118 Kayıt Bulundu.
Bize Amr en-Nakıd, ona İshak b. Süleyman er-Razi, ona Malik; (T) Bize Yunus b. Abdula'la -hadis onun lafızları ile aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah'la (sav) birlikte yürüyordum. Üzerinde kalın kenarlı Necran kumaşından mamul bir elbise vardı. Derken bedevilerden bir adam kendisine yetişti ve sert bir şekilde cübbesinden tutup çekti. Rasulullah'ın (sav) boynunun yan tarafına baktım, sert bir şekilde çekmiş olmasından dolayı elbisesinin kenarı boynunda iz bırakmıştı. Sonra adam; ey Muhammed! Yanında bulunan Allah'ın malından bana bir şeyler verilmesi emret dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kişiye doğru baktı ve güldü. Sonra da ona bir şeyler verilmesini emretti."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) bedevinin şahsına ve malına yönelik olarak yapmış olduğu bu kaba davranışa gülerek karşılık vermiştir. Bu olay onun sabrının ve hilminin güzel örneklerindendir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyân, ona Amr, ona Ebu Salih Semmân, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Üç kişi vardır ki kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz. Bunlar; malını, müşterinin verdiği fiyattan daha fazlaya aldığına dair yalan yere yemin eden kimse. Müslüman bir kimsenin malını ucuza kapatmak için ikindiden sonra yalan yere eden kimse. (Elindeki) fazla sudan istifade edilmesini engelleyen kimse. Allah ona 'tıpkı senin, kendi çabanla kazanmadığın sudan, insanları mahrum ettiğin gibi bugün ben de lutuf ve ikramımdan seni mahrum ediyorum' buyurur" Ali der ki: Bu hadisi bize Sufyân bir çok defa Amr'dan, o da Ebu Salih'ten, o da Hz. Peygamber'den (sav) (merfu) olarak rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. el-Medînî arasında inkıta vardır.
Açıklama: أُكْلَةً أَوْ أُكْلَتَيْنِ : İfadesi ravinin şekki olarak yorumlanıp lokma anlamına geldiği gibi, yemeğin az olmasından dolayı lokmadan daha az bir şey anlamında da yorumlanmıştır. Onun için çeviride tadımlık bir şey diye tercüme tercih edilmiştir. فَإِنَّهُ وَلِىَ عِلاَجَهُ : Hizmetçi yemek hazırlarken ateşin sıcaklığına ve yemeğin kokusuna katlanarak pişirme işini üstlenmiştir.