121 Kayıt Bulundu.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Mütâbaat, rivayetlerin birbirini desteklemesidir. Istılah olarak mütabaat; bir hadisin lafız veya manasına uygun başka bir hadisin farklı bir ravi tarafından tamamen veya kısmen aynı senedle rivayet edilmesidir. Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 228, İstanbul, 2011).
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona el-A'meş, ona Adî b. Sâbit, ona Hz. Peygamber'in (sav) ashabından olan Süleyman b. Sured şöyle rivayet etmiştir: İki kişi Hz. Peygamber'in huzurunda birbirlerine hakaret ettiler. Biri öfkelendi, o kadar öfkelendi ki yüzü şişmeye ve rengi değişmeye başladı. Hz. Peygamber (sav) "Bir söz biliyorum, eğer onu söyleseydi öfkesi giderdi" buyurdu. Mecliste bulunanlardan biri öfkelenen adamın yanına gidip Hz. Peygamber'in sözünü ona aktardı ve "Şeytan'dan Allah'a sığın" buyurdu. Öfkeli adam ise "Bende bir sıkıntı mı görüyorsun? Ben deli miyim? Hadi, işine git!" diye karşılık verdi.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da (Amr'ın) dedesi (Abdullah b. Amr es-Sehmî) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) (ashabına) korku (ya kapıldıklarında söylemeleri için bazı) dualar (kelimât) öğretirdi. (Mesela), "Cenâb-ı Hakk'ın gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım" bu dualardandı. [(Sahabe ve hadisin ravilerinden) Abdullah b. Amr (es-Sehmi), evlatlarından aklı erenlere bu duayı öğretir, aklı ermeyen (için) ise yazıp (boynuna) asardı.]
Bize Hayve b. Şurayh, ona Bakiyye, ona Zübeydi, ona Zührî, ona Tarık (b. Muhâşin), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Nebî'ye (sav) akrep sokmuş biri getirildi. (Bunun üzerine Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: "Yarattıklarının şerrinden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım deseydi (akrep) sokmazdı." Veya (ravilerden biri şüpheye düşüp sokmazdı ifadesi yerine) "ona zarar vermezdi" ifadesini zikretti.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Minhâl, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) Hasan ve Hüseyin'i [şeytana karşı] korur ve "Atanız [İbrahim peygamber de] o kelimelerle [oğulları] İsmail ve İshak'ı [şeytana karşı] korur [ve] 'Her şeytandan, geceleyin ortaya çıkan mahluklardan ve fenalık peşindeki gözden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' derdi."
Bana Malik, ona Yahya b. Said, ona Halid b. Velid'in naklettiğine göre; Rasulallah'e (sav), uykumda korkutuluyorum, dedi. Rasulullah (sav) da ona "'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' deyiver" buyurdu.
Bize Muhammed b. Süleyman b. Hişam el-Bağdâdî, ona Veki' (b. Cerrâh), (T) Bize Ebubekir b. Hallad el-Bahili, ona Ebu Âmir (Abdülmelik b. Amr), o ikisine Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Minhal (b. Amr), ona Said b. Cübeyr, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) torunları Hasan ve Hüseyin'i şeytana karşı korur ve "Her şeytandan, geceleyin ortaya çıkan mahluklardan ve fenalık peşindeki gözden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım." derdi. Peygamber (sav) "Babamız İbrahim, İsmail ve İshak'ı Allah'ın koruması için bu duayı yapardı" veya (İsmail ve İshak yerine) İsmail ve Yakub" şeklinde buyurmuştur. Bu hadisin lafzı Vekî'in isnadıyla gelen rivayete aittir.