir, kendisini sıtma nöbeti tuttuğunda “Her kişi ailesi ile birlikte sabahlar. Halbuki ölüm ona pabucunun tasmasından daha yakındır” beytini söylerdi. Bilal ise sıtma nöbeti geçince yüksek sesle “Ah bir bilsem! bir kez olsun Mekke vadisinde geceleyecek miyim, etrafımda ızhır ve celîl otları? Bir gün Mecenne sularına varır mıyım? Bir kere daha görünür mü bana acaba Şâme ve Tafîl?” beytini söyler ve “Allah'ım! Yurdumuzdan çıkıp, veba yurduna gitmeye bizi mecbur bırakan Şeybe b. Rabîa'ya, Utbe b. Rabîa'ya ve Ümeyye b. Halef'e lanet et” diye beddua ederdi. Peygamber (sav) de bunları işittikten sonra "Allah'ım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Allah'ım! Sâf ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Allah'ım! Medine'nin havasını bizim için düzeltip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye gönder" diye dua etti. Aişe der ki: Biz Medine'ye geldiğimizde, Medine Allah'ın arzı içinde veba hastalığının en yaygın olduğu yerdi. Yine Aişe der ki: Medine'nin Buthân vadisinden acı bir su akardı.
Bize Vasıl b. Abdulala, ona Muhammed b. Fudayl (ed-Dabbî), ona Husayn b. Abdurrahman, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas, ona babası (Ali b. Abdullah b. Abbas), ona da Abdullah b. Abbas rivayet etmiştir: Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) yanında uyudu. Rasulullah (sav) uyandı, misvak kullandı ve abdest aldı. Bu esnada şu ayetleri okuyordu: "Şüphesiz göklerle yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün birbirini takip edişinde akıl sahipleri için ibretler vardır." (Bakara 2/164) Rasulullah (sav) bu ayetleri surenin sonuna kadar okudu. Sonra kalktı ve iki rekât namaz kıldı. Fakat bu iki rekâtta kıyamı, rükûu ve secdeleri uzattı. Ardından namazını bitirip uyudu. Öyle ki uyurken horladı. Rasulullah (sav) bunu üç defa yaptı. Böylece altı rekât namaz kıldı. Hepsinde de misvak kullanıyor, abdest alıyor ve bu âyetleri okuyordu. Bilahare üç rekât vitir namazı kıldı; derken müezzin ezan okudu. O (sav) da; "ey Allah'ım! Kalbime nur, dilime nur, kulağıma nur, gözüme nur, arkama nur, önüme nur, altıma nur ve üstüme nur ver. Allah'ım bana nur ver" duasını okuyarak namaza çıktı.
Açıklama: Nurdan kastedilen hidayettir. Bakara 2/164: Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.
Bize Osman b. EBu Şeybe, ona Abde, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) mescitte Kur'an okumakta olan bir adamın sesini işitti ve "Allah ona rahmeti ile muamele eylesin, bana, falanca sûrede düşürmüş olduğum filanca ayetleri hatırlatmıştır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Seleme, ona da Küreyb, İbn Abbas'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Bir gece teyzem Meymune'nin yanında kaldım. Rasûl-i Ekrem'in (sav) nasıl namaz kıldığını gözetledim. Rasulullah (sav) kalktı, küçük abdest yaptı. Sonra yüzünü ve ellerini yıkadı. Sonra uyudu. Daha sonra da kalkarak (asılı duran) su tulumuna yöneldi, onun ağız bağını çözdü. Sonra bir tasa -yahut çanağa- su döktü. Sonra suyu israf etmeden ve fazla da kısmadan güzel bir abdest aldı. Sonra kalkıp namaz kıldı. Ben de kalktım, yanına geldim, onun soluna durdum. Rasulullah (sav) beni tutarak sağ tarafına geçirdi. Hz. Peygamber'in (sav) namazı on üç rekâtta tamam oldu. Sonra uyudu, hatta horladı. Biz onun uyuduğunu horlamasından anlardık. Sonra namaza çıktı ve (sabah) namazını kıldı. Namazında yahut secdesinde; "ya Rabbi! Benim kalbime nur, kulağıma nur, gözüme nur, sağıma nur, soluma nur, önüme nur, arkama nur, üstüme nur, altıma nur lütfeyle. Benim için bir nur yarat -yahut beni nur eyle!-" diye dua ediyordu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Hennâd b. Serî, o ikisine Ebu Ahvas, ona Said b. Mesruk, ona Seleme b. Küheyl, ona da İbn Abbas'ın azadlısı Ebu Rişdîn, İbn Abbas'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Bir gece teyzem Meymune'nin evinde kaldım. -Ravi hadisi anlattı, ancak Rasûl-i Ekrem'in yüzünü ve ellerini yıkadığını söylemedi. Fakat şöyle dedi-: Rasulullah (sav) sonra su tulumunu aldı, bağını çözdü ve suyu israf etmeden, gereğinden az da kullanmadan orta bir abdest aldı. Sonra yatağına gitti ve uyudu. Sonra bir daha kalktı ve yine tulumu alıp ipini çözdü. Bu sefer öyle bir abdest aldı ki, işte abdest ona derler! Sonra; "ya Rabbi! Bana pek büyük bir nur ihsan eyle!" dedi. "Beni nur eyle!" cümlesini söylemedi.