5008 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Yunus en-Nesai, ona Abdülmelik b. Amr, ona Füleyh, ona Hilal b. Ali, ona da Ata b. Yesar'ın naklettiğine göre Muaviye b. Hakem es-Sülemi şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğim zaman bana dini meselelere dair birçok husus öğretildi. Öğretilenlerden biri de O'nun şu sözüydü: "Hapşırdığın vakit Elhamdülillah/Hamd Allah'a (cc) mahsustur de. Bir kimse hapşırır da Allah'a hamd ederse (Elhamdülillah derse) sen; yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın de." Bir gün Rasulullah (sav) ile namaz kılıyorduk. Derken bir adam hapşırdı ve elhamdülillah dedi. Ben de yüksek sesle yerhamükallah! deyiverdim. Bunun üzerine insanlar gözlerini bana öyle bir diktiler ki bu beni sinirlendirdi. Ben nedir bu haliniz, niye bana öyle dik dik bakıyorsunuz? dedim. Bunun üzerine sübhanallah! dediler. Rasulullah (sav) namazını bitirince "kimdi o konuşan?" diye sordu. Şu bedevi konuştu dediler. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve bana "namaz; Kur'an kıraati ile Aziz ve Celil olan Allah'ı zikir içindir. Sen de namazda olduğun zaman meşguliyetin bunlar olsun," buyurdu. Doğrusu Rasulullah'tan (sav) daha şefkatli bir muallim görmedim.
Bize Yahya b. Yahya, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Nümeyr, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, hepsi İbn Uyeyne'den (T), Bana Ebu't-Tâhir ve Harmele, onlar İbn Vehb'den, o Yunus'tan (T), Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd, onlar Abdürrezzak'tan, o Ma'mer'den, hepsi de Zührî'den bu isnatla bu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir.
Bize Yahya b. Yahya, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Nümeyr, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, hepsine İbn Uyeyne (T) Bana Ebu't-Tâhir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus (T) Bize İshak b. İbrahim, Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma'mer, bu ravilerin hepsine de Zührî bu isnatla bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Yahya b. Yahya, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Nümeyr, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, hepsine İbn Uyeyne (T) Bana Ebu't-Tâhir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus (T) Bize İshak b. İbrahim, Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma'mer, hepsi de Zührî'den bu isnatla bu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir.
Bize Yahya b. Yahya, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Nümeyr, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, hepsi de İbn Uyeyne'den (T) Bana ayrıca Ebu't-Tâhir ile Harmele, İbn Vehb'den, o Yunus'tan (T) Bize İshak b. İbrahim ile Abd b. Humeyd, Abdürrezzak'tan, o Ma'mer'den, bu ravilerin hepsi Zührî'den bu isnatla bu hadisin benzerini rivayet etmişlerdir.
Muhammed b. Rumh, İbn Lehîa'dan (tahvil); ayrıca Ebu Kureyb, Hâtim b. İsmail'den, İbn Lehîa ile Hâtim'in ikisi de İbn Aclân'dan, o Amr b. Şuayb'dan, o babasından, o dedesi (Abdullah b. Amr)’dan rivayet ettiğine göre Abdullah b. Amr (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah (s.a.v.) mescidde kayıp ilânı yapılmasını yasaklamıştır."
Ebu Bekir İbn Ebi Şeybe, İsmail b. İbrahim ile Ebu Muaviye'den, onlar Leys'ten, o Abdullah b. Hasan'dan, o annesinden, o da Resûlullah'ın (s.a.v.) kızı Fâtıma'dan (r.a.) rivayet ettiğine göre Fâtıma (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah (s.a.v.) mescide girdiği zaman şöyle derdi: “Bismillah, selâm Allah'ın resûlüne olsun. Allahım! Günahlarımı bağışla ve rahmetinin kapılarını bana aç.” Resûlullah (S.a.v.) mescidden çıktığı zaman şöyle derdi: “Bismillah, selâm Allah'ın resulüne olsun. Allahım! Günahlarımı bağışla ve fazl u kereminin kapılarını bana aç.”
Amr b. Osman el-Hımsî ve Abdulvehhab ed-Dahhâk, İsmail b. Ayyaş'tan, o Umare b. Gaziyye'den, o Rabia'dan, o Abdülmelik b. Said'den, o da Ebu Humeyd es-Sâidî'den rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Mescide girdiğiniz zaman önce Peygamber'e (s.a.v.) selâm edin. Sonra şöyle deyin: “Allahım! Bana rahmetinin kapılarını aç". Mescitten çıkarken şöyle deyin: “Allahım! Fazl u kereminden talepte bulunuyorum."
Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: "Amr’a şöyle sordum: 'Câbir (b. Abdullah) (r.a.) "Bir adam elinde oklarla mescide girmişti. Rasûlullah (s.a.v) ona: “Okların temrenlerini (uçlarını) elinle tut demişti” diye söylemiş, sen bunu Cabir'den duydun mu?' dedim. Amr da: “Evet” dedi.