1100 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî (T), Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra başını kaldırdı ve 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır' buyurdu. Kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz kaderimize mi dayanalım?' denildi. Rasulullah (sav) 'Hayır, çalışın, kaderinize dayanmayın. Çünkü herkes ne için yaratıldı ise o iş kendisine kolaylaştırılır' buyurdu ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ
Bize Züheyr b. Harb, ona Affan, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) dolaşmak üzere ashabından bir zatın yanına girmiş. Adam kuş yavrusu gibiydi (zayıflamıştı)]. Hadis, Humeyd hadisinin anlamındadır. Yalnız o, "Allah'ın azabına sen güç getiremezsin" demiş, peşinden onun için Allah'a dua etti. Allah da şifasını verdi cümlesini söylememiştir.
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona Halid b. Haris, ona da Humeyd bu isnadla "bizi cehennem azabından koru" ifadesine dek nakledip ilave bilgiyi zikretmemiştir.
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Ebu Abdurrahman, ona da Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir değnek vardı. O değnekle yere çizgiler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım? Nasıl olsa bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacak, kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' dedi. Rasulullah (sav) 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' buyurdu 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim (metin Züheyr'e aittir), onlara Cerîr, ona Mansur, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında bir cenazedeydik. Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve oturdu. Biz de etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra da 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır. Kişinin kötü yada iyi biri olacağı da yazılmıştır' buyurdu. Bir Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz amel etmeyi bırakıp, bu kaderimize mi dayanalım?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bizden iyi olan kimse, iyi kimselerin ameline ulaşacaktır. Bizden kötü olan kimse de, kötü olanların ameline ulaşacaktır' buyurdu, ardından 'İyi olanlara iyilerin amelleri kolaylaştırılır, kötü olanlara da kötü kimselerin amelleri kolaylaştırılır' dedi ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî (T), Bize Ali b. Muhammed, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona Sa'd b. Ubeyde, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Bakîü'l-Garkad mezarlığında Rasulullah'ın (sav) yanında oturuyorduk. Elinde bir asa vardı. Onunla yere izler çizmeye başladı. Sonra başını kaldırdı ve 'Sizden her bir kişinin ve yaratılmış olan her şeyin cennetteki ve cehennemdeki yeri Allah tarafından yazılmıştır' buyurdu. Kendisine 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse biz kaderimize mi dayanalım?' denildi. Rasulullah (sav) 'Hayır, çalışın, kaderinize dayanmayın. Çünkü herkes ne için yaratıldı ise o iş kendisine kolaylaştırılır' buyurdu ve 'Kim verir ve korunursa, en güzelini tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Ama kim de cimrilik eder ve müstağni olursa en güzelini yalanlarsa; ona en zoru kolaylaştırırız' [Leyl, 92/5-10] ayetlerini okudu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Metin Hennâd'a ait), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazân, ona da Bera b. Azib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile Ensar'dan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. Hz. Peygamber (sav) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa 'kabir azabından Allah'a sığının' buyurdu. [Cerir'in rivayetinde burada şu ilave vardır:] Hz. Peygamber (sav) 'Muhakkak ki defnedenler, dönüp giderlerken, cenaze onların ayak seslerini işitir. O sırada kendisine 'Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir?' diye sorulur. [Hennâd'ın rivayetine göre:] İki melek gelir, Onu oturtur ve 'Rabbin kimdir?' derler. 'Rabbim Allah'tır' der. Sonra ona 'Dinin nedir?' derler. 'Dinim İslam'dır' der. Sonra 'Şu size gönderilen adam da kimdir?' diye sorarlar. Ölen kişi 'Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür' cevabını verir. Sonra 'Bunu sana öğreten nedir?' derler, o da 'Ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim' der. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Aziz ve Celil Allah'ın 'Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder' [İbrahim (14/27] ayeti buna işaret eder. [Raviler ittifakla şöyle devam ettiler:] Hz. Peygamber (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Bunun üzerine gökten bir münadi 'Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete bir kapı açınız' der. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku, gözünün alabildiği kadar açılıp genişler." "Kafire gelince, Hz. Peygamber (sav) kafirin ölümünü anlattı ve şöyle buyurdu: Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine 'Rabbin kimdir?' derler O hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine 'Dinin nedir?' derler yine hık-mık ederek 'bilmiyorum' der. Sonra 'Size gönderilen adam da ne oluyor?' derler. Yine hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir münadi 'Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin ve ona, Cehenneme bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine öyle bir daraltılır ki kaburga kemikleri birbirine girer. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Sonra ona, yanında demirden bir tokmak olan, kör ve dilsiz biri musallat edilir. Eğer o tokmak dağa vurulsa dağ toz haline gelir. O tokmağı, kafire öyle bir vurur ki, kafir toz haline gelir. O vuruşu insan ve cin dışında, doğu batı arası (olan her varlık) işitir. Sonra onun ruhu kendisine iade edilir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Metin Hennâd'a ait), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazân, ona da Bera b. Azib şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile Ensar'dan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. Hz. Peygamber (sav) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa 'kabir azabından Allah'a sığının' buyurdu. [Cerir'in rivayetinde burada şu ilave vardır:] Hz. Peygamber (sav) 'Muhakkak ki defnedenler, dönüp giderlerken, cenaze onların ayak seslerini işitir. O sırada kendisine 'Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir?' diye sorulur. [Hennâd'ın rivayetine göre:] İki melek gelir, Onu oturtur ve 'Rabbin kimdir?' derler. 'Rabbim Allah'tır' der. Sonra ona 'Dinin nedir?' derler. 'Dinim İslam'dır' der. Sonra 'Şu size gönderilen adam da kimdir?' diye sorarlar. Ölen kişi 'Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür' cevabını verir. Sonra 'Bunu sana öğreten nedir?' derler, o da 'Ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim' der. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Aziz ve Celil Allah'ın 'Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder' [İbrahim (14/27] ayeti buna işaret eder. [Raviler ittifakla şöyle devam ettiler:] Hz. Peygamber (sav) sözlerine devamla şöyle buyurdu: Bunun üzerine gökten bir münadi 'Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete bir kapı açınız' der. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku, gözünün alabildiği kadar açılıp genişler." "Kafire gelince, Hz. Peygamber (sav) kafirin ölümünü anlattı ve şöyle buyurdu: Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine 'Rabbin kimdir?' derler O hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine 'Dinin nedir?' derler yine hık-mık ederek 'bilmiyorum' der. Sonra 'Size gönderilen adam da ne oluyor?' derler. Yine hık-mık edip 'bilmiyorum' cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir münadi 'Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine öyle bir daraltılır ki kaburga kemikleri birbirine girer. [Cerir'in rivayetinde şu ilave vardır:] Sonra ona, yanında demirden bir tokmak olan, kör ve dilsiz biri musallat edilir. Eğer o tokmak dağa vurulsa dağ toz haline gelir. O tokmağı, kafire öyle bir vurur ki, kafir toz haline gelir. O vuruşu insan ve cin dışında, doğu batı arası (olan her varlık) işitir. Sonra onun ruhu kendisine iade edilir."