693 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim, ona Ebu Osman –ki adı Ca‘d’dır-, ona da Enes söyle rivayet etti: "Rifâaoğullarının mescidinde iken Enes bizim yanımıza geldi. Kendisinden şunları duydum 'Ne zaman Nebî (sav), Ümmü Süleym’in [Enes b. Mâlik'in annesi] tarafına yolu düşse, onun yanına gider ve ona selam verirdi.' Sonra Enes, şöyle dedi 'Peygamber (sav) Zeynep ile evlenip güvey olmuştu. Ümmü Süleym bana 'Keşke Rasulullah’a (sav) bir hediye verebilsek', deyince ben ona 'Ver o zaman' dedim. O da hurma, saf yağ ve keş tedarik ederek bir çömlek içerisinde hayse yemeği yaptı ve benimle Ona (sav) gönderdi. Ben de onu Rasulullah’a (sav) götürdüm. Kendisi bana 'Yemeği koy!' buyurdu. Sonra (adlarını sıraladığı kişileri kastederek) bana 'Şu şu adamları ve yolda karşılaştığın kim varsa davet et!' talimatı verdi. Emrini yerine getirip geri döndüm. Bir de baktım ev gelenlerle dolup taşmış. Sonrasında şunları gözlemledim 'Nebî (sav) iki elini haysenin üzerine koydu ve Allah'ın söylemesini murad ettiği bazı kelimeleri söyledi. Sonra davetlileri onar onar sofraya çağırmaya başladı. Gelenler yemeğe koyuldular. Rasulullah (sav) onlara 'Allah’ın adıyla başlayın ve herkes önünden yesin!' buyuruyordu. Sonunda yemekten hepsi kalktı ve gidecekler evden çıktılar. Birkaç kişi kalıp sohbete daldılar. Bu arada ben de sıkılmaya başladım. Sonra Nebî (sav) hanımlarının odalarına doğru çıktı. Ben de peşinden çıkıp 'Gittiler!' dedim. Bunun üzerine dönüp eve girdi ve evin perdesini sarkıttı. O (sav) şu ayetleri okurken ben de odada idim 'Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağrılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez.' (Ahzâb, 33/53). Ebu Osman dedi ki 'Enes Rasulullah’a (sav) on yıl hizmet ettiğini söyledi.'
Açıklama: Hadiste geçen "hayse", çekirdeği çıkarılmış hurmayı safi yağ ve keşe katıp içine kavrulmuş un ilave edilerek yapılan bir Arap yemeğidir bkz. Asım Efendi, Kâmus Tercemesi, İstanbul: Matbaatü’l-Osmaniye, 1305, III, 230.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Terzinin biri yapmış olduğu bir yemeğe Rasulullah’ı (sav) davet etmişti. Enes b. Malik şöyle devam etti: 'Bu yemeğe Rasul-i Ekrem (sav) ile birlikte ben de gittim. Terzi Rasulullah’a ekmek, içinde kabak ve kurutulmuş ince et parçaları olan bir çorba sundu. (Yemek yerken) Peygamber’i (sav) çanağının içindeki kabakları araştırırken gördüm. Enes, 'artık o günden itibaren kabağı çok severim' dedi."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Yahya b. Said, ona Büşeyr b. Yesar, ona da Süveyd b. Numan şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) ile birlikte Hayber’e doğru sefere çıkmıştık. Sahba’ya vardığımızda –Yahya, Bu Sahba, Hayber'den yarım günlük mesafededir, demiştir- Rasulullah (sav) yiyecek istedi. Kendisine kavuttan başka birşey getirilmedi. Kavudu ağzımızda çevire çevire yedik. Rasul-i Ekrem (sav) daha sonra su istedi, ağzını çalkaladı, bizler de ağızlarımızı su ile çalkaladık. Akabinde abdestini tazelemeden bizlere akşam namazını kıldırdı. Süfyan: Ben bu hadisi Yahya b. Said’den evvel de, sonra da işittim, demiştir.
Bize Adem, ona Şu’be, ona da Cebele b. Sühaym şöyle dedi: Abdullah b. Zübeyr ile birlikte iken bir kıtlık yılı ile yaşadık. Abdullah, bizlere yiyecek olarak hurma verdi. Hurma yediğimiz sırada yanımızdan geçer ve bizlere: 'Hurmaları ikişer ikişer yemeyin. Çünkü Peygamber (sav) ikişer ikişer yeyeyi yasakladı' derdi. Sonra da 'İnsanın (din) kardeşinden (hurmaları çift çift yemek için) izin istemiş olması müstesna' derdi. [Şu'be buradaki izin isteme ile ilgili ifadenin İbn Ömer'e ait olduğunu söylemiştir.
Bana Muhammed b. Hâtim ve Ebu Bekir b. Nâfi el-Abdî, onlara Behz, ona Hammâd b. Seleme, ona Sâbit, ona da Enes şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), yemek yediği zaman üç parmağını yalardı. Enes’in nakline göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Birinizin lokması düştüğü zaman hemen (onu alsın ve) ona yapışanları temizleyip yesin. Lokmasını şeytana bırakmasın" buyurmuştur. Rasulullah (sav) (yemek yediğimizde) bize tabağın sıyrılmasını emreder ve "Siz yemeğin neresinde bereket olduğunu bilemezsiniz" derdi.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys (T); Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona Ebü’z-Zübeyr, ona Cabir, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Sol elle yemeyin; çünkü şeytan sol eliyle yer.”
Bize Kuteybe, ona Malik, ona İshak b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: "Bir terzi yapmış olduğu yemeğe Rasulullah’ı (sav) davet etmişti. Bu davete Rasulullah'la beraber ben de gittim. (Yemekte) Peygamber’in (sav) kabın içindeki kabakları aradığını gördüm. Enes, 'o günden itibaren kabağı hep sevdim' dedi.
Bize İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona da Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) (Hayber dönüşü yolda üç gün) durup Safiyye bnt. Huyey ile evlendi. Ben de müslümanları düğün yemeği davet ettim. Peygamber (sav) sofraların serilmesini emretti. Sofralar serildi. Üstlerine hurma ve keş (kurutulmuş yoğurt), bir de tereyağı konuldu. Ve Amr b. Ebu Amr’ın nakline göre Enes, “Hz. Peygamber (sav), Safiyye ile evlendi. Sonra (emri üzerine hurma, yağ ve keş karışımı olan) hays yemeği yapıldı ve deriden sofraların üzerinde (orada bulunanlara ikram edildi.)” demiştir.