2192 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Beşşar, o ikisine Ğunder Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ya'lâ b. Atâ, ona Yezid b. Talk, ona Abdurrahmân b. el-Beylemânî, ona da Amr b. Abese, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şüphe yok ki, bir kul abdest aldığında, ellerini yıkadığı zaman, (elleriyle işlediği) günahları ellerinden dökülür. Yüzünü yıkadığı zaman, günahları yüzünden dökülür. Kollarını yıkadığı ve başını mesh ettiği zaman günahları kollarından ve başından dökülür. Ayaklarını yıkadığı zaman da günahları ayaklarından dökülür."
Bize Kuteybe b. Said, ona Yezid b. Zürey', ona Şu'be; (T) Bize Müemmel b. Hişam, ona İsmail, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ateşte yanacak topukların vay haline."
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah - b. Mübarek-, ona Şu'be, ona Malik b. Urfuta, ona da Abd Hayr, Hz. Ali (ra) hakkında şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ali'ye bir oturak getirildi. Üzerine oturdu ve (abdest almak için) bir kap su getirilmesini istedi. (Su getirilince önce) ellerine üç defa su döktü (ve yıkadı). Sonra üç defa tek avucuyla ağzına ve burnuna su verdi. Üç defa yüzünü, üçer defa da kollarını yıkadı. Biraz su aldı ve başını mesh etti. (Hadisin ravisi) Şu'be, (hadisi naklederken, Hz. Ali'nin, başını nasıl mesh ettiğini tarif etmek için) elini alnından başlayarak başının arkasına doğru götürdüğünü işaret ederek göstermiş -fakat ellerini (başının ardından önüne doğru) geri getirip getirmediğini bilemiyorum, demiştir-. Sonra ayaklarını üçür defa yıkadı. Hz. Ali abdesti tamamladıktan sonra: 'Rasulullah'ın (sav) nasıl abdest aldığını görmek kimi mutlu edecekse, işte O'nun (sav) abdesti böyleydi.' dedi. [Ebu Abdurrahman şöyle demiştir: Bu hatadır (Senedde zikredilen isim hatalıdır). Doğrusu, Malik b. Urfuta değil Halid b. Alkame'dir.]
Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Vekî, ona Süfyan (es-Sevrî); (T) Bize Amr b. Ali, ona Abdurrahman (b. Mehdi), ona Süfyan (es-Sevrî) -hadis Süfyan'ın lafızlarıyla nakledilmiştir-, ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî), ona Hilal b. Yisâf, ona da Ebu Yahya (Misda el-Eslemî), Abdullah b. Amr'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), abdest alan fakat toplukları (düzgün yıkanmadığı için kuru kalan) parlayan bir topluluk gördü. (Bu durumu hoş karşılamayan) Rasulullah (sav): "Ateşte yanacak topukların vay haline. Abdesti tam alınız" buyurdu.
Bize Muhammed b. Seleme ve kıraat yoluyla Haris b. Miskin - hadis Haris'in lafızlarıyla nakledilmiştir - onlara (Abdurrahman) İbn Kasım, ona Malik (b. Enes), ona da Amr b. Yahya el-Mazinî, babasının (Yahya b. Umare el-Ensarî) şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Yahya b. Umare el-Ensarî, -Amr b. Yahya'nın dedesi olan Rasulullah'ın ashabından - Abdullah b. Zeyd b. Asım'a: 'Bana Rasulullah'ın (sav) nasıl abdest aldığını gösterebilir misin?' diye sordu. Abdullah b. Zeyd de: 'Evet' cevabını verdikten sonra abdest suyu getirilmesini istedi. (Su getirilince önce) Suyu ellerine döktü ve ikişer kere yıkadı. Ardından üç kere ağzını çalkaladı, burnuna su çekti. Sonra yüzünü üç kere, iki kollarını da dirseklerine kadar ikişer kere yıkadı. Daha sonra başını mesh etti. (Bunu yaparken) Ellerini (başına sürerek) başının önüne ve arkasına hareket ettirdi; (ellerini) başının ön tarafından başlayıp ensesine kadar götürdü, sonra arkadan öne doğru getirerek tekrar başladığı yere döndü. En sonunda da ayaklarını yıkadı.
Bize Muhammed b. Adem, ona İbn Ebu Zaide (Yahya b. Zekeriyya), ona babası (Zekeriyya b. Halid b. Meymun), ona da Ebu İshak (Amr b. Abdullah), Ebu Hayye el-Vadiî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: (Bir keresinde) Ali'yi abdest alırken gördüm. (Önce) ellerini üç defa yıkadı. Üç defa ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti. Üç kere yüzünü, üçer defa da kollarını yıkadı. Başını mesh etti. Her iki ayağını da üçer kere yıkadı. (Abdestini tamamlayınca): 'İşte bu Rasulullah'ın (sav) abdestidir.' dedi.
Bize Amr b. Ali ve Humeyd b. Mes'ade, o ikisine Yezid - b. Zürey'-, ona Humeyd (et-Tavil), ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona da Hamza b. Muğire b. Şu'be, babasının (Muğire b. Şu'be) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir yolculukta geri kaldı. Ben de onunla birlikte geri kalmıştım. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra: 'Yanında su var mı?' diye sordu. Ben de kendisine bir matara (su) getirdim. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Sonra kollarını sıvamak istedi fakat cübbenin yenleri dar geldiği için bunu başaramadı. Bunun üzerine cübbeyi (yanlarını) omuzlarının üzerine attı ve kollarını yıkadı. Perçemini, sarığının ve mestlerinin üzerini de mesh etti.
Bize Yakub b. İbrahim, ona Hüşeym (b. Beşir), ona Yunus b. Ubeyd, ona İbn Sirin, ona da Amr b. Vehb es-Sekafî, Muğire b. Şu'be'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: İki husus var ki, onları Hz. Peygamber'de (sav) bizzat şahit olduğum için kimseye sorma ihtiyacı duymuyorum. Birincisi, Rasulullah (sav) ile birlikte bir seferde idik. Tuvalet ihtiyacını gidermek için yanımızdan uzaklaştı. Sonra geldi ve abdest aldı. (Abdest alırken) perçeminin, sarığının iki tarafının ve mestlerinin üzerine mesh etti. İkicisi ise: Devlet başkanı olan kişinin idaresi altındaki bir kişinin arkasında namaz kılmasıdır. Rasulullah (sav) ile alakalı şöyle bir duruma şahit oldum: Bir seferde Onunla (sav) birlikte idik. Namaz vakti gelmişti. Fakat Rasulullah (sav) (meşguliyeti sebebiyle gecikmiş) insanları bekletmişti. (Rasulullah'ın gecikeceğini anlayan sahabiler) namaza kalktılar, (Abdurrahman) İbn Avf'ı imam olarak öne geçirdiler, o da namaz kıldırmaya başladı. (Onlar namaz kılarken) Hz. Peygamber (sav) geldi ve namazda yetiştiği bölümü İbn Avf'ın arkasında kıldı. İbn Avf selam verince Hz. Peygamber (sav) kalktı ve kaçırdığı rekâtları yerine getirdi.
Bize Kuteybe b. Saîd ve Utbe b. Abdullah, onlara Malik (b. Enes), ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Abdullah es-Sunabihî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kul abdest aldığında: Ağzını çalkaladığında (ağzıyla işlemiş olduğu) günahlar ağzından çıkar gider. Burnuna su verip onu iyice temizlediğinde, günahlar burnundan çıkar. Yüzünü yıkadığında günahlar yüzünden çıkar. O kadar ki (günahları) kirpiklerinin altından süzülür gider. Ellerini (ve kollarını) yıkadığında günahları ellerinden (kollarından) çıkar. O kadar ki, (günahları) el tırnaklarının arasından bile çıkıp gider. Başını mesh ettiğinde günahları başından, hatta kulaklarından bile, çıkar gider. Ayaklarını yıkadığında günahları ayaklarından, ayak tırnaklarının altından bile, çıkar. (Bu abdestten sonra) Onun (namaz için) mescide kadar yürümesi ve namaz kılması onun için nafile olur." [Kuteybe (hadisi naklederken): 'es-Sunabihî'nin (eda sigası olarak 'an' lafzı yerine) '(Enne'n-Nebiyye Sallallahu aleyhi ve sellem (Nebi (sav) şöyle buyurmuştur)' ifadelerini kullandığını' söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Ala', ona (Abdullah) b. İdris, ona Ubeydullah (b. Ömer), Malik (b. Enes) ve İbn Cüreyc, onlara Makburî (Said b. Ebu Said), ona da Ubeyd b. Cüreyc şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer'e: 'Görüyorum ki, tabaklanmış tüysüz deriden yapılan nalın giyiyor ve onlar ayağındayken abdest alıyorsun.' dedim. Bunun üzerine o: 'Rasulullah'ın (sav) bu nalından giydiğini ve onlar ayağındayken abdest aldığını gördüm (Bu yüzden ben de aynısını yapıyorum).' cevabını verdi.