Giriş

Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ

    Öneri Formu
57180 KK30/32 Rûm, 30, 32

Bize Ebû Bekir b. Fûrek (rh), ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona el-Esved b. Şeybân, ona Yezîd b. Abdullah b. eş-Şihhîr, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şihhîr şöyle demiş: “Bana Ebû Zer’den (ra) hadis ulaşıyordu, ben de onunla karşılaşmayı çok arzu ediyordum. Bir gün ona rastladım ve dedim ki: “- Bana senden hadisler ulaşıyordu, ben de seninle karşılaşmayı çok istiyordum.” Bana, “- Baban hakkı için Allah’a yemin olsun ki bana kavuştun, haydi söyle!” dedi. “- Bana senin Rasûlullah’dan (sav) şu hadisi rivâyet ettiğin haber verildi” dedim: “Muhakkak ki Allah Teâlâ üç kişiyi sever, üç kişiye de buğzeder.” Ebû Zer, “Beni dostuma (sav) yalan isnad etmekle itham etme!” dedi. Ben de; “- Allah’ın sevdiği üç kişi kimdir?” dedim. Şu cevabı verdi: “- Düşmanla karşılaştığında (kaçmayıp) onunla savaşan insan. Bunu siz elinizdeki Kitab’da da görmektesiniz: ‘Muhakkak ki Allah, kenetlenmiş saflar halinde kendi yolunda savaşanları sever.’ (Saff, 61/4). “- Başka kim?” diye sordum. “- Kendisine eziyet eden kötü bir komşusu olan, onun eziyetlerine sabreden kişiye,yaşarken de öldüğünde de Allah ona kâfidir” dedi. “- Sonra kim?” dedim. “- Bir gurup insanla birlikte sefere çıkan kişidir; gurup yolda mola verdi, sabaha karşı istirahate çekildiler. Yorgunluk ve uyku onları bastırmıştı, bu yüzden başlarını koyduklarında hemen uykuya daldılar. Gurupla beraber olan o kişi, hemen kalkıp abdest aldı, Allah’tan korkarak ve O’nun rahmetini umarak namaza durdu. (İşte üçüncüsü de bu adam)” dedi. Ben, “- Peki, Cenâb-ı Hakk’ın buğzettiği üç kişi kimdir?” diye sordum. “- Cimri olan ve yaptığı iyiliği başa kakan ile gurura kapılıp böbürlenen kişidir. Siz bunu Allah’ın kitabında da görürsünüz: ‘Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.’(Nisa, 3/36; Lokman, 31/18). “- Peki üçüncüsü kimdir?” dedim. “- Çok yemin eden tüccar –veya çok yemin eden satıcı-“ dedi.


    Öneri Formu
155757 BS018541 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX ,266


Açıklama: Tevazu : Hiç kimse özerine kendini üstün görmemek, başkanı katında kendinde bir hak bilmemek ve Allah'ın kullarına merhametli olup, Cenab-i Hakkın emirlerine daima boyun eğmek tevazudur. Buna alçak gönüllülük de denir. Tevazu, kibrin karşılığıdır. Büyüklenmek ve kendinden üstün kim­seyi görmemek ve beğenmemek, daima kendine hürmet edilmesini istemek çok kötü bir ahlâktır. İnsanı Allah'a İsyana ve küfre kadar götürür tehli­keli bîr hastalıktır. İnsanlar arasında da şerefi düşürür, hoş karşılanmaz, nffret kazandırır/Tevazu ise,insanı yüj(^BJ^4*^^rhürmet-kazarfdırır. Allah katında da tevazu sahibi makbul olur. Bir de horluk ve dalkavukluk vardır ki, bu bayağı ve adi bir hareket­tir. Bazı nefsanî arzulara ve menfaatlere kavuşmak İçin şahsiyeti yok ederek başkasına yaltaklanmak ve ona boyun eğmek, yapmacık sadakat hareket­lerinde bulunmak hastalığıdır. Bu kötü huy, insanın şahsiyet ve vakarını yok eder, insanı bayağılaştınr ve hasîs duruma sokar. İyi ve makbul olan tevazu şudur: Allah'ın emirleri bahis konusu olduğu zaman onlara sarılmak ve onları yerine getirmek, yasaklan ile karşılaşıl­dığı zaman da onlardan sakınmak. Allah'ın emir ve yasaklarına böyle ria­yet etmeyen, Allah'a kulluktan kaçmış olacağı için, kendinde bir nevi kibir var demektir. Allah'ın emirlerini yerine getirmemek, ona boyun eğmemek­tir. Bu bakımdan kibir alâmeti vardır. Allah'ın emir ve yasaklan çerçeve­sinde kullarla münasebette bulunmak, kullara karşı da tevazuun ifadesi olur. Nefsanî his ve arzular kabarıp da insan kendinde bir azamet ve varlık duyunca, Allah'ın kudret ve azametini jdüşüfterefc "kendi mevkiini tayin et­meli ve tevazu yolunu tu+maJithr. Bir hadîs-i şerifte buyurulduğu gibi : «— Mütevazı olanı Allah yükseltir ve büyüklenenİ de Allah küçültür.» İşte Allah katında derece kazanmak ve insanlar arasında makbul ol­mak için tevazu yolunu seçmelidir.[833]

    Öneri Formu
164466 EM000426 Buhari, Edebü'l-Müfred, 200


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ جَمِيلٌ يُحِبُّ الْجَمَالَ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ مِنْ كِبْرٍ

    Öneri Formu


    Öneri Formu
279020 M005466-3 Müslim, Libas ve Zînet, 49


    Öneri Formu
164471 EM000428 Buhari, Edebü'l-Müfred, 201


    Öneri Formu


    Öneri Formu
279201 T001999-2 Tirmizi, Birr ve Sıla, 61

Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا

    Öneri Formu
53045 KK4/36 Nisa, 4, 36

Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ

    Öneri Formu
57932 KK40/60 Mü'min, 40, 60