207 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes İbn Mâlik (ra) şöyle demiştir: Muhacirler Mekke'den Medine'ye geldikleri zaman ellerinde hiçbir şeyleri yoktu. Ensâr ise Medine'de arazi ve akar sahibi idi. Ensâr, her sene mallarının yarı mahsulünü kendilerine vermek ve Ensâr'ın yerine bağ ve bahçe işlerini muhacirler yapmak şartıyla mallarını muhacirlere ortağa verdiler. Enes'in ve aynı zamanda Abdullah b. Ebu Talha'nın annesi olan Ümmü Süleym, Rasulullah'a birkaç hurma ağacı hediye etmişti. Hz. Peygamber (sav) de bu hurma ağaçlarını (mahsulünden faydalanmak üzere) Usâme b. Zeyd'in annesi olan cariyesi Ümmü Eymen'e vermişti. İbn Şihâb der ki: Enes ibn Mâlik bana şöyle haber verdi: Peygamber (sav) Hayber ahalisi ile savaşı bitirip Medine'ye döndüğü zaman, Muhacirler, meyvelerinden istifade etmek üzere Ensâr'ın kendilerine emanet verdiği bahçeleri Ensâr'a geri verdiler. Hz. Peygamber (sav) de Enes'in anasına, onun vaktiyle verdiği hurma ağaçlarını geri verdi ve Ümmü Eymen'e de onun yerine kendi bostanından bir kısmını verdi. Ahmed b. Şebîb der ki: Bize babam Şebîb, ona da Yunus bu hadisi rivayet etti ve rivayetinde " (مَكَانَهُنَّ مِنْ خَالِصِهِ) onun yerine malının hâlisinden" ifadesini kullandı.
Bize Hüseyin b. Hureys, ona Fadl b. Musa, ona Zekeriyâ b. Ebu Zâide, ona Atiyye, ona Ebu Saîd el-Hudrî, rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bilin ki benim sığınağım ehli beytim, sırdaşım da Ensar'dır. Onların kötülerini bağışlayın, iyilerini de kabul ediniz." Tirmizî der ki: Bu hadis hasendir. Tirmizî der ki: Bu konuda Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ensâr benim sırdaşım ve yakın dostlarımdır. İnsanlar çoğalacak, Ensâr ise azalacaktır. Siz onların iyilerini kabul edin, kötülerini de görmezden gelin." Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Bize Müslim b. İbrahim, ona Şu'be, ona Abdullah b. Abdullah b. Cebr, ona ona da Enes b. Mâlik'in (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmanın işareti Ensâr'a sevgi, münafıklığın işareti de Ensâr'a kin beslemektir."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Hamza, ona da Zeyd ibn Erkam şöyle rivayet etmiştir: Ensâr, Peygamber'e (sav) hitaben “her peygamberin peşinden giden bir grup vardır. Biz de senin yolundan gidenleriz. Allah'a dua etsen de bizden sonra, peşimizden gelenleri de bizden kılsın” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) onların dilekleri için dua etti. Râvî der ki: Ben bu hadisi İbn Ebu Leylâ'ya aktardım, o da “bunu Zeyd b. Erkam söyledi” dedi.
Bana Muhammed b. Übeydullah, ona İbn Ebu Hâzım, ona babası (Ebu Hâzım), ona da Sehl b. Sa'd şöyle demiştir: Bizler hendek kazıp çıkan toprağı omuzlarımız üzerinde taşırken, Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: "Allah'ım, Yaşam yurdu ancak ahiret" "Muhâcir ve Ensâr'a sen eyle mağfiret"
Bana Ebu Ali Muhammed b. Yahya, ona Abdân'ın kardeşi Şâzân, ona Şu'be b. Haccâc, ona Hişâm b. Zeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Ebu Bekir ile Abbâs (r.anhuma), bir Ensâr topluluğuna uğradılar, oradakiler (Hz. Peygamber (sav) hasta olduğu için, bir daha göremeyiz endişesi ile) ağlar vaziyetteydi. Bunun üzerine Ebu Bekir ya da Abbâs “sizi böyle ağlatan şey nedir?” diye sordu. Ensâr da “Peygamber'in bizimle beraber oturduğu zamanı hatırlayıp zikrettik” dediler. Sonra Hz. Peygamber'in yanına girip O'na, Ensâr'ın bu üzüntüsünü aktardı. Bunun üzerine Peygamber (sav) başına bir kumaş kenarıyla sarık sarmış halde mescide gelip minbere çıktı. Peygamber'in (sav) bu günden sonra bir daha bu minbere çıkmaya ömrü yetmedi. Peygamber(sav), Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Sizlere Ensâr hakkında iyi davranmanızı vasiyet ediyorum. Çünkü onlar benim sırdaşlarım, yakın dostlarımdır. Onlar üzerlerine düşen sorumluluklarını hakkıyla yerine getirdiler ve hakları baki kaldı. O hâlde siz Ensâr'ın iyilik edenlerinden iyiliklerini kabul edin, kötülük edenlerin de kusurlarını görmezden gelin."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ensâr benim sırdaşım ve yakın dostlarımdır. İnsanlar çoğalacak, Ensâr ise azalacaktır. Siz onların iyilerini kabul edin, kötülerini de görmezden gelin."
Bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Hârice b. Zeyd b. Sâbit, ona da Hz. peygamber'e (sav) biat eden Ensar kadınlarından Ümm el-A'lâ şöyle haber vermiştir: Muhacirlerin konaklayacakları yerleri belirlemek üzere Ensâr kura çektikleri zaman, Osmân ibn Maz'ûn'un kurası kendi ailelerine çıkmıştı. Ümm el-A'lâ der ki: Sonra Osman bizim yanımızda hastalandı. Ben, o vefat edene kadar, ona hastabakıcılık yaptım. Nihayet vefat etti, biz de onu yıkayıp kendi elbisesi içine koyarak kefenledik. Sonra yanımıza Peygamber (sav) girdi. Ben “ey Ebu Sâib, Allah'ın rahmeti üzerine olsun, Allah sana muhakkak ikram etmiştir” dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah'ın bu ölüye ikram ettiğini sana bildiren nedir?" diye sordu. Ben de “ey Allah'ın Rasulü, babam anam Sana feda olsun, ben bilmiyorum, fakat Allah (Osman'a ikram etmeyip) kime ikram eder ki?” dedim. Rasulullah (sav) "Vallahi, gelmesi kesin olan ölüm Osman'a gelmiştir. Ve vallahi, ben de onu için sadece hayır umarım. Yine Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'ın Rasulü olduğum hâlde bana Allah tarafından ne muamele yapılacağını bilemem" buyurdu. Bunun üzerine Ümm el-A'lâ “vallahi, bundan sonra ben hiçbir kimseyi tezkiye etmem” dedi. Yine Ümm el-A'lâ der ki: Bu durum beni üzdü, sonra uyudum ve rüyamda bana Osman'a ait, akan bir pınar gösterildi. Hemen Rasulullah'a gidip gördüğüm rüyayı kendisine haber verdim. Rasulullah "Bu pınar onun amelidir" buyurdu.