115 Kayıt Bulundu.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şube b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: "Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâis (Allah’ım, pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım)" derdi. (Buhârî dedi ki): Muhammed b. Arare, bu hadîsi Şube'den rivayet etmekte Âdem b. Ebî İyâs'a mutâbaat etti. Ve Gunder, Şube'den naklinde: "Helaya geldiği zaman" dedi. Musa b. İsmaîl ise, Hammad b. Seleme'den olan rivayetinde: "Helaya girdiği zaman" dedi. Said b. Zeyd de şöyle dedi: Bize Abdülaziz b. Suheyb şöyle rivayet etti: "Helaya girmek istediği zaman"
Açıklama: Hubs ve habais kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hattâbî, hubus (hubs) erkek şeytan; habâis ise dişi şeytandır şeklinde bir açıklama yapmıştır. İbnü'l-A'râbî'ye göre ise hubus (hubs) Arap kelamında mekrûha karşılık gelmektedir. Diğer bir yorumda hubs ile Şeytan'ın; habâis ile günahların ifade edildiği belirtilmiştir. (Bk. Nevevî, Şerhu Sahih-i Müslim, IV, 71).
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona el-A'meş, ona Adî b. Sâbit, ona Hz. Peygamber'in (sav) ashabından olan Süleyman b. Sured şöyle rivayet etmiştir: İki kişi Hz. Peygamber'in huzurunda birbirlerine hakaret ettiler. Biri öfkelendi, o kadar öfkelendi ki yüzü şişmeye ve rengi değişmeye başladı. Hz. Peygamber (sav) "Bir söz biliyorum, eğer onu söyleseydi öfkesi giderdi" buyurdu. Mecliste bulunanlardan biri öfkelenen adamın yanına gidip Hz. Peygamber'in sözünü ona aktardı ve "Şeytan'dan Allah'a sığın" buyurdu. Öfkeli adam ise "Bende bir sıkıntı mı görüyorsun? Ben deli miyim? Hadi, işine git!" diye karşılık verdi.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) belanın sıkıntısından, helaka yakalanmaktan, (üzüntüye düşüren) kazanın (mukadderatın) kötüsünden, düşmanların sevinmesinden Allah'a sığınırdı." Sufyan b. Uyeyne: 'Bu hadiste üç şey vardı. Birisini ben ziyade ettim. Ziyade ettiğim bunların hangisidir, bilmiyorum,' dedi.
(Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Muhammed b. İshak, ona Amr b. Şuayb, ona babası [Şuayb b. Muhammed], ona da [Amr'ın] dedesinin [Abdullah b. Amr es-Sehmî], rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri uykusundayken korktuğunda şöyle desin: 'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım.' [Böylece onlar] kendisine zarar veremez." [Sahabî ve hadisin râvilerinden] Abdullah b. Amr, evlatlarından buluğ çağına ermişlere bu duayı öğretir, onlardan buluğ çağına erişmemiş olanlar [için] ise onu bir kağıda yazar, ardından da onu boynuna asardı. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Minhâl, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) Hasan ve Hüseyin'i [şeytana karşı] korur ve "Atanız [İbrahim peygamber de] o kelimelerle [oğulları] İsmail ve İshak'ı [şeytana karşı] korur [ve] 'Her şeytandan, geceleyin ortaya çıkan mahluklardan ve fenalık peşindeki gözden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' derdi."
Bana Malik, ona Yahya b. Said, ona Halid b. Velid'in naklettiğine göre; Rasulallah'e (sav), uykumda korkutuluyorum, dedi. Rasulullah (sav) da ona "'Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların ayartmalarından ve onların yanımda hazır bulunmalarından Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım' deyiver" buyurdu.
Bize Muhammed b. Süleyman b. Hişam el-Bağdâdî, ona Veki' (b. Cerrâh), (T) Bize Ebubekir b. Hallad el-Bahili, ona Ebu Âmir (Abdülmelik b. Amr), o ikisine Süfyan (es-Sevrî), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Minhal (b. Amr), ona Said b. Cübeyr, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav) torunları Hasan ve Hüseyin'i şeytana karşı korur ve "Her şeytandan, geceleyin ortaya çıkan mahluklardan ve fenalık peşindeki gözden Allah'ın mükemmel kelimelerine sığınırım." derdi. Peygamber (sav) "Babamız İbrahim, İsmail ve İshak'ı Allah'ın koruması için bu duayı yapardı" veya (İsmail ve İshak yerine) İsmail ve Yakub" şeklinde buyurmuştur. Bu hadisin lafzı Vekî'in isnadıyla gelen rivayete aittir.