482 Kayıt Bulundu.
Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Hâla Allah'a tevbe edip O'ndan bağışlanmayı dilemiyecekler mi? Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.
Bize Ali b. İshak, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Yahya b. Eyyûb, ona Ubeydullah b. Zahr, ona Ali b. Yezîd, ona Kasım, ona da Ebu Ümâme Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hasta ziyaret eden rahmete gark olur." Rasul-i Ekrem (sav) elini onun [Sahâbî Ebu Ümâme'nin] baldırı üzerine koydu, sonra eliyle baldırını aşağı yukarı ovdu ve "Kişi, hastanın yanında oturursa onu rahmet bürür" buyurdu.
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir: Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu. Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Açıklama: hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfaatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.