89 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Selâm, ona Abdülvehhâb, ona Eyyûb, ona Abdullah b. Müleyke, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi ve 'es-Sâmu aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Hz. Aişe (onlara karşılık olarak): 'Aleyküm (Asıl sizin üzerinize olsun), Allah'ın laneti sizin üzerinize olsun; gazabı da' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Sana yaraşan yumuşak davranmaktır. Sertlikten ve çirkin işlerden sakın." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): "Peki, sen benim onlara karşılık verirken ne dediğimi işitmedin mi? Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez." buyurdu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyüb, ona da İbn Ebu Müleyke, Âişe'nin (r. anha) şöyle dediğini rivayet etti: Yahudiler Peygamber'in (sav) yanına girdiler de O'na: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Bunun üzerine ben de onlara lanet okudum. Bu durum karşısında Hz. Peygamber: 'Sana ne oluyur?' buyurdu. Ben de: 'Dediklerini işitmedin mi?' deyince; O da (sav), '(Sen de) Benim onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize de olsun)' dediğimi duymadın mı?' buyurdu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Halîd b. Yezîd, ona Saîd b. Ebu Hilâl, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Habeşî), ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) zamanında, Abdullah isminde, kendisine eşek lakabı takılan ve Rasulullah'ı ara sıra güldüren bir adam vardı. Hz. Peygamber (sav) bu adama, şarap içtiği için had cezası uygulamıştı. Bir gün yine huzura getirildi, Hz. Peygamber (sav) had cezası uygulanmasını emretti, uygulandı. Topluluktan birisi “Allah'ım, şu adama lanet et, içki yüzünden ne kadar da çok huzura getiriliyor” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ona lanet etmeyiniz. Vallahi bildiğim bir şey var ki bu zât Allah'ı ve Rasulü'nü sevmektedir" buyurdu.
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid b. Abdullah, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Melih'ten (rivayet edildiğine göre) bir adam şöyle demiştir: Ben (bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) terkisinde idim. Hayvanın ayağı sürçüverdi. Bunun üzerine ben 'kahrolası şeytan' dedim. (Hz. Peygamber de:) "Kahrolası şeytan, deme. Çünkü sen böyle söyleyince o, ev kadar büyür ve 'gücüme bak' der. Fakat sen bismillah (Allah'ın adıyla) de! Çünkü sen böyle dediğinde, o karasinek kadar küçülür."
Açıklama: Fiillerde hiçbir etki gücü olmayan Şeytana, ağız alışkanlığı ile dahi olsa, herhangi bir eylemin nispet edilmesi, insanlar nezdinde ona güç ve itibar kazandıracaktır. Nazar, büyü ve sihir gibi işlerde de dikkat çeken bu yaklaşım, tevhid inancında aşınmaya yol açacaktır. Zira her şey elinde olan ve iyi - kötü her şeyi yaratan Yüce Allah ile kulun ilişkisinde, Allah tasavvurunda ve kulluk bilincinde bir parçalanma meydana gelecektir.