1202 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa, ona Zekeriyya, ona Ebu İshak, ona Asım, ona da Hz. Ali'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey ehl-i Kur'an; vitir namazını kılınız, çünkü Allah tektir, dolayısıyla (tek olan) vitri sever."
Açıklama: Vitir kelimesi, bir, tek anlamına gelir. Vitir namazı da rekât sayısı itibariyle tek olan bir namazdır. Hadisteki “Vitri kılın!” emrini Ebu Hanife, vücûba hamleder. Diğer mezhep imamları ile İmâmeyn ise vitri, sünnetten daha güçlü bir müekked sünnet sayarlar. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ وِتْرٌ يُحِبُّ الْوِتْرَ
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Hafs el-Ebbâr, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah, (önceki hadisle) aynı manada bir hadisi Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiş ve şu ilaveyi yapmıştır: Bir bedevi (Abdullah b. Mesud'a), bu konuda ne diyorsun? diye sormuş, o da "seninle ve arkadaşlarınla bir ilgisi yok" cevabını vermiş.
Açıklama: İbn Mesud'un cevabı, vitir konusunda farklı düşündüğünü gösterir. Bedevîye verdiği cevapta, sana ve senin durumunda olanlara vitir namazı gerekmez anlamı çıkmaktadır. Bir önceki hadiste Hz. Peygamber, “Ey ehl-i Kur'an!” diye belli bir zümreye hitap etmektedir. İbn Mesud, buna dayanarak, Kur'an ehli olmayan bedevîler için vitir namazının gerekli olmadığını düşünmüş olmalıdır. Bu durumda İbn Mesud'a göre vitir namazı, sadece geceleri Kur'an okuyup gece namazı kılanlar için söz konusudur. Ancak bu rivayet, munkatı’dır, delil olmaya elverişli değildir. Çünkü ravi Ebû Ubeyde, İbn Mesud'un oğlu olmakla birlikte ondan Hadis dinlememiştir.
Bize İbnu'l-Müsenna, ona Ebu İshak et-Tâlekânî, ona el-Fadl b. Musa, ona Ubeydullah b. Abdullah el-Atekî, ona Abdullah b. Büreyde, ona da babası, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Vitir haktır, vitir kılmayan bizden değildir. Vitir haktır, kılmayan bizden değildir. Vitir haktır vitri kılmayan bizden değildir."
Açıklama: “Haktır” lafzı; vâcibdir, kılınması gereklidir anlamına gelir. “Bizden değildir” cümlesi, müslüman değildir anlamına gelmez. Bizim sünnetimize uygun davranmış olmaz anlamındadır. Bir vâcibin terki ve hatta inkârı, küfrü gerektirmez. Keza bir farzın inkâr edilmeden ihmali dahi, insanı küfre götürmez. Bu rivâyet, vitrin vâcib olduğunu söyleyen Ebû Hanîfe’nin delilidir. Çünkü “hak” lafzı ile “bizden değildir” şeklindeki tehdit ifâde eden sözler, sünnetler için kullanılmaz, asgarî vâcib için kullanılır. Ancak hadîsin râvîlerinden Ubeydullah b. Abdullah el-Atekî’nin sika olup olmadığı tartışmalıdır. Bazı âlimler onun sika olduğunu söylerken bazıları zayıf olduğunu belirtmektedirler.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da İbn Muhayrîz'in rivayet ettiğine göre; Benû Kinane kabilesinden el-Muhdicî adında biri, Şam'da Ebu Muhammed adlı (Ensâr'dan bir sahabenin) şüphesiz vitr vâcibtir dediğini işitir. el-Muhdici der ki: Hemen Ubade b. Samit'e gidip bunu haber verdim. Ubade şöyle dedi: Ebu Muhammed yanlış söylemiş. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim onları eda eder, değerlerini küçümsemez ve onlardan bir şeyi zayi etmezse, Allah'ın, onu cennete sokacağına dair ahdi vardır. Bunları eda etmeyene de Allah'ın böyle bir ahdi yoktur; dilerse azap eder, dilerse cennete sokar."
Açıklama: Bu rivayet, vitrin sünnet olduğuna delalet etmektedir. Çünkü burada beş vakit namazdan söz edilmektedir. Eğer vitri de buna ilâve edecek olursak, altı vakte çıkar. Halbuki hadiste beş vakit denmektedir.
Bize Abdurrahman b. el-Mübarek, ona Kureyş b. Hayyan el-Icli, ona Bekir b. Vail, ona Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Eyyüb Ensari (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Vitir her müslümanın üzerine haktır. İsteyen onu beş rekât, isteyen üç, isteyen de bir rekât kılsın."
Açıklama: Vitir namazının rekât sayısı konusunda kesin bir netlik yoktur. Hepsi tek olmak kaydıyla bir ile on üç arasında değişen rakamlar rivayet edilmekte ve bunlar uygulamada da görülmektedir. Hanefî fukahası, vitrin, tek selâmla kılınan üç rekâtlı bir namaz olduğunu söyler. İmâm Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel’e göre, tek sayıda olmak kaydıyla bir ile on bir rekât arasında istenilen miktarda kılınabilir.
Bize Müemmel b. Hişam, ona İsmail b. İbrahim, ona Mansur b. Abdurrahman, ona Ebu İshak el-Hemdânî, ona da el-Esved b. Yezid'in haber verdiğine göre; "bir gün kendisi Hz. Aişe'nin huzuruna çıkıp Rasulullah'ın (sav) gece namazını sormuş, O da şu cevabı vermiş: Rasulullah (sav) geceleyin on üç rekât namaz kılardı. Sonra iki rekatı terk edip on bir rekat kılmaya başladı. Daha sonra vefat etti. Vefat ettiği sıralarda geceleri dokuz rekât kılmakta idi ve geceleyin kıldığı namazın sonuncusu da vitir olurdu."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmâm, ona Katade, ona Abdullah b. Şekik, ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre; "Bedevilerden bir adam Rasulullah'a (sav) gece namazını sordu. Efendimiz; İkişer ikişer diye iki parmağı ile şöylece işaret etti. Vitrin de gecenin sonunda bir rekât olduğunu söyledi."
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb, ona Muhammed b. Seleme, ona Husayf, ona Abdulaziz b. Cüreyc şöyle demiştir: "Mü'minlerin annesi Hz. Aişe'ye (r.anha), Rasulullah'ın (sav) vitir namazında hangi sureleri okuduğunu sordum. Bir önceki hadisi manen zikrederek, üçüncü rekâtta ve İhlâs ve Muavvizeteyn (Felak ve Nas) surelerini okurdu dedi."
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Züheyr, ona bir önceki hadisi aynı sened ve mana ile Ebu İshak rivayet etti. "Rivayetin sonunda da Hz. Hasan bu duayı vitirdeki kunut sırasında söylerdi, dedi, ama ben onu vitirde söylüyorum sözünü zikretmedi." [Ebû Davud dedi ki: Ebu'l-Havra, Rabî'a b. Şeybândır.]