460 Kayıt Bulundu.
Bize Mücahid b. Musa ve Abbas b. Abdulazim el-Anberi -aynı manada-, onlara Abdurrahman b. Mehdi, ona Yahya b. Velid, ona Muhil b. Halife, ona da Ebu Semh şöyle dedi: Hz. Peygamber'e hizmet ederdim. Yıkanmak istediğinde bana "kafanı çevir," derdi. Ben de kafamı çevirir ve ona siper olurdum. Bir gün kendisine Hasan veya Hüseyin getirildi. Sonra o, Hz. Peygamber'in göğsünün üzerine bevletti. Ben idrarı yıkamaya geldiğimde Hz. Peygamber; "kız çocuğunun idrarı iyice yıkanır, erkek çocuğunun idrarının üzerine ise su serpilir," dedi. [Abbas şöyle dedi: Bize Yahya b. Velid tahdis etti.] [Ebû Davud şöyle demiştir: (Yahya b. Velid Ebu Za'râ'dır. Harun b. Temim, Hasan el-Basrî'nin bütün idrarlar eşittir dediğini nakletmiştir.]
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderî, -Lafız Said'e aittir- onlara Ebu Avane, ona Simak b. Harb, ona Mus'ab b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer, hasta olan İbn Amir'i ziyarete gitmişti. İbn Amir ona; ey İbn Ömer! Bana dua etmeyecek misin? diye sordu. İbn Ömer ise şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum: "Taharetsiz (abdestsiz) kılınan namaz ve ganimetten (kamu malından) aşırılarak verilen sadaka kabul edilmez." Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin.
Açıklama: Nevevî, İbn Ömer'in kendisinden dua isteyen İbn Âmir'e "Sen Basra'da valilik yapmış bir kimsesin" demesini, Basra'da valilik yaptığı sırada haksız yere insanların malını almış olabileceğine dair bir telmih ve tövbe etmeye davet için söylenmiş bir söz olarak açıklar. (Nevevî, el-Minhâc şerhu Sahîhi Müslim b.el-Haccâc, Matbaatu'l-Mısrıyye, Kahire 1929, c. III, s. 103-104)
Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Ali, ona Zaide, ona Ebu Bekir (b. Ebu Şeyde), Veki''in İsraîl'den rivayet ettiğini söylemiştir. Bunların hepsi bu hadisin benzerini Peygamber'den (sav) bu isnadla Simak b. Harb'den rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Senedi verilen hadisin metni bir önceki [M000535] -2, [M000535] -3 hadislerde geçmektedir.
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber zamanında geceleyin mescitte yatıyordum. O zamanlar genç ve bekar biriydim. Köpekler bevleder ve mescide girip çıkarlardı. Sahabe bundan dolayı arkalarından o yerlere su dökmezlerdi."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Muhammed b. Umare b. Amr b. Hazm, ona Muhammed b. İbrahim, ona da İbrahim b. Abdurrahman b. Avf'ın kendisinden çocuk sahibi olduğu (Ümmü veled) cariyesi Hz. Peygamber'in hanımı Ümmü Seleme'ye bir soru sorduğunu söyleyerek şöyle demiştir: Ben eteğini uzun tutan ve pis yerlerde yürümek zorunda kalan bir kadınım. (Ne yapmam gerekir?) Bunun üzerine Ümmü Seleme, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini söyledi: "O pisliği, sonrası (temiz olan toprak) temizler."
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl ve Ahmed b. Yunus, onlara Züheyr, ona Abdullah b. İsa, ona Musa b. Abdullah b. Yezid, ona da Benî Eşhel'den bir kadın şöyle dedi: Hz. Peygamber'e, Ya Rasulullah! Bizim mescide giden yolumuz kirlidir. Yağmur yağdığında ne yapalım? diye sordum. Hz. Peygamber, "Bu kirli yoldan sonra ondan daha temiz olan bir yer gelmiyor mu?" dedi. Ben, Evet, var dedim. Bunun üzerine O, "Temiz olan, pis olanın kirlettiğini temizler" buyurdu.
Bize Mahmud b. Halid, ona Muhamed b. Aiz, ona Yahya b. Hamza, ona Evzaî, ona Muhammed b. Velid, ona Said b. Ebu Said, ona Ebu Said, ona Ka'ka' b. Hakîm, ona da Hz. Aişe, Hz. Peygamber'den bir önceki hadisin manasında bir hadis nakletmiştir.
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona Ebu Ma'mer, ona Abdulvâris, ona Ümmü Yunus bt. Şeddâd, ona da kayınvalidesi Ümmü Cahder el-Amiriyye'nin haber verdiğine göre o, Hz. Aişe'ye hayızlı kadının elbisesine kan bulaşmasını sordu. Hz. Aişe şöyle dedi: Üzerimizde şiltemiz olduğu halde Rasulullah (sav) ile beraberdik. Şiltenin üstünü bir başka elbiseyle örtmüştük. Sabah olunca Hz. Peygamber elbiseyi alıp giydi ve çıktı. Sabah namazını kıldırdı ve oturdu. Bir adam Ya Rasulullah! Bu bir kan lekesi değil mi? dedi. Rasulullah lekeli kısmın kenarını katlayıp bir çocukla bana gönderdi ve "Bunu yıka, kurut ve bana gönder" buyurdu. Çanağımı getirtip onu yıkadım, kuruttum ve Rasulullah'a gönderdim. Rasulullah öğleye doğru o elbise üzerindeyken geldi.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünanî, ona da Ebu Nadra şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) elbisesinin bir taraafına tükürmek durumunda kaldı ve orayı birbiri üstüne katladı."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Humeyd, ona da Enes, Resulullah'tan (sav) önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) elbisesine tükürmek durumunda kaldı ve orayı birbiri üstüne katladı."