448 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona da İbn Ezher'in mevlâsı olan Ebu Ubeyd şöyle rivayet etmiştir: "Ömer b. Hattâb (ra) ile beraber bayram namazında hazır bulundum. Ömer, insanlara şöyle seslendi: 'Şu iki gün, Rasulullah'ın oruç tutmayı yasakladığı günlerdir: Oruçlarınızı tamamlayıp iftar ettiğiniz ramazan bayramı günü ve diğeri de kurbanlarınızın etlerinden yediğiniz (kurban bayramı) günleridir.'"
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muâz, ona İbn Avn, ona da Ziyâd b. Cübeyr şöyle demiştir: "İbn Ömer'e (r.anhüma) bir adam geldi ve şöyle sordu: 'Adamın biri bir gün oruç tutmayı adasa -hadisin râvilerinden biri o günün pazartesi olduğunu düşünüyorum demiştir- ve o gün de bayram gününe denk gelse (ne yapmalıdır?' İbn Ömer şöyle cevap verdi: 'Allah adağın yerine getirilmesini emretmiş, Hz. Peygamber (sav) ise bayram gününde oruç tutmayı yasaklamıştır."
Bize Ebu Âsım, ona Ömer b. Muhammed, ona Sâlim, ona da babası (İbn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) aşure günü, 'dileyen oruç tutsun' buyurmuştur."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) aşure günü oruç tutulmasını emrederdi. Ramazan orucu farz kılındığında, artık dileyen oruç tuttu, dileyen de tutmadı."
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umâre), ona da Ebu Said (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) ramazan ve kurban bayramı günlerinde oruç tutmayı, kişinin tek bir elbise giyip içinde başka bir şey yok iken avret mahalli gözükecek şekilde elbisesinin bir tarafını kaldırıp omuzlarına koymasını (es-sammâ) ve yine kişinin üzerinde tek bir elbise varken dizlerini dikip oturmasını yasaklamıştır."
Açıklama: الصَّمَّاءِ kelimesinin anlamı için bk. Kastallânî, İrşâdü's-sârî, III, 417. Hadisteki son iki yasak, setr-i avret içindir.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Yahya, ona da Ebu Seleme, Âişe'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Üzerimde ramazan ayından kalma oruç borcu olurdu da onları ancak (gelecek senenin) şaban ayında kaza edebilirdim." Hadisin râvisi Yahya (bu gecikmenin), Nebî'den (sav) kaynaklanan meşguliyetten dolayı veya Nebî (sav) ile ilgilenmekten kaynaklandığını ifade etmiştir.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve, ona da Fatıma, Esma bt. Ebu Bekir'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav) döneminde kapalı bir günde iftar yapmıştık. Bir süre sonra (bulutların ardından) güneş ortaya çıkıverdi." Hişâm'a 'Peki onlara oruçlarını kaza etmeleri emredildi mi?' diye sorulduğunda, 'Tabi ki de kaza etmeleri gerekir' cevabını vermiştir. Ma'mer de Hişâm'ın şöyle dediğini aktarmıştır: 'Kaza ettiler mi etmediler mi tam emin değilim.'
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona da Hâlid b. Zekvân, Rübeyyi bt. Mu'avviz'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav) aşure günü sabahı Ensâr köylerine ulak gönderip şöyle buyurdu: 'Bugün oruçsuz olarak sabahlayanlar gününün kalanını oruçlu tamamlasın. Oruçlu olarak sabahlayanlar da oruçlarına devam etsinler.' O günden sonra bizler, aşure orucunu tuttuk ve çocuklarımıza da tutturduk. Onlara yünden oyuncak yapardık. Biri yemek için ağladığında, iftar vakti oluncaya dek o oyuncağı verirdik."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Abdülhamid b. Cübeyr, ona da Muhammed b. Abbâd, Câbir'e (ra) şöyle sorduğunu rivayet etmiştir: "Ona 'Hz. Peygamber (sav) cuma günü oruç tutmayı yasakladı mı?' diye sordum. O da "Evet, yasakladı" cevabını verdi." Ebu Asım'ın dışındaki raviler, hadisi şu ilave lafızla nakletmiştir: 'Tek cuma günü oruç tutmayı (yasakladı).'
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Kazaa, ona da Nebî (sav) ile beraber on iki gazveye katılmış olan Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'den (sav) beni çok etkileyen şu dört şeyi işittim: 'Kadın, beraberinde kocası ya da mahremi olmadan iki günlük mesafedeki yolculuğa çıkamaz. Ramazan ve kurban bayramı günlerinde oruç yoktur. Güneş doğana dek sabah namazından sonra, batıncaya kadar da ikindi namazından sonra namaz kılmak yoktur. Şu üçü dışında hiçbir mescid için yolculuğun zahmetine katlanılmaz: Mescid-i Harâm, Mescid-i Aksâ ve benim mescidim (Mescid-i Nebî)'."