164 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyüb, ona da Ebû Kılâbe, Malik b. Hüveyris'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler yaşları birbirine yakın gençler olarak Rasulullah'ın (sav) yanına gelmiştik. Onun yanında yirmi gece kaldık. Rasulullah (sav) pek merhametli ve yumuşak kalpli idi. Bizim ailelerimizi özlediğimizi anladı. Bize, geride bıraktığımız aile fertlerimiz hakkında sorular sordu; biz de kendisine anlattık. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ailelerinizin yanına dönün, onların arasında kalın. Onlara (dînî bilgileri) öğretin, onları (iyi şeylere) yönlendirin. Namaz vakti geldiğinde, içinizden biri ezan okusun; sonra da yaşça en büyük olanınız imamlık yapsın.”
Bize Hacib b. el-Velid (el-A'ver), ona Muhammed b. Harb (el-Havlani), ona Zübeydî (Muhammed b. Velid), ona ez-Zühri (İbn Şihab), ona Said b. el-Müseyyeb (el-Kuraşî) ona da Ebu Hureyre Rasul-i Ekrem'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her doğan çocuk fıtrat (İslam) üzere dünyaya gelir. Sonra anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi yapar. Tıpkı hayvanın yavrusunu kusursuz (sağlam) olarak dünyaya getirmesi gibi. Ondan herhangi bir eksiklik görür müsünüz?" [Sonra Ebu Hureyre; isterseniz "Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah'ın yaratmasında değiştirme olmaz." (Rum, 30/30) ayetini okuyun dedi.]
Bize Züheyr b. Harb (el-Haraşî), ona Cerir (b. Abdullah ed-Dabbî), ona A’meş (Süleyman b. Mihran), ona Ebu Salih (es-Semmân), ona da Ebu Hüreyre Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her doğan çocuk fıtrat (İslam) üzere dünyaya gelir. Sonra anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan ve müşrik yapar." Bunun üzerine bir adam; ya Rasulullah! (Çocuk) bundan (buluğ çağına ermeden) önce ölürse ne olacak dedi. Hz. Peygamber de (sav); "Allah onların (yaşasalardı) nasıl amel edecek olduklarını daha iyi bilir" cevabını verdi.
Bize Ebu Numan ( Muhammed b. Fadl), ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Nafi' (Mevlâ İbn Ömer), ona da Abdullah (b. Ömer) (r.anhüma), Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hepiniz çobansınız; hepiniz (hepiniz idareniz altındakilerden) sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve (emri altında olanlardan) sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinin ve çocuğunun çobanıdır ve onlardan sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idareniz altında bulunanlardan sorumlusunuz."
Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Musa b. Ukbe, ona Nafi' (Mevlâ İbn Ömer), ona da Abdullah b. Ömer (r.anhüma), Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hepiniz çobansınız; hepiniz idareniz altındakilerden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve (emri altında olanlardan) sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinin ve çocuğunun çobanıdır (ve onlardan sorumludur). Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idareniz altında bulunanlardan sorumlusunuz."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik (b. Enes), ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Dikkatli olunuz hepiniz çobansınız ve hepiniz idareniz altındakilerden sorumlusunuz. Halkın başında bulunan yönetici bir çobandır ve emri altındakilerden sorumludur. Erkek ev halkı üzerinde bir çobandır ve eli altındakilerden sorumludur. Kadın kocasının evi ve çocuğu üzerinde bir çobandır ve bunlardan sorumludur. Köle efendisinin malı üzerinde bir çobandır ve o maldan sorumludur. Nihayetinde hepiniz çobansınız ve hepiniz idaresi altındakilerden sorumlusunuz."