Öneri Formu
Hadis Id, No:
13254, M006977
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ سَلْمَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ خَلَقَ يَوْمَ خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ مِائَةَ رَحْمَةٍ كُلُّ رَحْمَةٍ طِبَاقَ مَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ فَجَعَلَ مِنْهَا فِى الأَرْضِ رَحْمَةً فَبِهَا تَعْطِفُ الْوَالِدَةُ عَلَى وَلَدِهَا وَالْوَحْشُ وَالطَّيْرُ بَعْضُهَا عَلَى بَعْضٍ فَإِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ أَكْمَلَهَا بِهَذِهِ الرَّحْمَةِ » .
Tercemesi:
Bize İbn Numeyr, ona Ebu Muâviye, ona Davud b. Ebu Hind, ona Ebu Osman, ona da Selman’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri yarattığı gün yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet, göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Bu rahmetlerden bir tanesini yere indirdi. Bu rahmet sayesinde anne yavrusuna, yabani hayvanlar, kuşlar birbirlerine merhamet ederler. Kıyamet gününde ise Allah bu rahmeti ile birlikte (rahmetini) yüze tamamlayacaktır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6977, /1129
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13260, M006981
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ عَبْدٌ أَخْبَرَنَا وَقَالَ ابْنُ رَافِعٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ قَالَ قَالَ لِىَ الزُّهْرِىُّ أَلاَ أُحَدِّثُكَ بِحَدِيثَيْنِ عَجِيبَيْنِ قَالَ الزُّهْرِىُّ أَخْبَرَنِى حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَسْرَفَ رَجُلٌ عَلَى نَفْسِهِ فَلَمَّا حَضَرَهُ الْمَوْتُ أَوْصَى بَنِيهِ فَقَالَ إِذَا أَنَا مُتُّ فَأَحْرِقُونِى ثُمَّ اسْحَقُونِى ثُمَّ اذْرُونِى فِى الرِّيحِ فِى الْبَحْرِ فَوَاللَّهِ لَئِنْ قَدَرَ عَلَىَّ رَبِّى لَيُعَذِّبُنِى عَذَابًا مَا عَذَّبَهُ بِهِ أَحَدًا . قَالَ فَفَعَلُوا ذَلِكَ بِهِ فَقَالَ لِلأَرْضِ أَدِّى مَا أَخَذْتِ . فَإِذَا هُوَ قَائِمٌ فَقَالَ لَهُ مَا حَمَلَكَ عَلَى مَا صَنَعْتَ فَقَالَ خَشْيَتُكَ يَا رَبِّ - أَوْ قَالَ - مَخَافَتُكَ . فَغَفَرَ لَهُ بِذَلِكَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfî ve Abd b. Humeyd rivayet etti, Abd: Ahberenâ: Bize haber verdi dedi, İbn Râfî de –lafız kendisine ait olmak üzere- Haddesenâ: Bize rivayet etti dedi, onlara Abdürrezzak, ona Ma‘mer’in şöyle dediğini rivayet etti: ez-Zührî bana: Ben sana, hayrette bırakan iki hadis rivayet edeyim mi? dedi. ez-Zührî dedi ki: Bana Humeyd b. Abdurrahman, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği Nebi’nin (sav) şu buyruğunu nakletti: “Bir adam kendi aleyhinde günah işlemekte aşırıya kaçmıştı. Ölüm vakti gelince oğullarına vasiyette bulunarak dedi ki: Ölecek olursam beni yakın, sonra beni iyice öğütün, sonra denizde rüzgâra karşı beni savurun, vallahi, Rabbimin kudreti bana galip gelirse kesinlikle kimseye yapmadığı bir azabı bana yapacaktır. (Ravi) dedi ki: Onlar da onun dediğini yaptılar. (Yüce Allah) yere ne aldıysan geri ver, dedi. Adam derhal ayağa kalkıverdi, ona: Bu yaptığına seni iten ne oldu? dedi. O: Rabbim senden haşyetim –ya da senden korkum- deyince, bundan ötürü Allah da ona günahlarını bağışladı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6981, /1130
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. Ebu Hüzeyl Muhammed b. Velid ez-Zübeydi (Muhammed b. Velid b. Amir)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb el-Havlani (Muhammed b. Harb b. Ebreş)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Süleyman b. Davud el-Bağdadi (Süleyman b. Davud b. Rüşeyd)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13263, M006983
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الرَّبِيعِ سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنِى الزُّبَيْدِىُّ قَالَ الزُّهْرِىُّ حَدَّثَنِى حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَسْرَفَ عَبْدٌ عَلَى نَفْسِهِ » . بِنَحْوِ حَدِيثِ مَعْمَرٍ [« أَسْرَفَ رَجُلٌ عَلَى نَفْسِهِ فَلَمَّا حَضَرَهُ الْمَوْتُ أَوْصَى بَنِيهِ فَقَالَ إِذَا أَنَا مُتُّ فَأَحْرِقُونِى ثُمَّ اسْحَقُونِى ثُمَّ اذْرُونِى فِى الرِّيحِ فِى الْبَحْرِ فَوَاللَّهِ لَئِنْ قَدَرَ عَلَىَّ رَبِّى لَيُعَذِّبُنِى عَذَابًا مَا عَذَّبَهُ بِهِ أَحَدًا . قَالَ فَفَعَلُوا ذَلِكَ بِهِ فَقَالَ لِلأَرْضِ أَدِّى مَا أَخَذْتِ . فَإِذَا هُوَ قَائِمٌ فَقَالَ لَهُ مَا حَمَلَكَ عَلَى مَا صَنَعْتَ فَقَالَ خَشْيَتُكَ يَا رَبِّ - أَوْ قَالَ - مَخَافَتُكَ . فَغَفَرَ لَهُ بِذَلِكَ »] إِلَى قَوْلِهِ « فَغَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . وَلَمْ يَذْكُرْ حَدِيثَ الْمَرْأَةِ فِى قِصَّةِ الْهِرَّةِ وَفِى حَدِيثِ الزُّبَيْدِىِّ قَالَ « فَقَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لِكُلِّ شَىْءٍ أَخَذَ مِنْهُ شَيْئًا أَدِّ مَا أَخَذْتَ مِنْهُ » .
Tercemesi:
Bana Ebu’r-Rabi‘ Süleyman b. Davud, ona Muhammed b. Harb, ona ez-Zübeydî, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah’ı (sav): “Bir kul kendi aleyhine aşırı derecede günah işlemişti” buyururken dinlemiştim diyerek, hadisi Ma‘mer’in rivayet ettiğine yakın olarak rivayet etti. [“Bir kul kendi aleyhine aşırı günah işlemişti. Ölüm vakti yaklaşınca, çocuklarına vasiyet ederek dedi ki: Ben öldüğüm takdirde beni yakın, sonra iyice beni öğütün, sonra da beni denizde rüzgâra karşı savurun. Vallahi, eğer Rabbimin bana gücü yeterse, kimseye yapmadığı bir azap ile beni azablandıracaktır. Onun bu dediğini ona yaptılar. (Yüce Allah) yere: Ne aldınsa geri ver, buyurdu. Adam derhal ayağa kalkıverdi. Seni bu yaptığına ne itti, diye sordu. O: Rabbim haşyetin –ya da senden korkum – dedi. Allah da bundan dolayı ona günahlarını bağışladı.”] Rivayetini “Allah da günahlarını ona bağışladı” sözlerine kadar nakletti ve kedi hadisesinde kadın ile ilgili hadisi zikretmedi. Hadisin ez-Zubeydî tarafından nakledilen rivayetinde de dedi ki: “Bunun üzerine aziz ve celil Allah ondan (onun küllerinden) bir şeyler almış olan her bir şeye: Ondan ne aldınsa, onu geri öde, buyurdu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6983, /1130
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13275, M006989
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عُبَيْدَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَبْسُطُ يَدَهُ بِاللَّيْلِ لِيَتُوبَ مُسِىءُ النَّهَارِ وَيَبْسُطُ يَدَهُ بِالنَّهَارِ لِيَتُوبَ مُسِىءُ اللَّيْلِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona da Amr b. Murre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeyde’yi Ebu Musa’nın kendisine rivayet ettiği Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu naklederken dinledim: “Şüphesiz aziz ve celil Allah gündüzün günahkârı tövbe etsin diye geceleyin elini uzatır, gecenin günahkârı tövbe etsin diye gündüzün elini uzatır. Bu, güneş battığı yerden doğuncaya kadar böyle devam edecektir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6989, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13266, M006984
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ سَمِعَ عُقْبَةَ بْنَ عَبْدِ الْغَافِرِ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ يُحَدِّثُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « أَنَّ رَجُلاً فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَاشَهُ اللَّهُ مَالاً وَوَلَدًا فَقَالَ لِوَلَدِهِ لَتَفْعَلُنَّ مَا آمُرُكُمْ بِهِ أَوْ لأُوَلِّيَنَّ مِيرَاثِى غَيْرَكُمْ إِذَا أَنَا مُتُّ فَأَحْرِقُونِى - وَأَكْثَرُ عِلْمِى أَنَّهُ قَالَ - ثُمَّ اسْحَقُونِى وَاذْرُونِى فِى الرِّيحِ فَإِنِّى لَمْ أَبْتَهِرْ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرًا وَإِنَّ اللَّهَ يَقْدِرُ عَلَىَّ أَنْ يُعَذِّبَنِى - قَالَ - فَأَخَذَ مِنْهُمْ مِيثَاقًا فَفَعَلُوا ذَلِكَ بِهِ وَرَبِّى فَقَالَ اللَّهُ مَا حَمَلَكَ عَلَى مَا فَعَلْتَ فَقَالَ مَخَافَتُكَ . قَالَ فَمَا تَلاَفَاهُ غَيْرُهَا » .
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Şu‘be, ona Katâde’nin rivayet ettiğine göre o, Ukbe b. Abdülğâfir’i şöyle derken dinledi: Ebu Saîd el-Hudrî’yi Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederken dinledim: “Sizden öncekiler arasında Allah’ın kendisine çokça mal ve evlat verdiği birisi çocuklarına: Ya size vereceğim emri yerine getireceksiniz yahut da ben mirasımı sizden başkalarına bırakacağım, dedi. Öleceğim zaman beni yakın –ağır basan kanaatim odur ki, şunları da söyledi:- Sonra beni öğütün ve rüzgâra karşı beni savurun, çünkü benim Allah nezdinde kabul edilecek işlediğim bir hayrım yok ve şüphesiz Allah’ın beni azablandırmaya gücü yeter. (Devamla) dedi ki: Onlardan (bunu yapacaklarına dair) bir söz aldı, onlar da –Rabbime yemin ederim ki- ona bu dediğini yaptılar. Allah: Seni bu yaptığını yapmaya iten ne oldu? dedi. O: Senden korkum, dedi. Gerçekten de bundan (bu sözünden) başkası onun imdadına yetişmedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6984, /1130
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13269, M006985
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ قَالَ لِى أَبِى حَدَّثَنَا قَتَادَةُ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ح وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ كِلاَهُمَا عَنْ قَتَادَةَ ذَكَرُوا جَمِيعًا بِإِسْنَادِ شُعْبَةَ [سَمِعَ عُقْبَةَ بْنَ عَبْدِ الْغَافِرِ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ] نَحْوَ حَدِيثِهِ [« أَنَّ رَجُلاً فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَاشَهُ اللَّهُ مَالاً وَوَلَدًا فَقَالَ لِوَلَدِهِ لَتَفْعَلُنَّ مَا آمُرُكُمْ بِهِ أَوْ لأُوَلِّيَنَّ مِيرَاثِى غَيْرَكُمْ إِذَا أَنَا مُتُّ فَأَحْرِقُونِى - وَأَكْثَرُ عِلْمِى أَنَّهُ قَالَ - ثُمَّ اسْحَقُونِى وَاذْرُونِى فِى الرِّيحِ فَإِنِّى لَمْ أَبْتَهِرْ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرًا وَإِنَّ اللَّهَ يَقْدِرُ عَلَىَّ أَنْ يُعَذِّبَنِى - قَالَ - فَأَخَذَ مِنْهُمْ مِيثَاقًا فَفَعَلُوا ذَلِكَ بِهِ وَرَبِّى فَقَالَ اللَّهُ مَا حَمَلَكَ عَلَى مَا فَعَلْتَ فَقَالَ مَخَافَتُكَ . قَالَ فَمَا تَلاَفَاهُ غَيْرُهَا »] وَفِى حَدِيثِ شَيْبَانَ وَأَبِى عَوَانَةَ « أَنَّ رَجُلاً مِنَ النَّاسِ رَغَسَهُ اللَّهُ مَالاً وَوَلَدًا » . وَفِى حَدِيثِ التَّيْمِىِّ « فَإِنَّهُ لَمْ يَبْتَئِرْ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرًا » . قَالَ فَسَّرَهَا قَتَادَةُ لَمْ يَدَّخِرْ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرًا . وَفِى حَدِيثِ شَيْبَانَ « فَإِنَّهُ وَاللَّهِ مَا ابْتَأَرَ عِنْدَ اللَّهِ خَيْرًا » . وَفِى حَدِيثِ أَبِى عَوَانَةَ « مَا امْتَأَرَ » . بِالْمِيمِ .
Tercemesi:
Bu hadisi bize Yahya b. Habib el-Hârisi de, ona Mu‘temir b. Süleyman rivayet etti, dedi ki: Bana babam dedi ki: Bize Katâde rivayet etti; (T) Ayrıca Bize Ebu Bekr b Ebu Şeybe, ona el-Hasan b. Musa, ona Şeybân b. Abdurrahman da rivayet etti; (T) Yine Bize İbnü’l-Müsennâ, ona Ebu’l-Velid, ona Ebu Avâne rivayet etti, her ikisine de Katâde rivayet etti, hepsi birlikte Şu‘be’nin isnadı ile şunu zikrettiler: [Ukbe b. Abdülğâfir’i şöyle derken dinledi: Ben Ebu Saîd el-Hudrî’yi şöyle derken dinledim] diyerek hadisi onun rivayetine yakın olarak zikretti. [“Sizden öncekiler arasında Allah’ın kendisine mal ve evlat vermiş olduğu bir adam çocuklarına: Ya size emrettiğimi yapacaksınız yahut da ben mirasımı sizden başkasına bırakacağım, dedi. Ben öldükten sonra beni yakın -ağır basan bilgime göre o şunları da söyledi:- Sonra beni iyice öğütün ve rüzgâra karşı beni savurun. Çünkü benim Allah nezdinde kabul edilecek hiçbir hayırlı amelim olmadı ve muhakkak Allah’ın beni azablandırmaya kudreti vardır. Böylece onlardan bir ahit aldı, onlar da bu dediğini ona yaptılar. Rabbime yemin olsun, Allah da: Seni bu yaptığını yapmaya iten ne idi? dedi. O: Senden korkumdur, dedi. Gerçekten bundan başkası onun imdadına yetişmedi.”]
Hadisin Şeybân ve Ebu Avâne rivayetinde de şöyle denilmektedir: “İnsanlardan Allah’ın kendisine bir mal ve evlat bağışlamış olduğu bir adam…”
et-Teymî hadisinde: “Allah nezdinde kabul edilebilecek bir hayır işlememişti” dedi. Katâde bu kelimeyi (“lem yebteir” lafzını) Allah nezdinde hayır namına hiçbir şey biriktirmemişti, diye açıklamıştır. Şeybân’ın hadisi rivayetinde de: “Çünkü şüphesiz ben, vallahi, Allah nezdinde kabul edilebilecek bir hayır işlemedim” demiştir. Ebu Avâne’nin hadisi rivayetinde de: (“Ma ibteera” kelimesi) “Ma imterâ: işlememiştir, biriktirmemiştir” diye, mim harfi ile rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6985, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13271, M006986
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَمْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ « أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ » . قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ « اعْمَلْ مَا شِئْتَ » .
Tercemesi:
Bana Abdüla‘lâ b. Hammâd, ona Hammâd b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) aziz ve celil Rabbinin şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, günahımı bana bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin hem günahı bağışlayan ve hem günahtan ötürü sorumlu tutan bir Rabbi olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve: Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin bir Rabbinin olduğunu bildi. Artık istediğini yap, ben sana (günahlarını) bağışladım” buyurdu.
Abdüla‘lâ dedi ki: Üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi “İstediğini yap” dedi, bilemiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6986, /1131
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Amra Abdurrahman b. Ebu Amra el-Ensari (Abdurrahman b. Amr b. Muhsin b. Amr b. Ubeyd b. Amr b. Mebzül)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13273, M006987
Hadis:
قَالَ أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ زَنْجُويَهْ الْقُرَشِىُّ الْقُشَيْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ النَّرْسِىُّ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَمْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ ] عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ « أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ » . قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ « اعْمَلْ مَا شِئْتَ ».
Tercemesi:
Ebu Ahmed dedi ki: Bana Muhammed b. Zenceveyh el-Kureşî el-Kuşeyrî, ona Abdüla‘lâ b. Hammâd en-Nersî bu isnad ile [ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Abdurrahman b. Ebu Amre, ona da Ebu Hureyre’nin] Nebi’den (sav) aziz ve celil Rabbinin şöyle buyurduğunu rivayet etti, dedi: “Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, günahımı bana bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi, kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan Rabbinin olduğunu bildi, byurdu. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi ve: Rabbim, günahımı bana bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan rabbinin olduğunu bildi. (Artık) dilediğin ameli işle, ben sana (günahlarını) bağışladım buyurdu.”
Abdüla‘lâ dedi ki: Ben üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi: “Dilediğini yap” buyurduğunu bilemiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6987, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13274, M006988
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنِى أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ قَالَ كَانَ بِالْمَدِينَةِ قَاصٌّ يُقَالُ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى عَمْرَةَ - قَالَ - فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ عَبْدًا أَذْنَبَ ذَنْبًا » . بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ [عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ « أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ . ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى . فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ » . قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ « اعْمَلْ مَا شِئْتَ »]. وَذَكَرَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ « أَذْنَبَ ذَنْبًا » . وَفِى الثَّالِثَةِ « قَدْ غَفَرْتُ لِعَبْدِى فَلْيَعْمَلْ مَا شَاءَ » .
Tercemesi:
Bana Abd b. Humeyd, ona Ebu’l-Velid, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha’nın şöyle dediğini rivayet etti: Medine’de Abdurrahman b. Ebu Amre denilen bir kıssa anlatıcısı vardı, onu şöyle derken dinledim: Ebu Hureyre’yi şöyle derken dinledim: Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Bir kul bir günah işledi” deyip hadisi Hammâd b. Seleme’nin rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti: [Nebi (sav) aziz ve celil Rabbinden şöyle buyurduğunu nakletti: “Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi, Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi ve: Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi de günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi. Artık dilediğin yap, ben sana günahlarını bağışladım, buyurdu.” Abdüla‘lâ dedi ki: “Dilediğini yap” sözünü üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi söyledi bilemiyorum.] Ayrıca üç defa: “Bir günah işledi” dedi, üçüncüsünde de: “Ben kuluma günahını bağışladım, dilediğini yapsın” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6988, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13348, M007009
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا الصِّدِّيقِ النَّاجِىَّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « أَنَّ رَجُلاً قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَجَعَلَ يَسْأَلُ هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَأَتَى رَاهِبًا فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَيْسَتْ لَكَ تَوْبَةٌ . فَقَتَلَ الرَّاهِبَ ثُمَّ جَعَلَ يَسْأَلُ ثُمَّ خَرَجَ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَى قَرْيَةٍ فِيهَا قَوْمٌ صَالِحُونَ فَلَمَّا كَانَ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ أَدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَنَأَى بِصَدْرِهِ ثُمَّ مَاتَ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَكَانَ إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ أَقْرَبَ مِنْهَا بِشِبْرٍ فَجُعِلَ مِنْ أَهْلِهَا » .
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Şu‘be, ona Katâde’nin rivayet ettiğine göre o, Ebu’s-Sıddîk en-Nâcî’yi dinledi: Ona Ebu Saîd el-Hudrî’nin Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: Bir adam doksan dokuz can öldürmüştü. Acaba tevbe etse olur mu? diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da: Senin tevben olmaz, dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra bir kasabadan salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya çıkıp gitti, yolun bir yerinde iken eceli gelip öldü. Göğsüyle kendisini sürüklemeye çalıştı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Salih kimselerin bulunduğu kasabaya diğerine göre bir karış daha yakın olduğu için o salih kasaba ahalisinden kabul edildi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7009, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik