Giriş

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Aşure günü, cahiliye döneminde Kureyş ahalisinin oruç tuttuğu bir gündü. Rasulullah (sav) da aşure gününü oruçlu geçirirdi. Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde de aşure orucunu tuttu ve tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılındığında ise aşure orucunu bıraktı. Artık dileyen o günde oruç tuttu, dileyen de terk etti."


    Öneri Formu
13607 B002002 Buhari, Savm, 69

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Muâviye b. Ebu Süfyân'ı (r.anhüma) şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: Hac mevsiminde, aşure günü Muâviye minberde iken şöyle dedi: 'Ey Medine ahalisi! Hani nerede alimleriniz?' Ben Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Bu, aşure günüdür. O günde oruç tutmak size farz kılınmamıştır. Ben ise oruçluyum. Artık dileyen oruç tutsun, dileyen de tutmasın."


    Öneri Formu
13608 B002003 Buhari, Savm, 69

Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Eyyûb, ona Abdullah b. Said b. Cübeyr, ona babası (Said b. Cübeyr), ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) Medine'ye geldiğinde Yahudiler'i aşure günü oruç tutarken gördü ve 'Bu oruç da nedir?' buyurdu. Onlar 'Bu, kutlu bir gündür. Zira bu, Allah'ın İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardığı gündür. Bundan dolayı Musa, bu günde oruç tutmuştur' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'Ben, Musa'ya (as) sizden daha lâyığımdır" buyurup aşure günü oruç tuttu ve o günün oruçlu geçirilmesini emretti."


    Öneri Formu
13611 B002004 Buhari, Savm, 69

Bize Ali b. Abdullah, ona Ebu Üsâme, ona Ebu Umeys, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihâb, ona da Ebu Musa (el-Eş'arî) (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Aşure günü, Yahudiler'in bayram olarak kabul ettikleri bir gündü. Nebî (sav) (müslümanlara hitaben) 'Sizler de o günü oruçlu geçirin' buyurdu."


    Öneri Formu
13612 B002005 Buhari, Savm, 69

Bize Ubeydullah b. Musa, ona İbn Uyeyne, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî'nin (sav), başka günlere üstün tutarak oruçlu geçirmek için araştırıp sorduğu şu gün ve ayın dışında başka bir günü ve ayı görmedim: Aşure gününü ve ramazan ayını."


    Öneri Formu
13613 B002006 Buhari, Savm, 69

Bize Mekkî b. İbrahim, ona Yezid, ona da Seleme b. Ekvâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Eslem kabilesine mensup bir kişiden insanlara şöyle bir ilanda bulunmasını istemiştir: 'Bugün yemek yiyenler, günün kalan kısmında oruç tutsun. Yemek yemeyenler de oruçlarına devam etsin. Çünkü bu gün, aşure günüdür.'"


    Öneri Formu
13615 B002007 Buhari, Savm, 69

Bize Kuteybe b. Said, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr (b. Abdullah), ona Seleme'nin mevlâsı olan Yezid (b. Ebu Ubeyd), ona da Seleme b. Ekva şöyle rivayet etmiştir: "(Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakiri doyuracak kadar fidye versin) [Bakara, 2/184] ayeti nazil olunca, bundan sonraki ayet inip de bu ayeti nesh edinceye kadar, içimizden oruç tutmayıp fidye vermek isteyen kimseler öyle yaptılar."


    Öneri Formu
13804 D002315 Ebu Davud, Sıyam, 2

Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Katâde, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "(Ayetin ifade ettiği hüküm), hamile ve emziren kadın için sabit olup (neshedilmemiştir)."


    Öneri Formu
13807 D002317 Ebu Davud, Sıyam, 3

Bize İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katâde, ona Azra, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: (Allahu Teâlâ), (Oruca gücü yetmeyenler, bir yoksul doyumu fidye verir) ayeti, yaşlı adam ve kadınlar için bir ruhsat olmuştur. Onlar, oruca güç yetiremediklerinde, oruç tutmaz, her güne karşılık bir fakiri doyururlardı. Hamile ve emzikli kadınlar ise, ancak endişe duydukları zaman -Ebu Davud, 'Evlatları hususunda endişe ederlerse' demiştir- oruç tutmayıp fakirlere fidye verirler."


    Öneri Formu
13808 D002318 Ebu Davud, Sıyam, 3

Bize Ebu Kureyb ve Yusuf b. İsa, onlara Vekî, ona Ebu Hilal, ona da Abdullah b. Sevâde, Abdullah b. Ka‘b oğullarından Enes b. Malik'in (el-Ka'bî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize Rasulullah’ın (sav) atlı birlikleri baskın yapmıştı. Bunun üzerine ben Rasulullah’ın (sav) yanına vardım. Onu sabah kahvaltısını yaparken buldum. Hemen 'Gel, sen de ye' buyurdu. Ben oruçlu olduğumu söyledim. 'O halde gel sana oruç hakkında bazı şeyler söyleyeyim' dedi ve 'Şüphesiz Allah teâlâ yolculardan, oruç tutma mükellefiyetiyle namazların yarısını kaldırmıştır. Hamile yahut süt emziren kadınlardan da oruç mükellefiyetini kaldırmıştır' buyurdu. Vallahi Nebi (sav) ya her ikisini de söyledi (hamile ile emzikli kadını) veya onlardan sadece birisini söyledi. O gün Rasulullah’ın (sav) yemeğinden yemediğime çok pişmanım." Tirmizi, bu konuda Ebu Umeyye’den de rivayetin geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Tirmizî bu rivayet hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Enes b. Malik el-Ka‘bî rivayeti hasen bir hadistir. Enes b. Mâlik'in Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi dışında rivayet ettiği başka bir hadisini de bilmiyoruz. İlim ehli nezdinde uygulama (amel) bu hadise göredir. Ancak ilim ehlinden bazısı, hamile ve süt emziren kadınların oruç tutmayıp hem kazasını yapacaklarını hem de fakirlere (fidye olarak) yemek yedireceklerini söylemiştir ki Süfyan, Mâlik, Şâfiî ve Ahmed (b. Hanbel) bu kanaattedir. Bazısı da oruç tutmazlarsa, ya dilerlerse sadece fakirlere yemek yedirir oruçlarını kaza etmezler. Dilerlerse de oruçlarının kazasını tutar ama fakirleri doyurmazlar. İshak (b. Râhûye) da bu görüştedir.


    Öneri Formu
14114 T000715 Tirmizi, Savm, 21