Giriş

Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Said el-Hudrî;(T) Bize Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temim oğulları kabilesinden Zülhüveysıra isimli biri geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!' dedi. Rasulullah (sav) 'Yazıklar olsun sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen büsbütün kaybederdin' buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) 'İzin ver. Şunun boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca, kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları, Kur'an okur ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmez ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkarlar. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiçbir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." Ebu Said der ki: Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi.


    Öneri Formu
279826 M002456-2 Müslim, Zekat, 148

Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Said el-Hudrî;(T) Bize Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temim oğulları kabilesinden Zülhüveysıra isimli biri geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!' dedi. Rasulullah (sav) 'Yazıklar olsun sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen büsbütün kaybederdin' buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) 'İzin ver. Şunun boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca, kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları, Kur'an okur ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmez ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkarlar. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiçbir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." Ebu Said der ki: Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi.


    Öneri Formu
279828 M002456-4 Müslim, Zekat, 148

Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Said el-Hudrî;(T) Bize Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temim oğulları kabilesinden Zülhüveysıra isimli biri geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!' dedi. Rasulullah (sav) 'Yazıklar olsun sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen büsbütün kaybederdin' buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) 'İzin ver. Şunun boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca, kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları, Kur'an okur ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmez ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkarlar. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiçbir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." Ebu Said der ki: Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi.


    Öneri Formu
279829 M002456-5 Müslim, Zekat, 148

Bize Kuteybe, ona Abbâd b. Abbâd el-Mühellebî, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas’ın şöyle demiştir: "Abdulkays heyeti Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Biz Rabia kabilesinin şu boyu olarak seninle ancak haram aylarda görüşebiliyoruz. Bize bir şey emret ki onu senden öğrenip arkamızda olanları da ona davet edelim' dediler. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu: 'Dört şeyi size emrederim: Öncelikle Allah’a iman' buyurdu ve Allah’a imanı 'İman, Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de Allah’ın kulu elçisi olduğuma şehâdet edip, namaz kılmak, zekat vermek ve ganimet olarak ele geçirdiğiniz şeylerden beşte birini vermektir' diye tarif etti." [Bize Kuteybe, ona Hammad b. Zeyd, ona Ebu Cemre ona da İbn Abbas bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Ebu İsa der ki: Bu hasen -sahih bir hadistir. Ebu Cemre ed-Dubaî'nin adı Nasr b. İmrân'dır. Bu hadisi Şu'be de Ebu Cemre'den rivayet etmiştir. Onun rivayetinde "İman nedir, bilir misiniz? (أَتَدْرُونَ مَا الإِيمَانُ) eklemesi vardır. Kuteybe b. Saîd der ki: Şeref ve vakar bakımından bu dört zat gibisini görmedim: Mâlik b. Enes, Leys b. Saʿd, Abbâd b. Abbâd el-Mühellebî ve Abdülvehhâb es-Sekafî. Ḳuteybe der ki: Biz, Abbâd’ın yanından her gün iki hadisle dönebilmeyi yeterli görürdük. (Ebu İsa der ki: Abbâd b. Abbâd, el-Mühelleb b. Ebu Sufra’nın soyundandır.]


    Öneri Formu
15199 T002611 Tirmizi, İman, 5

Bize Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Said el-Hudrî;(T) Bize Harmele b. Yahya ve Ahmed b. Abdurrahman el-Fihrî, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Dahhak el-Hemedanî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Bir keresinde Rasulullah (sav) ganimet taksim ederken yanında bulunuyorduk. Bu sırada yanına Temim oğulları kabilesinden Zülhüveysıra isimli biri geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! (Ganimetleri taksim ederken) adil ol!' dedi. Rasulullah (sav) 'Yazıklar olsun sana! Ben de adil değilsem başka kim adil olabilir ki. Eğer adil olmasaydım sen büsbütün kaybederdin' buyurdu. Ömer b. Hattab (ra) 'İzin ver. Şunun boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Ona dokunma. Onun öyle arkadaşları vardır ki sizden birisi onların kıldığı namaza ve oruca bakınca, kendi namazını ve orucunu azımsar. Onun bu arkadaşları, Kur'an okur ancak, okudukları Kur'an boğazlarından aşağı geçmez ve okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi İslam'dan çıkarlar. Bu okun ucundaki demirli kısma bakılır (ama avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun ucunun üst kısmına bakılır, yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey bulunamaz. Sonra okun çubuğuna bakılır, ama yine (avdan ona bulaşan) hiçbir şey olmadığı görülür. Son olarak okun (en son kısmındaki) tüylere bakılır. Ancak okun delip geçtiği dışkı ve kandan hiçbir şey bulunamaz. Bunların alameti aralarında bulunan siyah bir adamdır. Bu adamın pazılarından birisi kadın göğsü veya titreyen bir et parçası gibidir. Onlar, Müslümanlar arasında ihtilaflar baş gösterdiğinde ortaya çıkacaklar." Ebu Said der ki: Ben bu hadisi Rasulullah'tan (sav) işittiğime ve Ali b. Ebu Talib'in (ra) onlarla savaştığına tanıklık ederim. O savaşırken ben de yanındaydım. Sözü edilen adamın aranmasını emretmiş, adam bulunmuş ve getirilmişti. Baktım ki adam tam da Rasulullah'ın (sav) anlattığı şekildeydi.


    Öneri Formu
4293 M002456 Müslim, Zekat, 148

Bize Kuteybe, ona Abbâd b. Abbâd el-Mühellebî, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas’ın şöyle demiştir: "Abdulkays heyeti Rasulullah’a (sav) geldi ve 'Biz Rabia kabilesinin şu boyu olarak seninle ancak haram aylarda görüşebiliyoruz. Bize bir şey emret ki onu senden öğrenip arkamızda olanları da ona davet edelim' dediler. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu: 'Dört şeyi size emrederim: Öncelikle Allah’a iman' buyurdu ve Allah’a imanı 'İman, Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de Allah’ın kulu elçisi olduğuma şehâdet edip, namaz kılmak, zekat vermek ve ganimet olarak ele geçirdiğiniz şeylerden beşte birini vermektir' diye tarif etti." [Bize Kuteybe, ona Hammad b. Zeyd, ona Ebu Cemre ona da İbn Abbas bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Ebu İsa der ki: Bu hasen -sahih bir hadistir. Ebu Cemre ed-Dubaî'nin adı Nasr b. İmrân'dır. Bu hadisi Şu'be de Ebu Cemre'den rivayet etmiştir. Onun rivayetinde "İman nedir, bilir misiniz? (أَتَدْرُونَ مَا الإِيمَانُ) eklemesi vardır. Kuteybe b. Saîd der ki: Şeref ve vakar bakımından bu dört zat gibisini görmedim: Mâlik b. Enes, Leys b. Saʿd, Abbâd b. Abbâd el-Mühellebî ve Abdülvehhâb es-Sekafî. Ḳuteybe der ki: Biz, Abbâd’ın yanından her gün iki hadisle dönebilmeyi yeterli görürdük. (Ebu İsa der ki: Abbâd b. Abbâd, el-Mühelleb b. Ebu Sufra’nın soyundandır.]


    Öneri Formu
279845 T002611-2 Tirmizi, İman, 5

Bize Ebu Tahir ve Yunus b. Abdüla'la, o ikisine Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona Bükeyr b. Eşec, ona Büsr b. Saîd, ona da Rasulullah'ın (sav) azatlısı Ubeydullah b. Ebu Rafi şöyle rivayet etmiştir: "Ali b. Ebu Talib'le birlikteyken, Haruriler ayaklandı ve 'Hüküm yalnızca Allah'ındır' dediler. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: Bu, batıl için kullanılmış, hak bir sözdür. Bir keresinde Rasulullah (sav) bazı insanların niteliklerini anlatmıştı. Ben, bu vasıfları bunlarda (Haruriler'de) görüyorum:" "Onlar dilleriyle hakkı söylerler. Ancak söyledikleri hak söz -boğazına işaret ederek- buradan aşağı geçmez. Onlar Allah'ın en çok öfke duyduğu kimselerdendir. Onların içinde, ellerinden birisi koyun memesi veya koyun memesinin ucu gibi olan siyah bir adam vardır." "Ali b. Ebu Talib (ra) onları öldürünce 'Gidip şu siyah adamı bulun' dedi. Ancak hiçbir şey bulamadılar. Bunun üzerine Ali iki veya üç kez 'Dönün tekrar arayın. Allah'a yemin olsun ki ne ben yalan söyledim ne de bana yalan söylenmiştir' dedi. Sonunda siyah adamı bir yıkıntının içinde buldular ve getirip onun önüne koydular. Ubeydullah der ki: Ben, bu savaşa ve Hz. Ali'nin onlar hakkında söylediği söze şahit oldum." [Yunus rivayetine "Bükeyr der ki: Bir adam bana, İbn Huneyn'in 'ben o siyah adamı gördüm' dediğini rivayet etmiştir." ifadesini eklemiştir.]


    Öneri Formu
4314 M002468 Müslim, Zekat, 157

Bize Ebu Tahir ve Yunus b. Abdüla'la, o ikisine Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona Bükeyr b. Eşec, ona Büsr b. Saîd, ona da Rasulullah'ın (sav) azatlısı Ubeydullah b. Ebu Rafi şöyle rivayet etmiştir: "Ali b. Ebu Talib'le birlikteyken, Haruriler ayaklandı ve 'Hüküm yalnızca Allah'ındır' dediler. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: Bu, batıl için kullanılmış, hak bir sözdür. Bir keresinde Rasulullah (sav) bazı insanların niteliklerini anlatmıştı. Ben, bu vasıfları bunlarda (Haruriler'de) görüyorum:" "Onlar dilleriyle hakkı söylerler. Ancak söyledikleri hak söz -boğazına işaret ederek- buradan aşağı geçmez. Onlar Allah'ın en çok öfke duyduğu kimselerdendir. Onların içinde, ellerinden birisi koyun memesi veya koyun memesinin ucu gibi olan siyah bir adam vardır." "Ali b. Ebu Talib (ra) onları öldürünce 'Gidip şu siyah adamı bulun' dedi. Ancak hiçbir şey bulamadılar. Bunun üzerine Ali iki veya üç kez 'Dönün tekrar arayın. Allah'a yemin olsun ki ne ben yalan söyledim ne de bana yalan söylenmiştir' dedi. Sonunda siyah adamı bir yıkıntının içinde buldular ve getirip onun önüne koydular. Ubeydullah der ki: Ben, bu savaşa ve Hz. Ali'nin onlar hakkında söylediği söze şahit oldum." [Yunus rivayetine "Bükeyr der ki: Bir adam bana, İbn Huneyn'in 'ben o siyah adamı gördüm' dediğini rivayet etmiştir." ifadesini eklemiştir.]


    Öneri Formu
279836 M002468-2 Müslim, Zekat, 157