52 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Halef, o ikisine Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Bir müslüman, fidan diker veya ekin eker de ondan yabani bir hayvan, kuş yahut başka bir şey yerse, bunda onun için mutlaka sevap vardır." [İbni Ebi Halef (Kuş yahut başka bir şey yerine) طَائِرٌ شَىْءٌ / kuş bir şey ifadesini kullanmıştır.]
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Behz, ona Vüheyb, ona Süheyl, ona babası (Ebu Semmân), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenaze namazına iştirak edip onu takip etmeyen kimseye bir kırat sevap vardır. Cenazeyi (defnedilene kadar) takip edene ise iki kırat sevap vardır. 'İki kırat da nedir?' diye sorulduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'En küçüğü Uhud dağı gibidir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Hâtim, ona Yahya b. Said, ona Yezid b. Keysân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenaze namazına iştirak eden kimseye bir kırat sevap vardır. Kabre konulana dek cenazeyi takip edene ise iki kırat sevap vardır." [Ravi Ebu Hâzim 'Ey Ebu Hureyre! Kırat ne kadara denk gelir?' diye sormuş, o da 'Uhud dağı gibidir' cevabını vermiştir.]
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Yezid b. Abdullah b. Kusayt, ona Davud b. Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Âmir b. Sa'd) şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Derken sâhibü'l-maksûre lakaplı Habbâb çıkageldi ve 'Ey Abdullah b. Ömer! Ebu Hureyre'nin ne dediğini duydun mu? O, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyormuş: Kim cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, onun namazını kılar, ardından da defnedilene dek onu takip ederse, o kimseye iki kırat sevap vardır. Her kırat da Uhud Dağı kadardır. Kim de cenaze namazına iştirak eder, ardından cenazeyi takip etmeyerek geri dönerse, ona da Uhud Dağı kadar sevap vardır. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Ebu Hureyre'nin sözünü sorması ve sonra da kendisine gelip bildirmesi için Âişe'ye gönderdi. İbn Ömer, gönderdiği elçi gelinceye dek mescidin taşlarından bir avuç aldı, onları elinde evirip çevirmeye başladı. Nihayet elçi (Habbab) dönüp Âişe'nin 'Ebu Hureyre doğru söylemiştir' sözünü iletince, İbn Ömer elindeki taşları yere attı ve 'Pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."
Bize İbn Beşşâr, ona Muaâz b. Hişam, ona babası (Hişam ed-Destüvâî), ona İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Affân, ona Ebân, onlara da Katade hadisi bu isnad ile yukarıdaki rivayete benzer şekilde nakletmiştir. Said ve Hişam rivayetinde Hz. Peygamber'e (sav) kırat hakkında sorulduğu, onun da 'Uhud dağı kadardır' buyurduğu (ilavesi) vardır.
Bize Abde b. Abdullah es-Saffâr el-Basrî, ona Süveyd b. Amr el-Kelbî, ona Züheyr, ona Süheyl, ona Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah tarafından kabul olunan bir haccın karşılığı mutlaka cennettir. Yapılan iki umre, arada işlenen günahlara kefarettir."
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona İbn Tahla (el-Medenî), ona Muhsın b. Ali el-Fihrî, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim abdest alır, bunu da güzelce yaparsa, sonra da mescide gitme niyetiyle yola çıkar ve orada insanları namaz kılar halde bulursa, Allah ona da namaz kılanların sevabı kadar sevap yazar. Üstelik bu, diğerlerinin sevabından hiç bir şey eksiltmez."