8054 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize İbn Ebu Ömer, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona da Ebû Kılabe, Malik b. Huveyris Ebu Süleyman'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yaşları birbirine yakın gençlerin bulunduğu bir topluluk içinde Rasulullah'a (sav) geldim... Daha sonra her iki ravi de, İbn Uleyye'nin rivayetine benzer şekilde hikâyeyi anlatmışlardır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Gunder, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşar, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Said b. İbrahim, Muhammed b. Amr b. Hasan b. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etti: Haccac, Medine'ye gelince Cabir b. Abdullah'a (namaz vakitlerini) sorduk, bize şöyle cevap verdi: "Rasulullah (sav) öğle namazını sıcağın en şiddetli olduğu vakitte, ikindi namazını güneş hâlâ parlak iken, akşam namazını güneş battığında (hemen) kılardı. Yatsı namazını ise, bazen geciktirir, kimi zaman ise erken kıldırırdı. Cemaatin toplandığını görürse erken kıldırır, henüz toplanmadıklarını görürse geciktirirdi. Sabah namazını, onlar –ya da Nebi (sav) - alacakaranlıkta kılar(lar)dı."
Bize Ebu Küreyb, ona Süveyd b. Amr el-Kelbi, ona Hammad b. Seleme, ona da Seyyar b. Selame Ebu Minhal, Ebu Berze el-Eslemi'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yatsı namazını gecenin üçte birine kadar ertelerdi. Yatsı namazını kılmadan uyumayı ve onu kıldıktan sonra konuşmayı hoş karşılamazdı. Sabah namazında altmış ile yüz ayet arası kadar (Kur'an) okurdu. Birbirimizin yüzünü tanıyacak kadar aydınlık olduğu zaman (namazdan) çıkardı."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Şu'be; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer, ona Said b. Ebu Arûbe; (T) Bize Ebu Ğassân el-Misma'î, ona Muaz –b. Hişam-, ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî), onlara da Katade, bu isnadla [ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî, Nebi'den (sav)] hadisin aynısını rivayet etmiştir. ["Namaz kılacak olan kişiler üç kişi oldukları takdirde, içlerinden birisi onlara imam olsun. İmam olmaya en layık olan da içlerinde en iyi Kur'an okuyandır."]
Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, o ikisine İsmail, ona da Eyyüb, Muhammed'in (b. Sîrîn) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Enes'e, 'Rasulullah (sav), sabah namazında hiç kunût yaptı mı?' diye sordu. 'Evet. Kısa bir süre, rükûdan sonra (kunût yaptı).' cevabını verdi.
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, Ebu Küreyb, İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Abdüla'lâ –hadis İbn Muaz'ın lafızlarıyla nakledilmiştir-, onlara el-Mu'temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman b. Tarhan), ona da Ebu Miclez, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bir ay boyunca sabah namazlarında rükûdan sonra kunût yaptı; Ri'l ve Zekvân'a beddua etti. Bunu yaparken 'Usayye, Allah'a ve Rasulü'ne isyan etti' buyuruyordu."
Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz b. Esed, ona Hammad b. Seleme, ona da Enes b. Sirin, Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca sabah namazında rükûdan sonra kunût yaptı ve Usayya oğullarına beddua etti."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona da Asım, Enes'ten naklederek şöyle demiştir: Enes'e, 'kunût rükûdan önce mi yapılır yoksa sonra mı?' diye sordum. 'Rükûdan öncedir' cevabını verdi. (Ravi Asım anlatımını şöyle sürdürmüştür.) Yine ona: 'Bir takım kimseler Rasulullah'ın (sav) rükûdan sonra kunût yaptığını iddia ediyorlar' deyince, şöyle karşılık verdi: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca kunût yaptı ve ashabından Kurrâ diye anılan bazı kimseleri öldürmüş olan insanlara (katillere) beddua etti."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona da Asım'ın rivayet ettiğine göre Enes şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) Bi'ru Maûne gününde şehit edilen yetmiş kişiye üzüldüğü kadar herhangi bir seriyye için üzüldüğünü görmedim. Bunlara Kurrâ denilirdi. Allah Rasulü (sav) bir ay boyunca onları öldürenlere beddua etti."
Bize Ebu Küreyb, ona Hafs ve İbn Fudayl; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Mervan, onlara Asım, ona da Enes, Nebi'den (sav) bu hadisi rivayet etmiştir. [Rasulullah'ın (sav) Bi'ru Maûne gününde şehit edilen yetmiş kişiye üzüldüğü kadar herhangi bir seriyye için üzüldüğünü görmedim. Bunlara Kurrâ denilirdi. Allah Rasulü (sav) bir ay boyunca onları öldürenlere beddua etti."] Ravilerin kimisinin rivayetinde bir diğerine göre bazı ilaveler (yahut eksikler) vardır.