238 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. Abdülhamid arasında inkita vardır.
Bana Muhammed b. Hatim ve Abdurrahman b. Bişr, onlara Behz, ona Şube, ona Muhammed b. Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman, onlara Musa b. Talha, ona Ebu Eyyüb el-Ensari Hz. Peygamber'den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. İlgili hadis şöyle: Hz. Peygamber (sav) bir seferde iken bir bedevi çıkageldi. Devesinin yedeğini yahut yularını tuttu ve Ey Allah'ın Rasulü! -yahut Ey Muhammed!- Beni cennete yaklaştıracak, cehennemden uzaklaştıracak bir şey söyle bana! dedi. Hz. Peygamber (sav) bir süre sustu, sonra ashabına baktı ve "muvaffak oldu -doğru soruyu buldu-" dedi ve o kişiye "nasıl (ne) sormuştun?" diye sordu. O adam sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Allah'a ibadet eder, ona hiçbir şeyi ortak koşmaz, namaz kılar, zekât verir ve akraba ile bağını sıkı tutarsın. Haydi deveyi bırak!" buyurdu.
Bize Abbas b. Abdülazim el-'Anberî, ona Dahhâk b. Mahled, ona Muhammed b. Rifâa, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Sâlih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ona (bunun nedenini merak ederek) 'Yâ Rasulullah! Sen pazartesi ve perşembe günü oruç tutuyorsun!' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'Çünkü Allah (cc), küs olan kişiler hariç pazartesi ve perşembe günü her müslümanı bağışlar. Onlar hakkında da 'Barışıncaya dek onları kendi hallerine bırakın buyurur' dedi."
Bize İbn Beşşâr, ona Muaâz b. Hişam, ona babası (Hişam ed-Destüvâî), ona İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Affân, ona Ebân, onlara da Katade hadisi bu isnad ile yukarıdaki rivayete benzer şekilde nakletmiştir. Said ve Hişam rivayetinde Hz. Peygamber'e (sav) kırat hakkında sorulduğu, onun da 'Uhud dağı kadardır' buyurduğu (ilavesi) vardır.