1674 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Müsenna, ona Halid b. Haris, ona Humeyd, ona Enes (ra) rivayet ettiğine şöyle demiştir: "Ben akranım olan çocuklarla birlikte iken Hz. Peygamber (sav) yanımıza geldi. Bize selam verdi, elimi tuttu, benimle bir haber gönderdi. Ben dönene kadar bir duvarın gölgesinde- veya yanında- oturdu."
Açıklama: 1. Hz. Peygamber (sav) hizmetçisinin yanına geldiğinde ona ve diğer çocuklara selam vermeyi ihmal etmemiştir. Bu da çocukların selam alıp verme adabını öğrenmeleri için kendilerine selam verilmesinin uygun ve hatta gerekli olduğunu göstermektedir. 2. bir grubun yanına gelindiği zaman içlerinden sadece birisine değil tamamına hitap edecek şekilde selam verilmelidir. 3. Çocukların oyun oynuyor olmaları kendilerine selam verilmesine mani değildir.
Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Kuteybe b. Said, onlara Leys, ona Bükeyr, ona Nâbil Sahibu Abâ , ona İbn Ömer, ona Suheyb (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Namaz kıldığı sırada Rasulullah'ın (sav) yanına vardım ve selam verdim. İşaretle karşılık verdi." [Ravilerden Leys şöyle demiştir: Öyle zannediyorum ki Bükeyr parmağıyla işaret ederek dedi. Bu Kuteybe'nin rivayet ettiği hadisin lafzıdır.]
Açıklama: Nâbil'in lakabı tercüme edilmemiş. Hadisten sonraki açıklamanın Nâbil'e ait olduğu bilgisi şerhten alınmıştır. Avnu'l-mabud, III, 137.
Bize Ebu Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebu Bekir, onlara Ömer b. Sa'd, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav) küçük abdest bozarken bir adam çıkageldi ve O'na selam verdi. Rasulullah adamın selamını almadı." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbn Ömer'den ve başkalarından rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) teyemmüm etmiş sonra o adamın selamını almıştır.]
Bize İbn Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Yahya b. Habib, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Abdullah b. Safvan, ona da Kelede b. Hanbel şunu rivayet etti: Safvan b. Ümeyye, kendisiyle (Kelede) Hz. Peygamber'e (sav) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağabîs (kuşkonmaza benzer bir ot) göndermişti. Hz. Peygamber (sav) o sırada Mekke'nin yüksek yerlerindeydi. Kelede dedi ki: Hz. Peygamber'in huzuruna selam vermeden girdim. Bunun üzerine bana; "geri dön ve es-Selamu aleykum de" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. [Amr şöyle dedi: Bu hadisi bana İbn Safvan tamamıyla Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. Ancak bunu Kelede'den işittim demedi.] [Ebû Davud şöyle dedi: Yahya b. Habib, Ümeyye b. Safvan dedi. Ben bu haberi Kelede b. Hanbel'den işittim demedi. Yahya şöyle de dedi: Bunu Amr b. Abdullah b. Safvan, kendisine Kelede b. Hanbel'den rivayet etmiştir.)]
Bize İbn Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Yahya b. Habib, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Abdullah b. Safvan, ona da Kelede b. Hanbel şunu rivayet etti: Safvan b. Ümeyye, kendisiyle (Kelede) Hz. Peygamber'e (sav) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağabîs (kuşkonmaza benzer bir ot) göndermişti. Hz. Peygamber (sav) o sırada Mekke'nin yüksek yerlerindeydi. Kelede dedi ki: Hz. Peygamber'in huzuruna selam vermeden girdim. Bunun üzerine bana; "geri dön ve es-Selamu aleykum de" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. [Amr şöyle dedi: Bu hadisi bana İbn Safvan tamamıyla Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. Ancak bunu Kelede'den işittim demedi.] [Ebû Davud şöyle dedi: Yahya b. Habib, Ümeyye b. Safvan dedi. Ben bu haberi Kelede b. Hanbel'den işittim demedi. Yahya şöyle de dedi: Bunu Amr b. Abdullah b. Safvan, kendisine Kelede b. Hanbel'den rivayet etmiştir.)]
Bize İbn Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Yahya b. Habib, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Abdullah b. Safvan, ona da Kelede b. Hanbel şunu rivayet etti: Safvan b. Ümeyye, kendisiyle (Kelede) Hz. Peygamber'e (sav) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağabîs (kuşkonmaza benzer bir ot) göndermişti. Hz. Peygamber (sav) o sırada Mekke'nin yüksek yerlerindeydi. Kelede dedi ki: Hz. Peygamber'in huzuruna selam vermeden girdim. Bunun üzerine bana; "geri dön ve es-Selamu aleykum de" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. [Amr şöyle dedi: Bu hadisi bana İbn Safvan tamamıyla Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. Ancak bunu Kelede'den işittim demedi.] [Ebû Davud şöyle dedi: Yahya b. Habib, Ümeyye b. Safvan dedi. Ben bu haberi Kelede b. Hanbel'den işittim demedi. Yahya şöyle de dedi: Bunu Amr b. Abdullah b. Safvan, kendisine Kelede b. Hanbel'den rivayet etmiştir.)]
Bize Ahmed b. Meni', ona Abbad b. Abbad; (T) Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd -mana ile-, ona Vasıl, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebu Zer el-Gıfârî (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu her bir eklem yeri karşılığında bir sadaka borcuyla sabahlar. Karşısına çıkan kişiye selam vermesi sadakadır. İyiliği emretmesi sadakadır. Kötülükte alıkoyması sadakadır. Yoldan eziyeti gidermesi sadakadır. Eşiyle birlikte olması sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz, bütün bu borçlar için yeterlidir" [Ebû Davud şöyle dedi: Abbad'ın hadisi daha tafsilatlıdır. Müsedded, emir, nehiy ifadelerini zikretmemiştir. Şöyle şöyle dedi diye ilave etmiştir. İbn Meni' ise şu ilavede bulunmuştur: Ey Allah'ın Rasulü! Birisi eşi ile şehvetini giderdiğinde bu sadaka mı olur? diye sordular. "Haram ile birlikte olsaydı günah işlemeyecek miydi?" buyurdu.]
Açıklama: Hz. Peygamber, mükemmel bir varlık ve sisteme sahip olan insanın, kendisine konulan sınırlar dahilinde hareket etmek kaydıyla, Rabbine minnetini ifade edecek, bir başkasına faydası dokunacak ve müslüman olma bilincinin tezahürü olarak görülecek her eylemi sadaka olarak nitelemiştir. Sadakanın maddi tasadduka indirgenmesi ise kavramda bir anlam daralmasına neden olmuştur. İnsanî ilişkilerin başlangıcı olan selam ile, biyolojik bir ihtiyaç olan helalle yani eşle ilişkiyi birlikte sadaka olarak zikretmesi, kurallar çerçevesinde kalındığı sürece hayatın tamamının sadaka olarak kabul edileceğini göstermektedir. Farz namazların dışında kılınacak bir namaz ise özel vakit ayırmayı ifade eden anlamlı bir ibadettir. Bunu Hz. Peygamber (sav)'in işaret ettiği zamanlarda yapmak ise aynı zamanda sünnete de ittiba olacaktır.
Bize Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Hüseyin, ona da Şehr b. Havşeb, Esma bt. Yezid'den rivayet etti: "Biz bir grup kadınla beraber iken Allah Rasulu (sav) yanımızdan geçti de bize selam verdi."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Osman b. Hakim, ona İbrahim b. Muhammed b. Hâtib el-Kuraşî, ona Ebu Talha el-Esedî, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) dışarı çıkmıştı. Yüksek bir yapı gördü ve "bu nedir?" diye sordu. Ashabı –Ensar'dan bir adam için- bu falancanın evidir diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (sav) bir şey söylemedi ama bu durum aklına takılmıştı. Bir süre sonra bu yapının sahibi Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve insanların içinde ona selam verdi. Ne var ki Rasulullah (sav) ondan yüz çevirdi. Birkaç defa selamlamak istediyse de aynı karşılığı aldı. Sonunda Hz. Peygamber'in kızdığını ve kendisinden yüz çevirdiğini anladı. Adam durumu Hz. Peygamber’in ashabına şikâyet etti. Ben Rasulullah'ı tanıyamıyorum dedi. Hz. Peygamber (sav) dışarı çıktı ve senin büyük binanı gördü dediler. Adam gidip o yapıyı yıktı ve yerle bir etti. Bir gün Rasulullah (sav) evinden çıktığında bu yapıyı göremedi ve "binaya ne oldu?" diye sordu. Onun sahibi selamını almamanızdan dert yandı. Biz de durumu ona anlattık. Adam da binayı yıktı dediler. Bunun üzerine "mutlaka yapılması gerekenler hariç her bina sahibine vebaldir" buyurdu.