Giriş

Bize Amr b. Avn, ona Halid el-Vasıtî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe; (T) Bize Müsedded, ona Halid -yani İbn Abdullah el-Vasıtî-, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona Amr b. Bücdân, ona da Ebu Zer şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in yanında küçük bir miktar koyun birikti. Bana, "Ey Ebu Zer! Bunları al ve otlamaya kırsala götür" dedi. Ben de Rebeze'ye geldim. Cünüp oluyordum ve beş-altı gece yıkanmadan duruyordum. En son Hz. Peygamber'e geldim ve bana "(Şaşırarak) Ebu Zer! Sen misin?" dedi. Ben de cevap vermedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Ey Ebu Zer! Annen acını görsün, annen öle" dedi. Sonra siyahi bir cariye çağırdı. Cariye içerisi suyla dolu olan bir kova ile geldi. Beni bir örtü ile gizledi ve ben de bir devenin arkasında saklanarak yıkandım. Üstümden bir dağı atmış gibi hissettim. Sonra Hz. Peygamber, "On sene de olsa temiz toprak müslümanın abdest suyu yerine geçmektedir. Ancak su bulduğunuz zaman onunla yıkanınız. Çünkü bu daha hayırlıdır," dedi. [Müsedded, zekâttan biriken sürücük demiştir.] [Ebû Davud, Amr'ın rivayeti daha tamdır, demiştir.]


Açıklama: "Annen acını görsün", "annen öle" gibi sözler beddua anlamında olmayıp muhatap ile samimiyeti ifade etmektedirler.

    Öneri Formu
3503 D000332 Ebu Davud, Taharet, 123

Bize Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Şurahbil b. Şerik, Ebu Abdurrahman b. Hubulî’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Kardeşine hikmetli bir sözden daha üstün verebileceğin hiçbir hediye yoktur."


    Öneri Formu
37335 DM000363 Darimi, Mukaddime, 32

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona el-A'meş, ona Salih b. Habbâb, ona Husayn b. Ukbe, ona Selmân'ın şöyle dediğini rivayet etti: Söylenmeyen [paylaşılmayan] ilim, kendisinden (Allah yolunda) hiçbir harcama yapılmayan hazineye benzer.


    Öneri Formu
38651 DM000574 Darimi, Mukaddime, 46

Bize Ya'lâ, ona Muhammed –ki o, İbn İshak'tır-, ona amcası Musa b. Yesâr’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana ulaştığına göre Selmân, Ebu’d-Derdâ’ya şunu yazdı: "Şüphesiz ilim, insanların gelip başlarına toplandığı pınarlar gibidir. Onu (ilmi), bu da alır, öteki de alır. Allah onunla birden çok kişiyi faydalandırır. Şüphesiz söylenmeyen (gizlenen) bir hikmet (ilim) ruhsuz bir ceset gibidir. Dışarı çıkarılmayan bir ilim de kendisinden infak edilmeyen hazineye benzer. Şüphesiz âlimin misali, karanlık bir yolda hem kendisinin hem yanından geçenin, kendisiyle aydınlandığı ve herkesin kendisine hayır dua ettiği, bir kandil taşıyan bir adam gibidir."


    Öneri Formu
38653 DM000576 Darimi, Mukaddime, 46


    Öneri Formu
21565 N000427 Nesai, Gusül ve Teyemmüm, 21


    Öneri Formu
21591 N000443 Nesai, Gusül ve Teyemmüm, 29


    Öneri Formu
32277 İM004208 İbn Mâce, Zühd, 22


    Öneri Formu
270517 D000332-2 Ebu Davud, Taharet, 123


    Öneri Formu
89308 MA020469 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 253


    Öneri Formu
142729 BS005972 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 338. Buhari, İlm 8, Salat 84; Müslim, Selam 26; Muvatta, Selam 4; Tirmizi, İstizan, 29; Beyhaki, es-Sünenü’l-kübra, III, 331, No: 5906.