Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avâne, ona Katâde; (T)
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Musa el-Eş'arî, bize namaz kıldırmıştı. Namazının son rekatına oturduğunda cemaatten bir adam 'Namaz, ancak iyilik ve zekât ile makbul olur' dedi. Ebu Musa namazını tamamladığında, cemaate döndü ve 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' dedi. Cemaat sessizliğe büründü. Ebu Musa tekrar 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' diye sordu. Cemaat yine cevap vermeyince, 'Ey Hıttân! Galiba sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedim. Zira beni paylamasından çekindim.' Cemaatten bir adam kalkıp 'O sözleri ben söyledim ve bununla da sadece hayrı kastettim' dedi. Ebu Musa bunun üzerine 'Namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz. Rasulullah (sav) hutbe verip bize bunu öğretmiş, bize namazın sünnetini (adabını) açıklamış ve namazı (nasıl kılacağımızı) bize şu sözleriyle anlatmıştır: Namaza kalktığınızda önce saflarınızı düzgün ve sık tutun. Sonra içinizden biri imam olsun. O tekbir aldığında siz de tekbir getirin. O 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde sizler âmin deyin ki Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir getirip rükûa gidin. Çünkü imam, sizden önce rükûa gidip sizden önce rükûdan kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde sizler 'Allâhümme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şüphesiz Allah Teâlâ, Nebi'sinin (sav) dili ile 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir. İmam tekbir alıp secdeye vardığında, siz de tekbir getirip secde edin. Çünkü imam, sizden önce secdeye varıp sizden önce secdeden kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım da böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam oturduğunda sizden birinin ilk sözü şu olsun: 'En güzel selamlar, dualar Allah'a olsun. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktu ve şahitlik ederim ki Muhammed (sav), onun kulu ve Rasulüdür' buyurdu."
[Ahmed (b. Hanbel), hadisinde 've berakâtühü' ifadesini zikretmemiş; 've eşhedü' ifadesi yerine de 2ve enne Muhammeden' ifadesini zikretmiştir.]
Açıklama: 'فَتِلْكَ بِتِلْكَ' ifadesinin 'Bu, sizin imama tâbi olmanızdan dolayıdır.' şeklinde tercümesine dair bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 181.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7823, D000972
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ (ح)
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىِّ قَالَ:
"صَلَّى بِنَا أَبُو مُوسَى الأَشْعَرِىُّ، فَلَمَّا جَلَسَ فِى آخِرِ صَلاَتِهِ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ. فَلَمَّا انْفَتَلَ أَبُو مُوسَى أَقْبَلَ عَلَى الْقَوْمِ فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا؟ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ. فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا؟ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ. قَالَ فَلَعَلَّكَ يَا حِطَّانُ أَنْتَ قُلْتَهَا. قَالَ مَا قُلْتُهَا، وَلَقَدْ رَهِبْتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا. قَالَ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا قُلْتُهَا، وَمَا أَرَدْتُ بِهَا إِلاَّ الْخَيْرَ. فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَمَا تَعْلَمُونَ كَيْفَ تَقُولُونَ فِى صَلاَتِكُمْ، إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَنَا فَعَلَّمَنَا وَبَيَّنَ لَنَا سُنَّتَنَا وَعَلَّمَنَا صَلاَتَنَا. فَقَالَ إِذَا صَلَّيْتُمْ فَأَقِيمُوا صُفُوفَكُمْ، ثُمَّ لْيَؤُمَّكُمْ أَحَدُكُمْ، فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَرَأَ (غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ) فَقُولُوا آمِينَ يُجِبْكُمُ اللَّهُ، وَإِذَا كَبَّرَ وَرَكَعَ فَكَبِّرُوا وَارْكَعُوا، فَإِنَّ الإِمَامَ يَرْكَعُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتِلْكَ بِتِلْكَ. وَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ يَسْمَعِ اللَّهُ لَكُمْ، فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى قَالَ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ. وَإِذَا كَبَّرَ وَسَجَدَ فَكَبِّرُوا وَاسْجُدُوا، فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتِلْكَ بِتِلْكَ. فَإِذَا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ فَلْيَكُنْ مِنْ أَوَّلِ قَوْلِ أَحَدِكُمْ أَنْ يَقُولَ التَّحِيَّاتُ الطَّيِّبَاتُ الصَّلَوَاتُ لِلَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ."
[لَمْ يَقُلْ أَحْمَدُ وَبَرَكَاتُهُ وَلاَ قَالَ وَأَشْهَدُ قَالَ وَأَنَّ مُحَمَّدًا.]
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn, ona Ebu Avâne, ona Katâde; (T)
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Musa el-Eş'arî, bize namaz kıldırmıştı. Namazının son rekatına oturduğunda cemaatten bir adam 'Namaz, ancak iyilik ve zekât ile makbul olur' dedi. Ebu Musa namazını tamamladığında, cemaate döndü ve 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' dedi. Cemaat sessizliğe büründü. Ebu Musa tekrar 'Şöyle şöyle diyen hanginizdi?' diye sordu. Cemaat yine cevap vermeyince, 'Ey Hıttân! Galiba sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedim. Zira beni paylamasından çekindim.' Cemaatten bir adam kalkıp 'O sözleri ben söyledim ve bununla da sadece hayrı kastettim' dedi. Ebu Musa bunun üzerine 'Namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz. Rasulullah (sav) hutbe verip bize bunu öğretmiş, bize namazın sünnetini (adabını) açıklamış ve namazı (nasıl kılacağımızı) bize şu sözleriyle anlatmıştır: Namaza kalktığınızda önce saflarınızı düzgün ve sık tutun. Sonra içinizden biri imam olsun. O tekbir aldığında siz de tekbir getirin. O 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde sizler âmin deyin ki Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir getirip rükûa gidin. Çünkü imam, sizden önce rükûa gidip sizden önce rükûdan kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam 'Semiallâhu limen hamideh' dediğinde sizler 'Allâhümme Rabbenâ leke'l-hamd' deyin. Şüphesiz Allah Teâlâ, Nebi'sinin (sav) dili ile 'Semiallâhu limen hamideh' demiştir. İmam tekbir alıp secdeye vardığında, siz de tekbir getirip secde edin. Çünkü imam, sizden önce secdeye varıp sizden önce secdeden kalkar. Rasulüllah (sav) bu anlattıklarım da böyledir buyurdu ve şöyle devam etti: İmam oturduğunda sizden birinin ilk sözü şu olsun: 'En güzel selamlar, dualar Allah'a olsun. Selam sana ey Nebi! Allah'ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktu ve şahitlik ederim ki Muhammed (sav), onun kulu ve Rasulüdür' buyurdu."
[Ahmed (b. Hanbel), hadisinde 've berakâtühü' ifadesini zikretmemiş; 've eşhedü' ifadesi yerine de 2ve enne Muhammeden' ifadesini zikretmiştir.]
Açıklama:
'فَتِلْكَ بِتِلْكَ' ifadesinin 'Bu, sizin imama tâbi olmanızdan dolayıdır.' şeklinde tercümesine dair bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 181.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 183, /226
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, namazda konuşmak
Bize Ahmed b. Salih, Ahmed b. Amr b. Serh ve Muhammed b. Seleme, onlara İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Umâre b. Ğaziyye, ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde halidir. Öyleyse (secdede iken) çok dua ediniz."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6706, D000875
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ وَأَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ وَمُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ قَالُوا حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنَا عَمْرٌو - يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ - عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا صَالِحٍ ذَكْوَانَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ. فَأَكْثِرُوا الدُّعَاءَ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, Ahmed b. Amr b. Serh ve Muhammed b. Seleme, onlara İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Umâre b. Ğaziyye, ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde halidir. Öyleyse (secdede iken) çok dua ediniz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 153, /206
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Umare b. Gaziyye el-Ensari (Umare b. Gaziyye b. Haris b. Amr b. Gaziyye b. Amr)
5. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Dua, secdede, ruküda ve doğrulunca
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
Secde, secdenin fazileti
Bize Nasr b. Ali, ona Safvân b. İsa, ona Bişr b. Râfi, ona Ebu Hureyre'nin amcaoğlu olan Ebu Abdullah, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' ayetini okuduğunda, birinci safta arkasında duran cemaatin işiteceği şekilde âmin derdi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7636, D000934
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ أَخْبَرَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى عَنْ بِشْرِ بْنِ رَافِعٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ ابْنِ عَمِّ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:
"كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا تَلاَ (غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ) قَالَ آمِينَ. حَتَّى يَسْمَعَ مَنْ يَلِيهِ مِنَ الصَّفِّ الأَوَّلِ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali, ona Safvân b. İsa, ona Bişr b. Râfi, ona Ebu Hureyre'nin amcaoğlu olan Ebu Abdullah, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' ayetini okuduğunda, birinci safta arkasında duran cemaatin işiteceği şekilde âmin derdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 173, /217
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Abdurrahman b. Samit ed-Devsi (Abdurrahman b. Samit)
3. Bişr b. Rafi' el-Harisi (Bişr b. Rafi)
4. Ebu Muhammed Safvân b. İsa el-Kuraşî (Safvân b. İsa)
5. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Bize Ka'nebî, ona Mâlik, ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih es-Semmân, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"İmam 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' deyip (Fâtihâ'yı tamamladığında) siz de âmin deyin. Zira âmin sözü meleklerin âmin sözüne denk gelen kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7641, D000935
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"إِذَا قَالَ الإِمَامُ (غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ) فَقُولُوا آمِينَ. فَإِنَّهُ مَنْ وَافَقَ قَوْلُهُ قَوْلَ الْمَلاَئِكَةِ غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ."
Tercemesi:
Bize Ka'nebî, ona Mâlik, ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih es-Semmân, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"İmam 'Ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' deyip (Fâtihâ'yı tamamladığında) siz de âmin deyin. Zira âmin sözü meleklerin âmin sözüne denk gelen kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 173, /218
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Amel, günahlara kefaret olan ameller
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, GÜNAH
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ الْمِصِّيصِىُّ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ زِيَادٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَجْلاَنَ عَنْ عَامِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ ذَكَرَ:
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُشِيرُ بِأُصْبُعِهِ إِذَا دَعَا وَلاَ يُحَرِّكُهَا."
[قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَزَادَ عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَامِرٌ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ رَأَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَدْعُو كَذَلِكَ وَيَتَحَامَلُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ الْيُسْرَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُسْرَى.]
Bize İbrahim b. Hasan el-Mıssîsî, ona Haccâc, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Muhammed b. Aclân, ona Âmir b. Abdullah, ona da Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi (sav), dua ettiğinde parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi."
[İbn Cüreyc, bu hadisi Amr b. Dinar'dan, o Âmir'den, o da babasından şu ziyade ile nakletmiştir: 'Hz. Peygamber'i (sav), sol elini sol uyluğuna koymuş vaziyette dua ederken gördüm'.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7875, D000989
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ الْمِصِّيصِىُّ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ زِيَادٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَجْلاَنَ عَنْ عَامِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ ذَكَرَ:
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُشِيرُ بِأُصْبُعِهِ إِذَا دَعَا وَلاَ يُحَرِّكُهَا."
[قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَزَادَ عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَامِرٌ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ رَأَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَدْعُو كَذَلِكَ وَيَتَحَامَلُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ الْيُسْرَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُسْرَى.]
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Hasan el-Mıssîsî, ona Haccâc, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Muhammed b. Aclân, ona Âmir b. Abdullah, ona da Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi (sav), dua ettiğinde parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi."
[İbn Cüreyc, bu hadisi Amr b. Dinar'dan, o Âmir'den, o da babasından şu ziyade ile nakletmiştir: 'Hz. Peygamber'i (sav), sol elini sol uyluğuna koymuş vaziyette dua ederken gördüm'.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 187, /230
Senetler:
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Ebu Haris Amir b. Abdullah el-Kuraşî (Amir b. Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
7. İbrahim b. Hasan el-Mukassimi (İbrahim b. Hasan b. Heysem)
Konular:
Dua, dua ederken ellerin kaldırılması
Dua, dua ederken işaret parmağını kaldırmak
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, Tahiyyat
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Osman b. Abdurrahman, ona Büceyle oğullarından İsâm b. Kudâme, ona Mâlik b. Nümeyr el-Huzâî, ona da babası (Ebu Mâlik Nümeyr) şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi'nin (sav), (namazda otururken) sağ kolunu sağ uyluğuna koymuş vaziyette, işaret parmağını da biraz bükerek kaldırdığını gördüm."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7877, D000991
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ - حَدَّثَنَا عِصَامُ بْنُ قُدَامَةَ - مِنْ بَنِى بُجَيْلَةَ - عَنْ مَالِكِ بْنِ نُمَيْرٍ الْخُزَاعِىِّ عَنْ أَبِيهِ قَالَ:
"رَأَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَاضِعًا ذِرَاعَهُ الْيُمْنَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُمْنَى رَافِعًا أُصْبُعَهُ السَّبَّابَةَ قَدْ حَنَاهَا شَيْئًا."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Osman b. Abdurrahman, ona Büceyle oğullarından İsâm b. Kudâme, ona Mâlik b. Nümeyr el-Huzâî, ona da babası (Ebu Mâlik Nümeyr) şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi'nin (sav), (namazda otururken) sağ kolunu sağ uyluğuna koymuş vaziyette, işaret parmağını da biraz bükerek kaldırdığını gördüm."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 187, /230
Senetler:
1. Ebu Malik Nümeyr el-Huzâi (Nümeyr)
2. Malik b. Nümeyr el-Huzâî (Malik b. Nümeyr)
3. Ebu Muhammed İsam b. Kudame el-Becelî (İsam b. Kudame)
4. Osman b. Abdurrahman et-Tarâifi (Osman b. Abdurrahman b. Müslim)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Dua, dua ederken ellerin kaldırılması
Dua, dua ederken işaret parmağını kaldırmak
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, Tahiyyat