Öneri Formu
Hadis Id, No:
39700, HM000374
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنِ ابْنِ يَعْمَرَ قَالَ
قُلْتُ لِابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ إِنَّا نُسَافِرُ فِي الْآفَاقِ فَنَلْقَى قَوْمًا يَقُولُونَ لَا قَدَرَ فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَأَخْبِرُوهُمْ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ مِنْهُمْ بَرِيءٌ وَأَنَّهُمْ مِنْهُ بُرَآءُ ثَلَاثًا ثُمَّ أَنْشَأَ يُحَدِّثُ بَيْنَمَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَجَاءَ رَجُلٌ فَذَكَرَ مِنْ هَيْئَتِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ادْنُهْ فَدَنَا فَقَالَ ادْنُهْ فَدَنَا فَقَالَ ادْنُهْ فَدَنَا حَتَّى كَادَ رُكْبَتَاهُ تَمَسَّانِ رُكْبَتَيْهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِي مَا الْإِيمَانُ أَوْ عَنْ الْإِيمَانِ قَالَ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَتُؤْمِنُ بِالْقَدَرِ قَالَ سُفْيَانُ أُرَاهُ قَالَ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ قَالَ فَمَا الْإِسْلَامُ قَالَ إِقَامُ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءُ الزَّكَاةِ وَحَجُّ الْبَيْتِ وَصِيَامُ شَهْرِ رَمَضَانَ وَغُسْلٌ مِنْ الْجَنَابَةِ كُلُّ ذَلِكَ قَالَ صَدَقْتَ صَدَقْتَ قَالَ الْقَوْمُ مَا رَأَيْنَا رَجُلًا أَشَدَّ تَوْقِيرًا لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ هَذَا كَأَنَّهُ يُعَلِّمُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِي عَنْ الْإِحْسَانِ قَالَ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ أَوْ تَعْبُدَهُ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَا تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ كُلُّ ذَلِكَ نَقُولُ مَا رَأَيْنَا رَجُلًا أَشَدَّ تَوْقِيرًا لِرَسُولِ اللَّهِ مِنْ هَذَا فَيَقُولُ صَدَقْتَ صَدَقْتَ قَالَ أَخْبِرْنِي عَنْ السَّاعَةِ قَالَ مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ بِهَا مِنْ السَّائِلِ قَالَ فَقَالَ صَدَقْتَ قَالَ ذَلِكَ مِرَارًا مَا رَأَيْنَا رَجُلًا أَشَدَّ تَوْقِيرًا لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ هَذَا ثُمَّ وَلَّى
قَالَ سُفْيَانُ فَبَلَغَنِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ الْتَمِسُوهُ فَلَمْ يَجِدُوهُ قَالَ هَذَا جِبْرِيلُ جَاءَكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ مَا أَتَانِي فِي صُورَةٍ إِلَّا عَرَفْتُهُ غَيْرَ هَذِهِ الصُّورَةِ
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Alkame (b. Mersed), ona Süleyman b. Büreyde, ona da (Yahya) b. Ya'mer şöyle haber vermiştir: Abdullah b. Ömer'e (ra) biz uzak beldelere yolculuk yapıyoruz ve orada kader yoktur diyen insanlarla karşılaşıyoruz, dedim. Abdullah b. Ömer onlarla karşılaştığınızda onlara Abdullah b. Ömer sizden uzaktır, siz de ondan uzaksınız deyin diye üç kere tekrarladı. Sonra da şu hadisi nakletti. Biz Hz. Peygamber'in (sav) yanındayken bir adam çıkageldi -Abdullah b. Ömer adamın özelliklerini de anlattı- ve Hz. Peygamber (sav) ona yaklaş, dedi. Adam da yaklaştı. Tekrar yaklaş dedi, adam da yaklaştı. Yine yaklaş dedi adam yine dizleri birbirine değecek kadar yaklaştı. Adam Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? veya bana imandan haber ver dedi. Hz. Peygamber (sav)
"Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere iman etmendir" dedi. Süfyan hadisi naklederken sanırım hayır ve şerriyle (kadere iman etmen) diye nakletti. Adam İslam nedir? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Namaz kılmak, zekat vermek, hacca gitmek, Ramazan orucu tutmak ve cünüplükten gusletmendir" buyurdu. Adam bunların hepsinde doğru söyledin, doğru söyledin, diyordu. Bazı insanlar, biz daha önce bu derecede saygılı bir adam görmedik. Sanki Hz. Peygamber'e (sav) o öğretiyor, dediler. Sonra adam Ey Allah'ın Rasulü! Bana ihsandan haber ver, dedi. Hz. Peygamber (sav) Allah'a sanki onu görüyormuş gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da o seni görüyor. Biz bunların hepsinde Hz. Peygamber'e (sav) bu derecede saygı gösteren bir adam görmedik diyorduk. Adam doğru söyledin, doğru söyledin, diyerek tasdik ediyordu. Adam yine bana kıyametin zamanını haber ver dedi. Hz. Peygamber (sav) bu konuda soru sorulan soru sorandan daha bilgili değil dedi. Adam da doğru söyledin, dedi. Biz de Hz. Peygamber'e (sav) bu derece bu adamdan daha saygılı bir kişi görmedik dedik. Adam sonra da ayrılıp gitti.
Süfyan es-Sevrî şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) gidin adamı arayın dedi. Ancak onu bulamadılar. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu: "Bu Cibril'di size dininizi öğretmek için geldi. Ben bu geldiği suret dışında hangi suretle gelirse onu tanıyordum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ömer b. Hattab 374, 1/187
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
3. Süleyman b. Büreyde el-Eslemî (Süleyman b. Büreyde b. Husayb)
4. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Gusül, cünüplük
Hac, farziyyeti
İbadet, Namaz
İbadet, Zekat
İhsan, ihsan nedir?
İman
İman, Esasları
İman, Esasları, Ahirete iman
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları, Kitaplara iman
İman, Esasları, Melekler
İman, imanın esasları
İman, İslam, İhsan
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, zamanı
KTB, İMAN
KTB, KADER
KTB, NAMAZ,
Kulluk, ibadetlerde bilinçli olmak
Oruç Olgusu
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
208787, İHS000159
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْأَزْدِيُّ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ، عَنْ أَبِي حَيَّانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِي زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمًا بَارِزًا لِلنَّاسِ، إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ يَمْشِي، فَقَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِيمَانُ؟ قَالَ: «أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ، وَمَلَائِكَتِهِ، وَرُسُلِهِ، وَلِقَائِهِ، وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ الْآخِرِ»، قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، فَمَا الْإِسْلَامُ؟ قَالَ: «لَا تُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا، وَتُقِيمُ الصَّلَاةَ الْمَكْتُوبَةَ، وَتُؤَدِّي الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ، وَتَصُومُ رَمَضَانَ»، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِحْسَانُ؟ قَالَ: «أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ، فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ»، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، فَمَتَى السَّاعَةُ؟ قَالَ: «مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ، وَسَأُحَدِّثُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا: إِذَا وَلَدَتِ الْأَمَةُ رَبَّتَهَا، وَرَأَيْتَ الْعُرَاةَ الْحُفَاةَ رُءُوسَ النَّاسِ، فِي خَمْسٍ لَا يَعْلَمُهُنَّ إِلَّا اللَّهُ: {إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ} [لقمان: 34] الْآيَةَ، ثُمَّ انْصَرَفَ الرَّجُلُ، فَالْتَمَسُوهُ فَلَمْ يَجِدُوهُ، فَقَالَ: «ذَاكَ جِبْرِيلُ جَاءَ لِيُعَلِّمَ النَّاسَ دِينَهُمْ».
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed el-Ezdî, ona İshak b. İbrahim, ona Cerîr (b. Abdulhamid), ona Ebu Hayyan (Yahya b. Said) et-Teymî, ona Ebu Zür'a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) bir gün insanlar arasındayken bir adam yürüyerek çıkageldi ve Ey Muhammed! İman nedir? diye sordu. Hz. Peygamber (sav), "Allah'a, meleklerine, elçilerine, onunla kavuşmaya (yani âhirete) ve yeniden dirilmeye inanmandır" buyurdu. O yine Ey Allah'ın Rasulü! İslam nedir? diye sordu? Hz. Peygamber (sav) de "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaman, farz namazları kılman, ödemen gereken zekatı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır" buyurdu. O yine Ey Muhammed! İhsan nedir? dedi. Hz. Peygamber (sav) "Onu görüyormuş gibi Allah'a ibadet etmendir. Her ne kadar sen onu görmüyorsan da o seni görmektedir" dedi. O tekrar Ey Muhammed! Kıyamet ne zaman diye sordu. Hz. Peygamber (sav), bu konuda soru sorulan soru sorandan daha bilgili değildir. Ancak sana bazı alametlerinden bahsedeceğim. Bunlar, cariyenin efendisini doğurması, yalın ayak, çıplak kişilerin insanların başına geçmesidir. Beş şey vardır ki bunu sadece Allah bilir. {Kıyametin vaktinin bilgisi Allah katındadır.} (Lokman, 31/34)" dedi. Sonra adam ayrıldı. İnsanlar onu aradılar ancak bulamadılar. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu: "Bu Cibril'dir. İnsanlara dinlerini öğretmek için geldi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İmân 159, 1/375
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed en-Nisaburi (Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Şireveyh)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları
İman, imanın esasları
İslam, islam nedir?
Kıyamet, günü
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7793, İM000063
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ كَهْمَسِ بْنِ الْحَسَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ عُمَرَ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَجَاءَ رَجُلٌ شَدِيدُ بَيَاضِ الثِّيَابِ شَدِيدُ سَوَادِ شَعَرِ الرَّأْسِ لاَ يُرَى عَلَيْهِ أَثَرُ السَّفَرِ وَلاَ يَعْرِفُهُ مِنَّا أَحَدٌ . قَالَ فَجَلَسَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْنَدَ رُكْبَتَهُ إِلَى رُكْبَتِهِ وَوَضَعَ يَدَيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ . ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ مَا الإِسْلاَمُ قَالَ « شَهَادَةُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ وَإِقَامُ الصَّلاَةِ وَإِيتَاءُ الزَّكَاةِ وَصَوْمُ رَمَضَانَ وَحَجُّ الْبَيْتِ » . قَالَ صَدَقْتَ . فَعَجِبْنَا مِنْهُ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ . ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ مَا الإِيمَانُ قَالَ « أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَرُسُلِهِ وَكُتُبِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ » . قَالَ صَدَقْتَ . فَعَجِبْنَا مِنْهُ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ . ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ مَا الإِحْسَانُ قَالَ « أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ فَمَتَى السَّاعَةُ قَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ » . قَالَ فَمَا أَمَارَتُهَا قَالَ « أَنْ تَلِدَ الأَمَةُ رَبَّتَهَا » . قَالَ وَكِيعٌ يَعْنِى تَلِدُ الْعَجَمُ الْعَرَبَ « وَأَنْ تَرَى الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ الْعَالَةَ رِعَاءَ الشَّاءِ يَتَطَاوَلُونَ فِى الْبِنَاءِ » . قَالَ ثُمَّ قَالَ فَلَقِيَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَعْدَ ثَلاَثٍ فَقَالَ « أَتَدْرِى مَنِ الرَّجُلُ » . قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ « ذَاكَ جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ يُعَلِّمُكُمْ مَعَالِمَ دِينِكُمْ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Veki' (b. Cerrah), ona Kehmes b. Hasan, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer, ona Abdullah b. Ömer, ona da Ömer b. Hattab şöyle demiştir: "Biz Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Yanımıza elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, üzerinde yolculuktan iz görülmeyen ve bizden de kendisini kimsenin tanımadığı bir adam geldi. Rasulullah'ın yanına oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini O'nun (sav) dizlerine koydu ve 'Ey Muhammed! Bana İslam nedir' dedi. "Rasulullah; "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak, Kabe'yi haccetmektir" buyurdu. Ömer şöyle devam etti: O "Doğru söyledin" dedi. O'nun böyle soru sorup sonra da doğrulaması (tasdik etmesi) bizim garibimize gitti. Sonra "Ey Muhammed! İman nedir," dedi. Rasulullah (sav); "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, hayrı ve şerriyle kadere iman etmektir" buyurdu. Ömer şöyle devam etti: O "Doğru söyledin" dedi. O'nun böyle soru sorup sonra da doğrulaması (tasdik etmesi) bizim garibimize gitti. Sonra "Ey Muhammed! İhsan nedir," dedi. Rasulullah "Kendisini görüyormuş gibi Allah’a ibadet etmekdir. Zira sen O’nu görmesen de O (ac) seni görüyor" buyurdu. Sonra "Kıyamet ne zaman kopacak?" deyince Rasulullah (sav); "Bu konuda soru sorulan sorandan daha fazla bilgili değildir" buyurdu. O, "O halde kıyametin alametleri nelerdir" dedi. Rasulullah (sav); "Cariyenin efendisini doğurması -Veki' bunun. Arap olmayan kadının Arap çocuk doğurması, alamına geldiğini söyledi- ve yalın ayak, (yarı) çıplak, ihtiyaç sahibi koyun çobanlarını binalar yapmada yarışır halde görmendir" buyurdu. Ömer şöyle devam etti: Üç gün sonra Rasulullah (sav) bana rastladı ve; "O adamın kim olduğunu biliyor musun?" buyurdu. Ben de: 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "O Cebrail'di. Size dininizin esaslarını öğretmeye geldi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 9, /24
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Ebu Hasan Kehmes b. Hasan et-Teymî (Kehmes b. Hasan)
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, imanın esasları
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
KTB, KADER
Melekler, Cebrail
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7796, İM000064
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ أَبِى حَيَّانَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا بَارِزًا لِلنَّاسِ . فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِيمَانُ قَالَ « أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَلِقَائِهِ وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ الآخِرِ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِسْلاَمُ قَالَ « أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ الْمَكْتُوبَةَ وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ وَتَصُومَ رَمَضَانَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِحْسَانُ قَالَ « أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى السَّاعَةُ قَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ وَلَكِنْ سَأُحَدِّثُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا إِذَا وَلَدَتِ الأَمَةُ رَبَّتَهَا فَذَلِكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا وَإِذَا تَطَاوَلَ رِعَاءُ الْغَنَمِ فِى الْبُنْيَانِ فَذَلِكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا فِى خَمْسٍ لاَ يَعْلَمُهُنَّ إِلاَّ اللَّهُ » . فَتَلاَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الأَرْحَامِ وَمَا تَدْرِى نَفْسٌ مَاذَا تَكْسِبُ غَدًا وَمَا تَدْرِى نَفْسٌ بِأَىِّ أَرْضٍ تَمُوتُ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ ) .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Ebu Hayyân (Yahya b. Saîd), ona da Ebu Zür'a (b. Amr el-Becelî), Ebu Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
Bir gün Rasulullah (sav) halk(ın yararlanması) için açık bir yere çıktı. Bir adam O’na gelerek;
- Ey Allah'ın Rasulü (sav)! İman nedir? diye sordu. Rasulullah (sav): "İman, Allah’a, Meleklerine, Kitablarına, Peygamberlerine, Allah’a kavuşmaya inanman, bir de son dirilmeye inanmandır." buyurdu. Adam;
-Ya Rasulullah (sav)! İslam nedir? diye sordu. Resûlullah (sav): "İslam; Allah’a ibadet etmen, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaman, farz namazı dostoğru kılman, zekatı vermen ve Ramazan orucunu tutmandır." cevabını verdi. Adam: -Ya Rasulullah! İhsan nedir? dedi. Rasulullah (sav):"İhsan; Allah’a onu görüyorsun gibi ibadet etmendir. Çünkü sen O’nu görmüyorsun da O, şüphesiz seni görür.> buyurdu. Adam; - Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Kıyamet ne zaman kopacaktır? sorusunu sordu. Rasulullah (sav):"Bu hususta sorulan, sorandan daha bilgili değildir. Lakin ben sana kıyametin alametlerinden haber vereyim: Cariye, kendi efendisini doğurduğu zaman işte kıyametin alametlerinden birisi budur. (Kim oldukları belirsiz) koyun çobanları yüksek bina yapmakta birbirleri ile yarıştığı zaman işte bu da kıyametin alametlerindendir. Kıyametin kopma zamanı Allah’tan başka kimsenin bilmediği beş şeye dahildir." buyurduktan sonra şu ayeti[Lokman suresinin 34. ayeti] okudu: 'Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 9, /25
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kitaplara iman
İman, imanın esasları
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
Melekler, Cebrail
Ölüm, Ecel
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209046, İHS000173
Hadis:
173 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ خُزَيْمَةَ، حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ وَاضِحٍ الْهَاشِمِيُّ، حَدَّثَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ قَالَ: قُلْتُ: يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَعْنِي لِابْنِ عُمَرَ: إِنَّ أَقْوَامًا يَزْعُمُونَ أَنْ لَيْسَ قَدَرٌ قَالَ: هَلْ عِنْدَنَا مِنْهُمْ أَحَدٌ؟ قُلْتُ: لَا، قَالَ: فَأَبْلِغْهُمْ عَنِّي إِذَا لَقِيتَهُمْ: إِنَّ ابْنَ عُمَرَ يَبْرَأُ إِلَى اللَّهِ مِنْكُمْ، وَأَنْتُمْ بُرَآءُ مِنْهُ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ، قَالَ: بَيْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي أُنَاسٍ، إِذْ جَاءَ رَجُلٌ لَيْسَ عَلَيْهِ سَحْنَاءُ سَفَرٍ، وَلَيْسَ مِنْ أَهْلِ الْبَلَدِ، يَتَخَطَّى حَتَّى وَرَكَ، فَجَلَسَ بَيْنَ يَدَيْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِسْلَامُ؟ قَالَ: «الْإِسْلَامُ أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ، وَأَنْ تُقِيمَ الصَّلَاةَ، وَتُؤْتِيَ الزَّكَاةَ، وَتَحُجَّ وَتَعْتَمِرَ، وَتَغْتَسِلَ مِنَ الْجَنَابَةِ، وَأَنْ تُتِمَّ الْوُضُوءَ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَأَنَا مُسْلِمٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِيمَانُ؟ قَالَ: «أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ، وَتُؤْمِنَ بِالْجَنَّةِ وَالنَّارِ وَالْمِيزَانِ، وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ بَعْدَ الْمَوْتِ، وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ، فَأَنَا مُؤْمِنٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِحْسَانُ؟ قَالَ: «الْإِحْسَانُ أَنْ تَعْمَلَ لِلَّهِ كَأَنَّكَ تَرَاهُ، فَإِنَّكَ إِنْ لَا تَرَاهُ، فَإِنَّهُ يَرَاكَ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ هَذَا، فَأَنَا مُحْسِنٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: فَمَتَى السَّاعَةُ؟ قَالَ: «سُبْحَانَ اللَّهِ، مَا الْمَسْؤُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ، وَلَكِنْ إِنْ شِئْتَ نَبَّأْتُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا»، قَالَ: أَجَلْ، قَالَ: «إِذَا رَأَيْتَ الْعَالَةَ الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ يَتَطَاوَلُونَ فِي الْبِنَاءِ، وَكَانُوا مُلُوكًا»، قَالَ: مَا الْعَالَةُ الْحُفَاةُ الْعُرَاةُ؟ قَالَ: «الْعُرَيْبُ»، قَالَ: «وَإِذَا رَأَيْتَ الْأَمَةَ تَلِدُ رَبَّتَهَا، فَذَلِكَ مِنْ أَشْرَاطِ السَّاعَةِ»، قَالَ: صَدَقْتَ، ثُمَّ نَهَضَ فَوَلَّى، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «عَلَيَّ بِالرَّجُلِ»، فَطَلَبْنَاهُ كُلَّ مَطْلَبٍ فَلَمْ نَقْدِرْ عَلَيْهِ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «هَلْ تَدْرُونَ مَنْ هَذَا؟ هَذَا جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ لَيُعَلِّمَكُمْ دِينَكُمْ، خُذُوا عَنْهُ، وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ مَا شُبِّهَ عَلَيَّ مُنْذُ أَتَانِي قَبْلَ مَرَّتِي هَذِهِ، وَمَا عَرَفْتُهُ حَتَّى وَلَّى».
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: تَفَرَّدَ سُلَيْمَانُ التَّيْمِيُّ بِقَوْلِهِ «خُذُوا عَنْهُ»، وَبِقَوْلِهِ: «تَعْتَمِرَ وَتَغْتَسِلَ وَتُتِمَّ الْوُضُوءَ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn İshâk İbn Huzeyme haber verdi: Bize Yûsuf İbn Vâdıh el-Hâşimî anlattı: Mu'temir İbn Süleymân bize babasından, o da Yahyâ İbn Ya'mer'den anlattı:
Ebû Abdurrahmân'a yani İbn Ömer'e şöyle dedim:
-Birtakım insanlar, kader diye bir şey olmadığını iddia ediyorlar.
İbn Ömer:
-Aramızda onlardan kimse var mı?
-Hayır.
-O halde sen onlarla görüştüğünde, benim onlardan uzak olduğumu, onların da benden uzak olduklarını kendilerine bildir. Bize, Ömer İbnü'l-Hattâb şöyle anlattı: Birgün Allâh'ın Elçisi (sas)'in yanında bizler kalabalık bir halde otururken, üzerinde yolculuk izi bulunmayan ve şehir halkından da olmayan bir adam çıkageldi. İnsanların arasından geçerek, Peygamber (sas)'in yanına vardı ve diz çökerek ona şöyle dedi:
-Ey Muhammed, İslam nedir?
Peygamber (sas) şöyle cevap verdi:
-İslam: Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allâh'ın Elçisi olduğuna tanıklık etmen, namazı kılman, zekâtı vermen, haccetmen, umre yapman, cünüplükten yıkanman, abdesti güzelce alman ve Ramazan orucunu tutmandır.
-Bunları yaparsam, artık ben Müslüman sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Ey Muhammed, İman nedir?
-Allâh'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine inanman; Cennet'e, Cehennem'e ve Mîzan'a (1) inanman; öldükten sonra dirilmeye inanman ve kaderin iyisine de kötüsüne de inanmandır.
-Bunları yaparsam, artık ben mümin sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Ey Muhammed, İhsân nedir?
-İhsân: Her şeyi, Allâh için, Allâh'ı görüyormuşçasına yapmandır; sen Onu görmüyorsan da, O seni kesinlikle görür.
-Bunu yaparsam, ben artık muhsin sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Peki Kıyâmet ne zaman kopacak?
-Sübhânallâh! Kendisine sorulan, sorunun cevabını sorandan daha iyi bilmiyor ki! Ancak dilersen, sana onun alâmetlerinden bahsedebilirim.
-Olur.
-Yoksul, yalınayak ve çıplakların binaları yükseltmekte birbirleriyle yarıştıklarını ve kral olduklarını gördüğünde…
-Yoksul, yalınayak ve çıplaklar kimlerdir?
-el-Urayb'dır(2). Cariyenin efendisini doğurduğunu gördüğünde de anla ki, bu da Kıyâmet alâmetlerindendir.
-Doğru söyledin.
Sonra adam kalktı, gitti. O gittikten sonra, Peygamber (sas) dedi ki: Deminki adamı bana getirin!
Onu her yerde aradık fakat bulamadık. Bunun üzerine, Peygamber (sas) şöyle buyurdu: Biliyor musunuz, o adam kimdi? O, Cibril idi. Size, dininizi öğretmek üzere buraya geldi, söylediklerini iyi belleyin; canımı elinde tutan Allâh'a yemin ederim ki, ilk geldiğinden beri bana hiç böyle görünmemişti, ben de onu, ancak o gittikten sonra tanıyabildim.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (ra): 'Söylediklerini iyi belleyin' , 'Umre yapman, cünüplükten yıkanman ve abdesti güzelce alman' sözleri, sadece Süleymân et-Teymî'nin aktarımında yer alır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İmân 173, 1/397
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kitaplara iman
İslam, islam nedir?
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32760, B004777
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى حَيَّانَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَوْمًا بَارِزًا لِلنَّاسِ إِذْ أَتَاهُ رَجُلٌ يَمْشِى فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِيمَانُ قَالَ « الإِيمَانُ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَرُسُلِهِ وَلِقَائِهِ وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ الآخِرِ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِسْلاَمُ قَالَ « الإِسْلاَمُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا ، وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ ، وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ الْمَفْرُوضَةَ ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا الإِحْسَانُ قَالَ « الإِحْسَانُ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ ، فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى السَّاعَةُ قَالَ « مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ ، وَلَكِنْ سَأُحَدِّثُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا إِذَا وَلَدَتِ الْمَرْأَةُ رَبَّتَهَا ، فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا ، وَإِذَا كَانَ الْحُفَاةُ الْعُرَاةُ رُءُوسَ النَّاسِ فَذَاكَ مِنْ أَشْرَاطِهَا فِى خَمْسٍ لا يَعْلَمُهُنَّ إِلاَّ اللَّهُ ( إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ وَيَعْلَمُ مَا فِى الأَرْحَامِ ) » . ثُمَّ انْصَرَفَ الرَّجُلُ فَقَالَ « رُدُّوا عَلَىَّ » . فَأَخَذُوا لِيَرُدُّوا فَلَمْ يَرَوْا شَيْئًا . فَقَالَ « هَذَا جِبْرِيلُ جَاءَ لِيُعَلِّمَ النَّاسَ دِينَهُمْ » .
Tercemesi:
Bize İshak (b. Râhûye), ona Cerir (b. Abdulhamid), ona Ebu Hayyân (Yahya b. Saîd), ona da Ebu Zür'a (b. Amr), Ebu Hureyre'nin (ra), şöyle dediğini rivayet etti:
Bir gün Rasulullah (sav), meydanda, insanlar içinde oturuyordu. Derken yürüyerek bir adam O'na geldi de:
— Yâ Rasulallah (sav)! İman nedir? diye sordu.
— "İman Allah'a, meleklerine, rasullerine ve Allah'a kavuşmaya inanman ve yine öldükten sonra son dirilmeye inanmandır'' diye cevâb verdi.
O zât:
— Yâ Rasulullah! İslâm nedir? dedi. Rasulullah (sav):
— "İslâm Allah 'a ibâdet etmen ve O'na hiçbirşeyi ortak kılmaman, namazı kılman, farz kılınan zekâtı vermen ve ramazanda oruç tutmandır" dedi.
O şahıs:
— Yâ Rasulallah! İhsan nedir? diye sordu. Rasulullah (sav):
— "İhsan, Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Eğer sen Allah'ı görmüyorsan, şübhesiz O seni görür" buyurdu.
O zât:
— Yâ Rasûlallah! Kıyamet ne zaman? dedi. Rasûlullah:
— "Bu mes'elede sorulan, sorandan daha bilgili değildir. Lâkin ben sana onun (daha evvel meydana gelecek) alametlerini haber vereceğim; Kadın kendi sahibesini doğurduğu zaman, işte bu, kıyametin alametlerindendir. Yalın ayaklı, çıplak kimseler insanların başına geldiklerinde, işte bu da kıyametin alametlerindendir. Kıyametin vakti, Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği beş şeyin içindedir (yani beş şeyden biridir): "Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır." (Lokma/34)".
Sonra o zât ayrıldı gitti. Rasulullah (sav):
— "Onu bana geri getirin" buyurdu.
Sahâbîler onu geri çevirmek için aradılar, fakat hiçbirşey göremediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav):
— "Bu Cibril'dir, insanlara dînlerini öğretmek için geldi" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/242
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
İhsan, ihsan nedir?
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
Kıyamet, zamanı
KTB, İMAN
1002 - أخبرنا صالح بن أحمد بن أبي مقاتل ببغداد وأحمد بن محمد بن عمر قالا: حدثنا شعيب بن أيوب الصريفيني، حدثنا مصعب بن المقدام، عن داود بن نصير الطائي، عن أبي حنيفة، عن علقمة بن مرثد، عن يحيى بن يعمر قال: بينا أنا مع صاحب لي بمدينة الرسول صلى الله عليه وسلم إذ بصرنا بعبد الله بن عمر، فقلت لصاحبي هل لك أن تأتيه فتسأله عن القدر؟ فقال: نعم، فقلت: دعني حتى أكون أنا الذي أسأله فإني به أعرف منه بك، قال: فانتهينا إلى عبد الله بن عمر رضي الله عنهما فسلمنا عليه، ثم قعدنا إليه، فقلت له: يا أبا عبد الرحمن إنا نتقلب في هذه الأرض فربما قدمنا البلدة بها قوم يقولون: لا قدر، فما نرد عليهم؟ قال: أبلغهم إني منهم برئ، ولو أني وجدت أعواناً لجاهدتهم، ثم أنشأ يحدثنا قال: بينا نحن مع رسول الله صلى الله عليه وسلم ومعه رهط من أصحابه إذ أقبل شاب جميل أبيض حسن اللمة طيب الريح، عليه ثياب بيض، فقال: السلام عليك يا رسول الله، السلام عليكم، قال: فرد عليه رسول الله صلى الله عليه وسلم ورددنا معه، فقال: أأدنو يا رسول الله! قال: ((أدن)) فدنا دنوة أو دنوتين، ثم قام موقراً له، ثم قال: أأدنو يا رسول الله! #623# قال: ((أدنه))، فدنا حتى ألصق ركبته بركبة رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: أخبرني عن الإيمان ما هو؟ قال: ((الإيمان أن تؤمن بالله وملائكته وكتبه ورسله ولقائه واليوم الآخر والقدر خيره وشره من الله))، قال: صدقت، قال: فعجبنا من تصديقه لرسول الله صلى الله عليه وسلم، وقوله: صدقت كأنه يعلم، قال: فأخبرني عن شرائع الإسلام ما هي؟ قال: ((إقام الصلاة، وإيتاء الزكاة، وحج البيت، وصوم رمضان، والاغتسال من الجنابة))، قال: صدقت، فعجبنا لقوله: صدقت، قال: فأخبرني عن الإحسان ما هو؟ قال: ((الإحسان أن تعمل لله كأنك تراه، #624# فإن لم تكن تراه فإنه يراك)) قال: فإذا فعلت ذلك فأنا محسن، قال: ((نعم))، قال: صدقت، قال: فأخبرني عن الساعة متى هي؟ قال: ما المسئول عنها بأعلم من السائل، ولكن لها أشراط فهي من الخمس التي استأثر الله بها، فقال: {إن الله عنده علم الساعة وينزل الغيث ويعلم ما في الأرحام وما تدري نفسٌ ماذا تكسب غداً وما تدري نفسٌ بأي أرضٍ تموت إن الله عليمٌ خبيرٌ}، قال: صدقت، ثم انصرف ونحن نراه، إذ قال النبي صلى الله عليه وسلم: ((علي بالرجل)) فقمنا في أثره، فما ندري أين توجه ولا رأينا شيئاً، فذكرنا ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم، فقال: ((هذا جبريل عليه السلام أتاكم يعلمكم معالم دينكم، والله ما أتاني في صورة إلا وأنا أعرفه فيها إلا هذه الصورة)).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274114, EHM001002-2
Hadis:
1002 - أخبرنا صالح بن أحمد بن أبي مقاتل ببغداد وأحمد بن محمد بن عمر قالا: حدثنا شعيب بن أيوب الصريفيني، حدثنا مصعب بن المقدام، عن داود بن نصير الطائي، عن أبي حنيفة، عن علقمة بن مرثد، عن يحيى بن يعمر قال: بينا أنا مع صاحب لي بمدينة الرسول صلى الله عليه وسلم إذ بصرنا بعبد الله بن عمر، فقلت لصاحبي هل لك أن تأتيه فتسأله عن القدر؟ فقال: نعم، فقلت: دعني حتى أكون أنا الذي أسأله فإني به أعرف منه بك، قال: فانتهينا إلى عبد الله بن عمر رضي الله عنهما فسلمنا عليه، ثم قعدنا إليه، فقلت له: يا أبا عبد الرحمن إنا نتقلب في هذه الأرض فربما قدمنا البلدة بها قوم يقولون: لا قدر، فما نرد عليهم؟ قال: أبلغهم إني منهم برئ، ولو أني وجدت أعواناً لجاهدتهم، ثم أنشأ يحدثنا قال: بينا نحن مع رسول الله صلى الله عليه وسلم ومعه رهط من أصحابه إذ أقبل شاب جميل أبيض حسن اللمة طيب الريح، عليه ثياب بيض، فقال: السلام عليك يا رسول الله، السلام عليكم، قال: فرد عليه رسول الله صلى الله عليه وسلم ورددنا معه، فقال: أأدنو يا رسول الله! قال: ((أدن)) فدنا دنوة أو دنوتين، ثم قام موقراً له، ثم قال: أأدنو يا رسول الله! #623# قال: ((أدنه))، فدنا حتى ألصق ركبته بركبة رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقال: أخبرني عن الإيمان ما هو؟ قال: ((الإيمان أن تؤمن بالله وملائكته وكتبه ورسله ولقائه واليوم الآخر والقدر خيره وشره من الله))، قال: صدقت، قال: فعجبنا من تصديقه لرسول الله صلى الله عليه وسلم، وقوله: صدقت كأنه يعلم، قال: فأخبرني عن شرائع الإسلام ما هي؟ قال: ((إقام الصلاة، وإيتاء الزكاة، وحج البيت، وصوم رمضان، والاغتسال من الجنابة))، قال: صدقت، فعجبنا لقوله: صدقت، قال: فأخبرني عن الإحسان ما هو؟ قال: ((الإحسان أن تعمل لله كأنك تراه، #624# فإن لم تكن تراه فإنه يراك)) قال: فإذا فعلت ذلك فأنا محسن، قال: ((نعم))، قال: صدقت، قال: فأخبرني عن الساعة متى هي؟ قال: ما المسئول عنها بأعلم من السائل، ولكن لها أشراط فهي من الخمس التي استأثر الله بها، فقال: {إن الله عنده علم الساعة وينزل الغيث ويعلم ما في الأرحام وما تدري نفسٌ ماذا تكسب غداً وما تدري نفسٌ بأي أرضٍ تموت إن الله عليمٌ خبيرٌ}، قال: صدقت، ثم انصرف ونحن نراه، إذ قال النبي صلى الله عليه وسلم: ((علي بالرجل)) فقمنا في أثره، فما ندري أين توجه ولا رأينا شيئاً، فذكرنا ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم، فقال: ((هذا جبريل عليه السلام أتاكم يعلمكم معالم دينكم، والله ما أتاني في صورة إلا وأنا أعرفه فيها إلا هذه الصورة)).
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebu Hanîfe, Müsned-i Ebu Hanîfe, Alkame b. Mersed 1002, 2/621
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
3. Alkame b. Mersed el-Hadramî (Alkame b. Mersed)
4. Ebu Hanife Numan b. Sabit et-Teymi (Numan b. Sabit b. Zûtâ b. Mâh)
5. Ebu Süleyman Davud b. Nusayr et-Tai (Davud b. Nusayr b. Ziyad)
6. Ebu Abdullah Musab b. Mikdam el-Has'ami (Musab b. Mikdam)
7. Ebu Bekir Şuayb b. Eyyüb el-Vasiti (Şuayb b. Eyyüb b. Ruzeyk b. Mabed)
8. Salih b. Ebu Mukatil el-Herevi (Salih b. Ahmed b. Yunus)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kitaplara iman
KTB, İMAN