616 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb ve Harun b. Maruf, -mana aynıdır- onlara Süfyan, ona Eban b. Tağlib, -Ebû Davud şöyle demiştir: Züheyr, bize Kûfeliler; Eban ve başkaları rivayette etti demiştir- ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Bera şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Nebî (sav) ile birlikte namaz kılardık da bizden hiç kimse Hz. Peygamber (sav) (alnını yere) koyana dek belini kırmazdı."
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Asım b. Küleyb, ona babası (Küleyb b. Şihab), ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "(Kendi kendime) Rasulullah'ın (sav) nasıl namaz kıldığına bakacağım dedim. Hz. Peygamber (sav) kalkıp kıbleye yöneldi, tekbir getirdi, ellerini kulaklarına hizalayana dek kaldırdı, sonra sağ (eli) ile (sol) elini kavradı. Rükûa gitmek istediğinde ellerini (ilk seferkine benze şekilde) kaldırdı. Ardından oturdu, sol ayağını yayıp, sol elini sol uyluğu üzerine koydu. Sağ dirseğini ise sağ uyluğundan uzak tuttu. (Yüzük ve serçe) parmaklarını birleştirip (baş ve orta parmağını) halka yaptı. Onu işte böyle yaparken gördüm. Bişr, (hareketi açıklığa kavuşturmak adına) baş ve orta parmaklarını halka yapıp işaret parmağı ile işarette bulundu."
Bize Ali b. Hüseyin b. İbrahim, ona Ebu Bedr, ona Züheyr b. Hayseme , ona Hasan b. Hur, ona İsa b. Abdullah b. Malik, ona Abbas ya da Ayyâş b. Sehl es-Sâ'dî şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi, babasının da bulunduğu bir mecliste iken, babası (Ebu Said'in) şöyle dediği zikredilmiş: Hz. Peygamber (sav), secdeye vardı. Otururken elleri, dizleri ve ayakları üzerine dayandı. Yanı üzerine oturup, diğer ayağını dikti. Ardından tekbir alıp secdeye vardı. Akabinde (yine) tekbir getirip kalktı ancak yanı üzerine oturmadı. Daha sonra ayağa kalktı. (Ardından) diğer rükûa varıp aynı şekilde tekbir aldı. Sonra iki secde yaptıktan sonra oturdu. Daha sonra kıyama durmak isteyince tekbir (getirmek suretiyle kalktı. Ardından son iki rekâtı da kıldı. Selam vermek (istediğinde) sağına ve soluna selam verdi." [Ebu Davud şöyle demiştir: (Ravi İsa b. Abdullah), rivayetinde, Abdülhamid'in yanı üzerine oturma ve elleri kaldırma hususunda zikrettikleri nakletmedi.]
Bize İsmail b. Mesud, ona Bişr b. el-Mufaddal, ona Asım b. Küleyb, ona babası, ona da Vail b. Hucr rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) nasıl namaz kıldığını mutlaka göreceğim dedim ve bakmaya başladım. Kalktı, Kâbe'ye döndü, kulakları hizasına kadar ellerini kaldırdı sonra sağ elini sol elinin üzerine getirerek tuttu, rükû' edeceğinde yine ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdı, rükû'da ellerini dizleri üzerine koydu, rükû'dan başını kaldırırken iki elini yine kulak hizasına kadar kaldırdı. Secde edeceğinde başını iki eli arasına koydu sonra oturdu, sol ayağını altına aldı, sol elini sol uyluğu üzerine koydu, sağ dirseğini de sağ uyluğuna koyarak parmaklarından ikisini bir araya getirerek halka yaptı."
Bize Mervan b. Muhammed, ona Said b. Abdülaziz, ona Atiyye b. Kays, ona Kaza‘a, ona da Ebu Said el-Hudrî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) başını rükûdan kaldırdığı zaman şöyle derdi: "Rabbena leke’l hamdu mile’s-semavâtî ve mile’l-arz ve mile ma şi’te min şeyin ba‘du. Ehle’s-senâi ve’l-mecd ehakku mâ kale’l-abd ve küllunâ leke abd. Allahumme lâ mânia limâ a‘tayt ve lâ mu‘tiye limâ mena’t ve lâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-cedd - Rabbimiz gökler dolusu, yer dolusu ve bundan başka dilediğin her şeyi dolduracak kadar hamd yalnız senindir, ey her türlü övgüyü gerçekten hak eden şan ve şerefin gerçek sahibi, kulun –ki hepimiz sana kuluz- söylediği en doğru söz de şudur: Allah’ım, verdiğine kimse engel olamaz, vermediğini kimse veremez. Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."