616 Kayıt Bulundu.
Bize Hüseyin b. İsa, ona Talk b. Ğannam, ona Abdüsselam b. Harb el-Mülai, ona Büdeyl b. Meysere, ona Ebu Cevzâ, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), namaza başladığında 'Allah'ım! Seni tenzih edip sana hamd ederim! İsmin mübarektir! Şanın yücedir! Senden başka ilah yoktur! derdi." [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadis, Abdüsselam b. Harb'dan nakledilmesi ile meşhur olmayıp onu, sadece Talk b. Ğannâm rivayet etmiştir. Bir grup ravi (cemaat), namazla (alakalı bu) meseleyi (kıssa) Büdeyl'den nakletmiş (ancak, bu gibi dualardan herhangi) bir şey zikretmemişlerdir.]
Bize Yakub b. İbrahim, ona İsmail, ona Yunus, ona Hasan, ona da Semüra şöyle rivayet etmiştir: "Namazda, imam tekbir alıp tilavete başlayana dek ve Fatiha ile zammı sureyi bitirip rükûa (gittiği) esnada (olmak üzere) susulacak iki yer (sekteteyn) ezberledim." [Ravi Hasan el-Basrî, İmrân b. Husayn bu (sözü) pek hoş görmedi. Bu hususta (fetva vermesi için) Medine'ye; Übey (b. Ka'b'a mektup) yazdılar. (Übey de), Semüra'yı doğruladı dedi.] [Ebu Davud şöyle demiştir: Aynı şekilde Humeyd de rivayetinde, (imam) tilaveti bitirdiğinde susulur (sekteten) demiştir.]
Bize Müsedded, ona Yezid, ona Said, ona Katade, ona da Hasan şöyle rivayet etmiştir: Semüra b. Cündüb ve İmrân b. Husayn, (aralarında) müzakere ettiler. Sümera b. Cündüb de Rasulullah'tan (sav), (imam) tekbir aldığında ve "ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn" kıraat(ini) bitirdiğine (olmak üzere namazda) susulacak iki yer (sekteteyn) öğrendiğini rivayet etti. Sümüra bunu ezberledi (ancak) İmrân b. Husayn, bunu garipsedi. (Bunun üzerine) ikisi, Übey b. Ka'b'a (mektup) yazdılar. Onun (cevabi) mektubunda -ravi, şüpheye düşüp cevabında dedi- Semüra'nın ezbeledi(ğinin doğru olduğu yazılıydı).
Bize İbn Müsenna, ona Abdüla'lâ, ona Said, ona Katade, ona Hasan, ona da Semüra şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'tan (sav) (namazda) sükût edilecek iki yer (sektetân) ezberledim." [Abdüla'lâ, Said'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Katade'ye, bu iki yer neresidir dedik. O, namazına girdiğinde ve kıraat bittiğinde demiştir. Daha sonra da (imam), 'ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde demiştir.]
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Katade, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), Ebu Bekir, Ömer ve Osman kıraate el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn (diyerek) başlarlardı."
Bize Müsedded, ona Abdulvaris b. Said, ona Hüseyin Muallim, ona Büdeyl b. Meysere, ona Ebu Cevzâ, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), namaza tekbirle, kıraate ise Fatiha suresi ile başlardı. Rükûa vardığında başını ne kaldırır ne de indirirdi; normal şekilde (dururdu). Başını rükûdan kaldırdığında dimdik ayakta durana dek secdeye varmazdı. Başını secdeden kaldırdığında ise iyice oturana kadar (tekrar) secdeye gitmezdi. Her iki rekâtta (oturunca) Tahiyyât duasını okurdu. Oturduğunda sol ayağını yayar, sağ ayağını da dikerdi. Topukları üzerine oturan) şeytanın oturuşundan ve (eller ile dirsekleri yayan) yırtıcı hayvanların yayılması (gibi secdede yayılmaktan) yasaklardı. Namazını da selam vermekle sonlandırırdı."
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Ömer b. Abdülvahid ve Bişr b. Bekir, onlara el-Evzaî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ben, uzun tutmak niyetiyle namaza dururum da (bir) çocuğun ağlamasını işittiğimde, annesine meşakkat veririm endişesiyle namazı kısa tutarım."
Bize Hasan b. Ali, ona Yezid b. Harun, ona Hemmâm ve Eban b. Yezid el-Attar, onlara Yahya, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade), "bu hadisin bir kısmını rivayet edip son iki rekatında Fatiha suresini (okurdu) ilavesinde bulunmuştur." [(Ravi Hasan), Hemmâm'dan naklen Hz. Peygamber (sav), ikinci rekâtta uzun tutmadığı kadar ilk rekâtta namazı uzun tutardı. Aynı şekilde ikindi ve sabah namazlarında da (böyle yapardı) ilavesinde bulunmuştur.]
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler, Hz. Peygamber'in (sav) bunu, insanların ilk rekâta yetişmesini sağlamak için yaptığını anladık."