232 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Yezid b. Ebu Halid, ona el-Minhal b. Amr, ona Sa’id b. Cübeyr, ona İda bn Abbas'ın rivayet ettiğine göreNebi (sav) şöyle buyurdu: “Bir Müslüman kul, eceli gelmemiş olan bir hastayı ziyaret eder ona şu duayı yedi kez okursa o hasta (mutlaka) şifa bulur.: 'Ulu Allah’tan ve büyük arşın Rabbi’nden, sana şifa vermesini dilerim.” Ebu İsa şöyle dedi: Bu hadis hasen-garibtir. Hadisi sadece Minhal b. Amr’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyan [b. Uyeyne], ona Abdurabbih [b. Said], ona Amra [bt. Abdurrahman], ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) [şehadet] parmağına biraz tükürüğünü bulaştırarak hastaya şöyle derdi: "Allah'ın ismiyle, şu birimizin tükürüğü ile karışmış beldemizin toprağıdır. Rabbimizin izniyle, bununla hastamıza şifa olması niyetiyle."
Bize Ahmed b. Mansur b. Seyyar, ona Osman b. Ömer, ona Şu‘be, ona Ebu Cafer el-Medenî, ona Umare b. Huzeyme b. Sabit, ona Osman b. Huneyf’in rivayet ettiğine göre gözü görmeyen bir adam Nebi’ye (sav) gelerek: Allah’a bana afiyet vermesi için dua et, dedi. Rasulullah (sav): "Dilersen senin için bunu erteleyeyim, böylesi senin için daha hayırlıdır. Dilersen de dua ederim", buyurdu. Adam: Dua buyur, dedi. Rasulullah (sav) o adama güzel bir şekilde abdest almasını, iki rekat namaz kılmasını ve şu duayı yapmasını emretti: “Allah’ım, ben senden rahmet nebisi Muhammed adına istiyor ve sana yöneliyorum, Ey Muhammed, ben senin ile bu ihtiyacımın görülmesi için Rabbime yöneldim. Allah’ım, benim bu ihtiyacımı gör. Allah’ım, sen onu benim hakkımda şefaatçi kıl.”
Bize Kuteybe (b. Said), ona Abdülvâris b. Said, ona da Abdülaziz b. Suheyb şöyle demiştir: 'Ben ve Sabit, Enes b. Malik’in huzuruna girdik. Sabit 'Ey Ebu Hamza! Ben hastalandım' dedi. Bunun üzerine Enes, 'Ben sana Rasulullah’ın (sav) rukyesiyle (okuduğu dualarla) rukye yapayım mı?' dedi. Sabit “Evet yap” cevabını verdi. Enes de şu duayı okudu: “Ey insanların Rabbi! Ey Rahatsızlığı gideren! Şifa ver! Şifa veren yalnız sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. O şifa hiçbir hastalık izi bırakmasın.” Tirmizî dedi ki: Bu konuda Enes ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa dedi ki: Ebu Said hadisi hasen sahihtir. Bu hadis hakkında Ebu Zür'a'ya: Abdulaziz'in, Ebu Nadre'den ve Ebu Said'den rivayeti mi yoksa Abdulaziz'in, Enes'den rivayeti mi daha sahihtir, diye sordum. Bunun üzerine: İkisi de sahihtir, dedi. Yine bu hadisi Abdussamed b. Abdulvâris, babasından, o Abdulaziz b. Suheyb’den, o Ebu Nadre'den, o Ebu Said'den, o Abdulaziz b. Suheyb'den o da Enes'den rivayet etmiştir.
Bize Süfyan b. Veki', ona İsmail b. Muhammed b. Cuhâde, ona Abdülcebbar b. Abbas, ona da Ebu İshak es-Sebiî, ona Ebu Müslim Eğar (b. Abdullah)-şahadet ederim ki- Ebu Hureyre ve Ebu Said el-Hudrî (r.anhüma)-şehadet ederek- Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim, Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah büyüktür, derse; Allah onu doğrulayarak: - 'Benden başka ilah yoktur, ben büyüğüm' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir.', dediğinde, Allah, (o kulunu tasdik ederek) - 'Benden başka ilah yoktur, ben tekim' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir; onun ortağı yoktur' derse Allah: 'Benden başka ilah yoktur Ben tekim ve ortağım yoktur' der. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk de O’nun, hamd de O’nundur', dediğinde Allah: 'Benden başka ilah yoktur, hamd de benimdir, mülk de benimdir' buyurur. Kul: 'Allah’tan başka ilah yoktur, güç kudret yalnız Allah’ındır', dediği zaman Allah; 'Benden başka ilah yoktur, kuvvet ve kudret ancak benimdir, benimledir' buyurur. Rasulullah (sav) şöyle buyururdu; "Bu duaları bir kimse hastalığında söyler de sonra ölürse, cehennem ateşi onu yiyemez ( ona dokunmaz)" buyurdu. (Tirmizî): Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi Şube, ona Ebu İshak, ona Eğar, ona Ebu Müslim, ona da Ebu Hureyre ve Ebu Saîd (r.anhüma) isnadıyla mana olarak bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmektedir. Bize Bündar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube’den gelen isnadla da rivayet bu hadis rivayet edildi.
Bize Sureyc b. Yunus ve Yahya b. Eyyub, onlara Abbad b. Abbad, ona Hişam b. Urve, ona babası ( Urve b. Zübeyr), ona da Aişe’nin (r.anha) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) ailesinden biri hastalandığında Muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas) okur ve üflerdi. Kendisi vefatıyla neticelenen hastalığa yakalandığında (artık sesli bir şekilde bu sureleri okumadığında) ben ona (sureleri okumaya sonra) üzerine üfürmeye ve onun elleri benim ellerimden daha bereketli olduğundan onun (sav) eliyle (bedenini) sıvazlamaya başladım." Yahya b. Eyyub' rivayeti Muavvizât şeklinde (elif lâmsız olarak) şeklindedir.
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer - hadisin lafzı İbn Ömer'e aittir-, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Abdurabbih b. Said, ona Amra (bt. Abdurrahman), ona da Aişe’nin (r.anha) rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) birisi herhangi bir yerinden rahatsızlığını ifade ettiğinde yahut o şahısta yara veya yaralanma bulunduğunda (Peygamber sav) parmağı ile şöyle yapardı: Süfyan b. Uyeyne, şehâdet parmağını yere değdirip kaldırdı. "Allah'ın adıyla! Şu birimizin tükürüğü ile karışmış beldemizin toprağıdır. Rabbimizin izniyle, bununla hastamız şifalanır." İbn Ebu Şeybe, 'يُشْفَى /şifalanır'; Züheyr ise, ' لِيُشْفَى سَقِيمُنَا /hastamızın şifa olması için' şeklinde rivayet ettiler.
Bana Ebu Tahir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus, (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Ma'mer (b. Raşid), (T) Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ravh, (T) Bize Ukbe b. Mükrim ve Ahmed b. Osman en-Nevfelî, onlara Ebu Asım (Dahhâk b. Mahled), onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), (bütün tariklerin ortak ravisi olarak) onlara (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî) Malik'in rivayetteki isnadıyla, [ona Urve, ona da Aişe (r.anha)] hadisin benzerini [Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum.] rivayet etti. (Malik'in içinde bulunduğu tarikin dışında ki) ravilerin rivayetlerinde 'Bereketini umarak/رَجَاءَ بَرَكَتِهَا' kaydı yoktur. Yunus ve Ziyad'ın rivayetlerinde ise hadis şu şekildedir: "Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üfler ve eliyle (bedenini) meshederdi."
Bana Ebu Tahir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus, (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Ma'mer (b. Raşid), (T) Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ravh, (T) Bize Ukbe b. Mükrim ve Ahmed b. Osman en-Nevfelî, onlara Ebu Asım (Dahhâk b. Mahled), onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), (bütün tariklerin ortak ravisi olarak) onlara (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî) Malik'in rivayetteki isnadıyla, [ona Urve, ona da Aişe (r.anha)] hadisin benzerini [Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum.] rivayet etti. (Malik'in içinde bulunduğu tarikin dışında ki) ravilerin rivayetlerinde 'Bereketini umarak/رَجَاءَ بَرَكَتِهَا' kaydı yoktur. Yunus ve Ziyad'ın rivayetlerinde ise hadis şu şekildedir: "Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üfler ve eliyle (bedenini) meshederdi."
Bana Ebu Tahir ve Harmele, onlara İbn Vehb, ona Yunus, (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Ma'mer (b. Raşid), (T) Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ravh, (T) Bize Ukbe b. Mükrim ve Ahmed b. Osman en-Nevfelî, onlara Ebu Asım (Dahhâk b. Mahled), onlara İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ziyad (b. Sa'd), (bütün tariklerin ortak ravisi olarak) onlara (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî) Malik'in rivayetteki isnadıyla, [ona Urve, ona da Aişe (r.anha)] hadisin benzerini [Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üflerdi. (Kendisi sesli okuyamayacak kadar) ağrıları artınca, onun üzerine (bu sureleri) ben okuyordum ve bereketini umarak onun (sav) eliyle bedenini meshediyordum.] rivayet etti. (Malik'in içinde bulunduğu tarikin dışında ki) ravilerin rivayetlerinde 'Bereketini umarak/رَجَاءَ بَرَكَتِهَا' kaydı yoktur. Yunus ve Ziyad'ın rivayetlerinde ise hadis şu şekildedir: "Peygamber (sav) hastalandığında kendine muavvizât surelerini (İhlas, Felak ve Nas ) okur ve üzerine üfler ve eliyle (bedenini) meshederdi."