5013 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona İbn Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Nevvas b. Sem'ân el-Ensarî şöyle demiştir: "Rasulullah'a (sav) iyilik ve günahı sordum. Bana şöyle cevap verdi: İyilik, güzel ahlaklı olmak demektir. Günah ise, kalbinin yatışmadığı ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanmadığın şeydir."
Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Hayve, ona İbn Hâd, ona Ebu Bekir b. Hazm, ona da Amre, ona da Aişe (r. anha) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Ayağına batan bir diken dahil, Müminin başına gelen hiçbir sıkıntı yoktur ki Allah o sıkıntı sebebiyle kendisine bir sevap yazmasın ya da bu yüzden kendisinden bir günahı düşürmesin."
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona Abdullah b. Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr), Nevvas b. Sem'ân şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte Medine'de bir sene kaldım. Beni onun yanından ayrılmaktan alıkoyan şey soru sorma imkanıydı. Bizden birimiz hicret etti mi Rasulullah'a (sav) bir şey sorma imkanı olmazdı. Ben kendisine iyilik ve günahı sordum. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana 'İyilik, güzel ahlaklı olmak demektir. Günah ise, kalbinin yatışmadığı ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanmadığın şeydir' cevabını verdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsame, ona Velid b. Kesir, ona Muhammed b. Amr b. Ata, Ata b. Yesar, ona Ebu Said ve Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: "Müminin başına bir sızı, bir meşakkat, bir hastalık veya bir hüzün gelirse, Allah bu nedenlerden dolayı onun günahlarından bazılarını affeder."
Bize Ubeydullah b. Ömer Kavarirî, ona Yezid b. Zürey, ona Haccac es-Savvâf, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ümmü Saib'in -veya Ümmü Müseyyeb'in- yanına girdi ve 'Neyin var ey Ümmü Saib -veya ey Ummü Müseyyeb- (neden) titriyorsun' diye sordu. O da 'Sıtma hastalığı Allah hayrını vermesin' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Sıtmaya sitem etme. Çünkü sıtma, ademoğullarının günahlarını körüğün demirin cürufunu giderdiği gibi giderir' buyurdu."
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavarirî, ona Yahya b. Said ve Bişr b. Mufaddal, onlara da Ebu Bekir, Ata b. Ebu Rebah şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas bana 'Sana cennetliklerden bir kadın göstereyim mi?' dedi. Ben de 'Elbette' dedim. İbn Abbas 'Şu siyah kadın. Bu kadın Nebi'ye (sav) gelerek 'Beni sara tutuyor da açılıyorum. Allah'a benim için dua ediverseniz' dedi. Rasulullah (sav) Dilersen sabret de cennet senin olsun! İstersen sana şifa vermesi için Allah'a dua edeyim' buyurdu. dedi. Kadın 'Sabrederim! Ama ben açılıyorum! Allah'a dua et de açılmayayım' dedi. Rasul-i Ekrem de (sav) kendisine dua etti."
Bize Müsedded, ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Safvan b. Muhriz şöyle demiştir: "Bir adam İbn Ömer'e 'Rasulullah'ın (sav) kurtuluş (en-Necvâ) hakkındaki söylediklerini nasıl işittin?' İbn Ömer de 'Rasulullah (sav) şöyle buyurdu' dedi: Biriniz Rabbinize dua eder, öyle ki Allah onu himaye eder ve 'Sen şu, şu (günahları) yaptın' buyurur. Kul da 'Evet yaptım' der. Sonra Rabbi 'Şunu şunu da yaptın' buyurur. Kul da 'Evet yaptım' der. Allah kuluna bunları ikrar ettirdikten sonra 'Ben senin işlediğin bu günahları dünyadayken gizledim. Ben, bu gün de onları senin için affediyorum' buyurur."
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavarirî, ona Yahya b. Said ve Bişr b. Mufaddal, onlara da Ebu Bekir, Ata b. Ebu Rebah şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas bana 'Sana cennetliklerden bir kadın göstereyim mi?' dedi. Ben de 'Elbette' dedim. İbn Abbas 'Şu siyah kadın. Bu kadın Nebi'ye (sav) gelerek 'Beni sara tutuyor da açılıyorum. Allah'a benim için dua ediverseniz' dedi. Rasulullah (sav) Dilersen sabret de cennet senin olsun! İstersen sana şifa vermesi için Allah'a dua edeyim' buyurdu. dedi. Kadın 'Sabrederim! Ama ben açılıyorum! Allah'a dua et de açılmayayım' dedi. Rasul-i Ekrem de (sav) kendisine dua etti."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız onlara aittir-, (T) Bize İshak el-Hanzalî, -İshak ahberani, diğerleri de haddsena lafzını kullanmışlardır-, onlara Ebu Muaviye, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümine bir diken veya daha büyük bir şey isabet ederse, Allah o şeyin sebebiyle kendisini bir derece yükseltir ya da ondan bir günah siler."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız onlara aittir-, (T) Bize İshak el-Hanzalî, -İshak ahberani, diğerleri de haddsena lafzını kullanmışlardır-, onlara Ebu Muaviye, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mümine bir diken veya daha büyük bir şey isabet ederse, Allah o şeyin sebebiyle kendisini bir derece yükseltir ya da ondan bir günah siler."