554 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Bekir b. Hallâd el-Bâhilî, ona Ebu Âmir, ona İsa b. Hafs b. Asım b. Ömer b. el-Hattab, ona da babası (Hafs b. Asım) şöyle demiştir: Bir seferde İbn Ömer ile birlikteydik. Bize namazın farzını kıldırdıktan sonra namazdan ayrıldı biz de ayrıldık. Derken gözü namaz kılmış olduğu tarafa kaydı ve orada bir takım insanların namaz kıldığını görüp “bunlar ne yapıyor?” dedi. Ben “namazın sünnetini kılıyorlar” dedim. Bunun üzerine şöyle dedi: Kardeşimin oğlu, eğer ben vaktin sünnetlerini kılacak olsaydım, hiç şüphesiz farz namazımı tam olarak kılardım. Gerçek şu ki ben Rasulullah (sav) ile yolculukta da bulundum. Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla namaz kılmadı. Ebu Bekir ile birlikte de arkadaşlık ettim, Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla namaz kılmadı. Ömer ile de beraber bulundum, Allah onun canını alıncaya kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Sonra Osman ile bulundum, Allah onun canını alıncaya kadar kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Zaten Yüce Allah da "And olsun ki sizin için Rasulullah'ta güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 21) buyurmuştur.
Bize Vekî, ona Hişâm b. Gâz, ona Süleyman b. Musa, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî şöyle demiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte idim. Sabah namazı vakti oldu, ezan okuyup kamet getirdi ve beni sağ tarafına dikip (namaza durdu.) Namazda Muavvizeteyn (Felâk ve Nas) surelerini okudun. Namazı bitirince bana "nasıl buldun?" diye sordu. Ben de “iyi buldum (bu sureleri öğrenmek beni sevindirdi)” dedim, bana "o zaman her uykuya daldığında ve her uyandığında bu sureleri oku" buyurdu.