Giriş

Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona dedesi (Leys b. Sa'd), ona Halid b. Yezid, ona Said b. Ebu Hilal, ona Umare b. Gaziyye, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Aişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav); "Kureyş'i hicvedin, çünkü bu onlara (seri bir şekilde iyi) ok atmaktan daha ağır gelir" buyurdu ve Abdullah b. Revâha'ya haber gönderip; "onları hicvet" dedi. O da Kureyş'i hicvetti ama Hz. Peygamber (sav) bunu yeterli görmeyip Ka'b b. Malik'e, daha sonra Has­san b. Sabit'e haber gönderdi. Hassan Hz. peygamber'in (sav) yanına girince, sizin için dili (kuyruğu) ile çarpan bu arslana (haber) gönderme zamanı gelmiştir dedi, ardından dilini çıkararak oynatmaya başlamış ve seni Hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki onları dilimle deri parçalar gibi parçalayacağım dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "acele etme! Çünkü Ebu Bekir Kureyş'in neseblerini en iyi bilendir. -Benim de onlar arasında nesebim var.- önce benim nesebimi ortaya çıkarsın" buyurdu. Hassan hemen Ebu Bekir'e gitti sonra dönüp geldi ve ey Allah'ın Rasulü! Ebu Bekir senin nesebini ortaya çıkararak (kimlerle akraba olduğunu belirledi). Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, seni onlardan, tereyağından kıl çeker, gibi çekip çıkaracağım dedi. Hz. Aişe der ki: Rasulullah'ı (sav) Hassan'a hitaben; "sen Allah ve Rasulü adına müdafaada bulundukça hiç şüphesiz Ruhu'l-Kudüs seni desteklemeye devam edecektir" buyururken işittim. Hz. Aişe şunu da söyledi: Ben Rasulullah'ı (sav); "Hassan onları hicvetti ve hem şifa verdi hem şifa buldu" buyururken işittim. Hassan müşrikleri yermek üzere şöyle dedi: Sen Muhammed'i (sav) hicvettin, ben de sana cevabını verdim. Allah katında bunun bir mükâfatı vardır. Sen nezih, muttaki ve ahlakı vefa olan Allah'ın Rasulü Muhammed'e dil uzattın. Babam, ceddim ve şerefim, Muhammed'in (sav) şerefini size karşı korumak için bir kalkandır. Eğer atlarımızı Kedâ yolunun iki tarafından toz kaldırırken görmezseniz kızcağızımı kaybedeyim. Ve atlarımızı (süvarilerinin emirlerini duymak istercesine) başlarını sağa sola kıvırarak, gemlerini çekiştirirken (görmezseniz). Üstlerinde de (kana) susamış mızraklar vardır. Safkanlarımız birbirini geçmek için sürekli yarışırlar. Kadınlar -geri çevirmek için- başörtüleriyle onlara vurur. Şayet, başımızdan savuşup giderseniz umremizi yaparız. Böylece, fetih gerçekleşmiş ve perde açılmış olur. Aksi takdirde, bekleyin vuruşmanın olacağı günü, ben gerçeği dile getiren (gizli bırakmayan) bir kulu elçi gönderdim buyuran Allah o günde dilediğine yardımcı olacaktır. Allah der ki: Ben bir orduyu harekete geçirdim. Onlar Ensâr'dır, onların tek derdi düşmanla buluşmaktır. Biz Ensâr her gün Ma'ad Kabilesi (Kureyş) ile sövüşür veya vuruşur ya da hicvederiz. Hiç bir olur mu Allah Rasulüne dil uzatan kişi ile, onu metheden ve yardımcısı olanlar! Hem de Allah'ın elçisi Cebrail bizim aramızdadır. Rûhu'l-Kudüs'ün (Cebrail'in) asla bir dengi yoktur (sizin aranızda).


Açıklama: الأَسَدِ الضَّارِبِ بِذَنَبِهِ "Hadisteki aslanın kuyruğu ile dövmesi" anlamında bir teşbih vardır. Aslan öfkelendiğinde nasıl ki kuyruğuyla intikam alrı, saldırırsa, şair Hassan b. Sabit dil ile yapacağı hicvi alanın kuyruğuyla yaptığı saldırıya benzetmiştir. bkz. Kevkebü'l-Vehhâc, 24/84. كَمَا تُسَلُّ الشَّعَرَةُ مِنَ الْعَجِينِ "hamurdan kıl çekme" deyimi Türkçe'de "tereyağından kıl çekme" olarak kullanılmaktadır.

    Öneri Formu
7910 M006395 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 157

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Duha, ona Mesrûk, ona da Habbâb (ra.) şöyle söylemiştir: Ben Mekke'de demircilik yapıyordum. Âs b. Vâil es-Sehmî'ye bir kılıç yapmıştım. Ona gittim ve kılıcın ücretini ödemesini istedim. Bana; Muhammed'i inkar etmedikçe sana paranı vermem!' dedi. Ben de; Allah (cc) seni öldürüp diriltinceye kadar (kıyamete kadar) asla Muhammed'i inkar etmem' dedim. O da cevaben 'Öyleyse Allah beni öldürüp tekrar dirilttiği zaman, benim çok malım ve çocuklarım olacak (paranı o zaman veririm)' dedi. dedi. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: Ayetlerimizi inkar eden ve mutlaka bana mal ve evlât verilecektir diyen adamı gördün mü! O, gaybı mı biliyor, yoksa Rahman'nın katından bir söz mü aldı? (Meryem, 19/77-78). Bu ayetteki 'ahden' kelimesi 'mevsikan' yani garanti demektir. Eşcaî, Süfyân'dan rivayetinde 'kılıç' ve 'mevsikan' kelimelerini zikretmedi.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Abdurrahman arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
279351 B004733-2 Buhari, Tefsir, (Meryem) 4

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Simak b. Harb, ona da İkrime, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), kürek kemiği (eti) yedi. Yemekten sonra ellerini, altındaki örtüye sildi. Sonra da kalkıp namaz kıldı."


    Öneri Formu
9842 İM000488 İbn Mâce, Tahâret, 66

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Duha, ona Mesrûk, ona da Habbâb (ra.) şöyle söylemiştir: Ben Mekke'de demircilik yapıyordum. Âs b. Vâil es-Sehmî'ye bir kılıç yapmıştım. Ona gittim ve kılıcın ücretini ödemesini istedim. Bana; Muhammed'i inkar etmedikçe sana paranı vermem!' dedi. Ben de; Allah (cc) seni öldürüp diriltinceye kadar (kıyamete kadar) asla Muhammed'i inkar etmem' dedim. O da cevaben 'Öyleyse Allah beni öldürüp tekrar dirilttiği zaman, benim çok malım ve çocuklarım olacak (paranı o zaman veririm)' dedi. dedi. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: Ayetlerimizi inkar eden ve mutlaka bana mal ve evlât verilecektir diyen adamı gördün mü! O, gaybı mı biliyor, yoksa Rahman'nın katından bir söz mü aldı? (Meryem, 19/77-78). Bu ayetteki 'ahden' kelimesi 'mevsikan' yani garanti demektir. Eşcaî, Süfyân'dan rivayetinde 'kılıç' ve 'mevsikan' kelimelerini zikretmedi.


    Öneri Formu
32319 B004733 Buhari, Tefsir, (Meryem) 4

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona da Ebu Seleme şöyle söylemiştir: Ben ve Aişe'nin (r.anha) erkek kardeşi birlikte Aişe'nin yanına girdik. Aişe'nin erkek kardeşi ona Nebi'nin (sav) gusül abdestini nasıl aldığını sordu. Hz. Aişe yaklaşık bir sâ' su alan bir kap istedi. Onunla yıkandı ve suyu başından aşağı döktü. (Ancak) bizimle kendisi arasında bir perde vardı. Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle söylemiştir: Yezid b. Harun, Behz ve el-Cüddî'nin Şu'be'den naklettiklerine göre hadisteki ifade 'bir sâ' miktarı su alan' şeklindedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yezid b. Harun arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278073 B000251-2 Buhari, Gusul, 3

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona da Ebu Seleme şöyle söylemiştir: Ben ve Aişe'nin (r.anha) erkek kardeşi birlikte Aişe'nin yanına girdik. Aişe'nin erkek kardeşi ona Nebi'nin (sav) gusül abdestini nasıl aldığını sordu. Hz. Aişe yaklaşık bir sâ' su alan bir kap istedi. Onunla yıkandı ve suyu başından aşağı döktü. (Ancak) bizimle kendisi arasında bir perde vardı. Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle söylemiştir: Yezid b. Harun, Behz ve el-Cüddî'nin Şu'be'den naklettiklerine göre hadisteki ifade 'bir sâ' miktarı su alan' şeklindedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Behz b. Esed arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278074 B000251-3 Buhari, Gusul, 3

Yine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İki kadın, yanlarında erkek çocukları olduğu bir sırada, bir kurt geldi ve çocuklardan birini kapıp gitti. Bunun üzerine kadınlardan biri “kurt senin çocuğunu götürdü” dedi. Diğer kadın da “hayır, senin çocuğunu götürdü” dedi. Bunun üzerine davalarını Davud'a (as) arz ettiler. O da büyük kadın lehine hükmetti. Bu iki kadın oradan çıktıktan sonra Davud'un oğlu Süleyman'a (as) gidip durumu ona bildirdiler. Süleyman (as) “bana bir bıçak getirin de çocuğu iki kadın arasında paylaştı­rayım” dedi. Bunun üzerine küçük kadın “aman öyle yapma! Allah sana merhamet etsin! Çocuk bu ka­dınındır” dedi. Bunun üzerine Süleyman çocuğun, küçük kadının çocuğu olduğuna hükmetti." Ebu Hureyre der ki: Vallahi ben "Sikkîn" kelimesini o güne kadar hiç işitmemiştim. Biz bıçağa sâdece "Müdye" diyorduk.


Açıklama: Hadisin isnadı için bk. B003426.

    Öneri Formu
33103 B003427 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 40

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona da Ebu Seleme şöyle söylemiştir: Ben ve Aişe'nin (r.anha) erkek kardeşi birlikte Aişe'nin yanına girdik. Aişe'nin erkek kardeşi ona Nebi'nin (sav) gusül abdestini nasıl aldığını sordu. Hz. Aişe yaklaşık bir sâ' su alan bir kap istedi. Onunla yıkandı ve suyu başından aşağı döktü. (Ancak) bizimle kendisi arasında bir perde vardı. Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle söylemiştir: Yezid b. Harun, Behz ve el-Cüddî'nin Şu'be'den naklettiklerine göre hadisteki ifade 'bir sâ' miktarı su alan' şeklindedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdülmelik b. İbrahim arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278075 B000251-4 Buhari, Gusul, 3

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona da Ebu Seleme şöyle söylemiştir: Ben ve Aişe'nin (r.anha) erkek kardeşi birlikte Aişe'nin yanına girdik. Aişe'nin erkek kardeşi ona Nebi'nin (sav) gusül abdestini nasıl aldığını sordu. Hz. Aişe yaklaşık bir sâ' su alan bir kap istedi. Onunla yıkandı ve suyu başından aşağı döktü. (Ancak) bizimle kendisi arasında bir perde vardı. Ebu Abdullah (Buhârî) şöyle söylemiştir: Yezid b. Harun, Behz ve el-Cüddî'nin Şu'be'den naklettiklerine göre hadisteki ifade 'bir sâ' miktarı su alan' şeklindedir.


    Öneri Formu
1821 B000251 Buhari, Gusul, 3

Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, el-Evzâ'î, ona Süleyman b. Habîb, ona da Ebu Ümâme şöyle rivayet etmiştir: "Kılıçlarının süsleri ne altın ne de gümüş olan bir topluluk, pek çok fetih gerçekleştirmiştir. Onların süsü tabaklanmamış deriden mamul ip, kurşun ve demirdi."


    Öneri Formu
29406 B002909 Buhari, Cihad, 83