Giriş

Bize Müsedded, Dürüst b. Ziyad, ona Eban b. Tarık, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Davete çağrılıp da icabet etmeyen kişi Allah'a ve Rasulüne isyan etmiştir. Çağrılmadığı davete katılan kişi ise hırsız gibi girmiş, soyguncu gibi (oradan) çıkmıştır." [Ebû Davud Eban b. Tarık'ın meçhul olduğunu söylemiştir.]


Açıklama: Pek çok neşirde isnad, "Eban b. Tarık > Tarık > Nâfi'" şeklinde değil de "Eban b. Tarık > Nâfi'..." şeklinde kaydedildiğinden hem orijinal metne hem tercümeye hem de râvi girişine "عَنْ طَارِقٍ" ibaresi yansıtılmamıştır. Orijinal metinden ve tercümeden ilgili ibare silinmiştir. Hadis senedindeki Dürüst b. Ziyad ve Eban b. Tarıktan dolayı zayıf kabul edilmiştir. Cemalüddin ez-Zeyle'î, Nasbü'r-Râye, Thk. Muhammed Avvâme (Beyrut: Müessetü'r-Reyyân, 1997), 4:221. Ayrıca bkz. Ebu Davud'un Sünen'inin Şuayb Arnaut Tahkikli nüshası.

    Öneri Formu
25670 D003741 Ebu Davud, Eti'me, 1

Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona A'rec'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle derdi: Yemeklerin en kötüsü, zenginlerin davet edilip yoksulların davet edilmediği düğün yemeğidir. Kim (bunun dışındaki düğün yemeği) davetine icabet etmezse muhakkak Allah ve Rasulüne isyan etmiştir."


Açıklama: Hadisçiler genel olarak rivayetin mevkuf olduğunu belirtmekle beraber وَمَنْ لَمْ يَأْتِ الدَّعْوَةَ فَقَدْ عَصَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ kısmının Ebu Hureyre'nin kendi görüşüyle beyan edemeyeceği bir konu olması sebebiyle merfu olduğunu söylerler. Zürkani, Şerhu'z-Zurkani ale'l-Muvatta (Kahire: Mektebetü's- Sekafeti'd-Diniyye. 2003), 3:246.

    Öneri Formu
25671 D003742 Ebu Davud, Eti'me, 1

Bize Ka'neb, ona Malik, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Onun câizesi (bir gün ve bir gecelik ağırlanma) bir gün ve gecedir. Misafirlik ise üç gündür. Bundan sonrası (ev sahibi için misafire) sadakadır. Misafirin de ev sahibini rahatsız edip bıktıracak kadar onun yanında kalması caiz değildir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadis, Hâris b. Miskîn'e okunurken ben de oradaydım. Hadis şöyleydi: Size Eşheb rivayet etti ve dedi ki (İmâm) Malik'e Hz. Peygamber'in (sav) "(Misafirin) câizesi bir gün ve gecedir" sözü soruldu. (İmam) Malik, şöyle cevap verdi: Misafire ikram eder, hediyeler verir, onu bir gün ve bir gece ağırlar. Misafirlik ise üç gündür.]


Açıklama: Hadiste geçen "câize" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (câize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek/ikram anlamına gelir.

    Öneri Formu
25677 D003748 Ebu Davud, Eti'me, 5

Bize Harun b. Zeyd b. Ebu'z-Zerka, ona babası (Zeyd b. Ebu Zerka es-Sa'lebî), ona Cerir b. Hazım, ona Zübeyr b. Hirrît, ona da İkrime, İbn Abbas'ın şöyle dediğini nakletti: Peygamber (sav), üstünlüklerini ortaya koyabilmek için yarışan kimselerin yemeklerinin yenmesini yasakladı. Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Cerir'den rivayet edenlerin ekserisi, rivayetlerinin senedinde İbn Abbas'ın ismini zikretmemiştir (Yani ilgili rivayeti mürsel senedle nakletmişlerdir). [Harun en-Nahvî (bu hadisi rivayet ederken) İbn Abbas'ın ismini zikretmiş, Hammâd b. Zeyd ise (İbn Abbas'ın ismini) zikretmemiştir.]


Açıklama: Üstünlüklerini ortaya koyabilmek için yarışan kimselerden kasıt, riyâ yani gösteriş için bu işi yapanlardır.

    Öneri Formu
26956 D003754 Ebu Davud, Eti'me, 7

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Davete çağrılan kişi ister yesin ister yemesin davete icabet etsin."


    Öneri Formu
25669 D003740 Ebu Davud, Eti'me, 1

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Ebu'l-Cûdî, ona Said b. Ebu Muhacir, ona da Mikdam Ebu Kerime, Rasul-i Ekrem'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Herhangi bir kimse, bir topluluğa misafir olur da (orada ağırlanmaktan) mahrum olarak sabahlarsa ona yardım etmek (orada bulunan) her Müslüman üzerine (düşen) bir görevdir. Hatta öyle ki o misafir, (din kardeşinin) tahılından ve (diğer) mallarından bir gecelik yiyecek maddesini (bizzat kendisi) alabilir."


    Öneri Formu
25680 D003751 Ebu Davud, Eti'me, 5

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi çeşitli topluluklara gönderiyorsun. Biz onların yanında konaklıyoruz. Ancak bize ikram etmiyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz? diye sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer bir topluluğa misafir olursanız ve size misafire yapılan ikramı yaparlarsa bunu kabul edin. Eğer yapmazlarsa onlardan kendilerine gereken misafir hakkını alınız." [Ebû Davud şöyle demiştir: İşte bu hadis, kişinin hakkı olan bir şeyi alabileceğine dair güçlü bir delildir.]


    Öneri Formu
26954 D003752 Ebu Davud, Eti'me, 5

Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Ali b. Hüseyin b. Vakıd, ona babası (Hüseyin b. Vakıd), ona Yezid en-Nahvi, ona da İkrime, İbn Abbas'ın şöyle dediğini nakletti: "Şu Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin" (Nisâ 4/29) mealindeki ayet indikten sonra halka, bir kimsenin evinde yemek yemek zor gelmeye başlamıştı. Bunun üzerine ilgili ayeti, Nur suresindeki "Sizin için de kendi evlerinizden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarı elinizde bulunan evlerden ve arkadaşınızdan yiyip içmenizde bir sakınca yoktur" şeklinde başlayan ve "birlikte veya ayrı ayrı yemenizde sizin için bir günah yoktur" cümlesine kadar devam eden ayet (Nur 24/61) neshetti. (Bu ayet inmeden önce) hâli vakti yerinde olan bir adam, yakınlarından birini yemeğe çağırdığında (çağırılan kimse), ben o yemekten yemeyi günah görüyorum derdi. [et-Tecennuh kelimesi, bir şeyin günah olduğuna inanmak anlamına gelir. O davetli kişi fakir bu davete benden daha müstehaktır diye konuşurdu. Bu ayet(in inmesi) ile müslümanların, üzerine besmele çekilen yemekleri yemeleri ve bir de kitap ehlinin yemekleri helâl kılınmış oldu.]


Açıklama: Bu hadis, "Misafirin (izinsiz olarak) Başka Birinin Malını Yemesi Neshedilmiştir" bâb başlığı altında zikredilmektedir. BU sebeple, misafire ikram etmenin farziyyeti ile ilgili bazı hükümlerin neshedildiği ifade edilmektedir. Nisâ Sûresi'ndeki ilgili ayetin tamamı şöyle: "Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir." (Nisâ 4/29) Nûr Sûresi'ndeki ilgili ayetin tamamı şöyle: "Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar." (Nûr 24/61)

    Öneri Formu
26955 D003753 Ebu Davud, Eti'me, 6

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Said b. Cümhan, ona da Sefîne Ebu Abdurrahman şöyle nakletti: Bir adam, Ali b. Ebu Talib'i misafir etmiş ve ona bir yemek hazırlamıştı. (Orada hazır bulunan) Fâtıma da keşke Rasulullah'ı da (sav) çağırsaydık. (Gelir) bizimle (bu yemekten) O (sav) da yerdi dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber'i (sav) de (o ziyafete) çağırdılar. Rasul-i Ekrem (sav) (oraya) gelmiş. Elini kapının (iki tarafındaki) kenarlarına koyunca, evin bir köşesine yerleştirilmiş olan yünden yapılmış renkli nakışlarla süslü ve üzerinde yol yol çizgiler bulunan ince bir kumaş görüp hemen geri dönerek gitmiş. Fâtıma da Ali'ye git, Ona (sav) yetiş, bak (bakalım) onun geri dönmesine sebep neymiş? dedi. (Olayın devamını Hz. Ali şöyle anlatır) Rasulullah'ın (sav) peşinden gittim. Ey Allah'ın Rasulü! Seni geri çeviren sebep nedir? diye sordum. "Benim için yahut herhangi bir peygamber için nakışlarla süslü bir eve girmek yoktur!" buyurdu.


Açıklama: İlgili hadis, “Beraberinde Dinen Çirkin Sayılan Fiillerin Bulunduğu Bir Davete İcabet Etmenin Hükmü” bâbı altında zikredilmekte ve bu da bir münkerin yani gayrı meşru durumun bulunduğu davete icabet edilmeyeceğine delâlet etmektedir. İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449) Fethu’l-bârî bi şerhi Sahîhi’l-Buhârî adlı eserinde, "Bir evde bir münkerin yani gayrı meşru durumun bulunmasının o eve girilmesine dinen bir engel teşkil ettiği bu hadisten anlaşılır" demiştir. Ayrıca İbn Hacer, ilgili hâdisenin Hz. Ali ile Hz. Fâtıma’nın evinde cereyan ettiğini belirtmektedir. İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-bârî bi şerhi Sahîhi’l-Buhârî (Beyrut, 1329), V/229.

    Öneri Formu
26957 D003755 Ebu Davud, Eti'me, 8

Bize Ka'neb, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Enes b. Malik şöyle demiştir: "Bir terzi Rasulullah'ı (sav) yaptığı yemeğe davet etti. Ben de Rasulullah'la (sav) beraber bu yemeğe gittim. Terzi, Rasulullah'a (sav) arpa ekmeği ile kabak ve kurutulmuş etle yapılan çorba ikram etti. Ben Hz. Peygamber'in (sav) yemek kabındaki kabakları aradığını gördüm. O günden sonra kabağı hep sevdim."


    Öneri Formu
27066 D003782 Ebu Davud, Eti'me, 21