137 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Ömer b. Saîd b. Ebu Hüseyin, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah indirdiği (yarattığı) her derde mutlaka deva da yaratmıştır."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya b. İsmail, ona da Kays şöyle demiştir: "Habbâb'ı ziyaret ettim, hastalık dolayısıyla yedi defa karnını dağlamıştı. Onu şöyle derken işittim: Eğer Peygamber (sav), ölüm temennisinde bulunmayı bize yasaklamamış olsaydı, ölmeyi isterdim."
Bize Muhammed b. Süleyman Enbari, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir şöyle demiştir: "Peygamber (sav) Übeyy'e bir doktor gönderdi. Doktor (tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesti."
Bize Muhammed b. Musaffa el-Hımsî, ona Velid b. Müslim, ona (Abdurrahmn b. Sabit) İbn Sevban, ona babası (Sabit b. Sevbân), ona da Ebu Kebşe, şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav) başından ve iki omzu arasından hacamat yaptırmış ve 'Kim (hacamat yaptırmak suretiyle) şu kanı akıtırsa herhangi bir hastalık için, başka bir tedaviye ihtiyaç duymaz' buyurmuştur."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir, ona İbrahim el-Eşheli, ona Davud b. Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) onlara ateşli hastalıklar (humma) ve diğer bütün ağrılar için şu duayı okumalarını öğretmiştir: "Bismillâhi’l-Kebîr. Eûzü billâhi’l-Azîm, min şerri ırkin ne'âr, ve min şerri harrin nâr." "Yegane büyük Allah’ın adıyla. Damarların kabarıp zonklamasının şerrinden ve ateşin hararetinin şerrinden Azîm olan Allah’a sığınıyorum" [Râvi Ebu Âmir der ki: Ben bunda insanların aksine bu hadiste "نَعَّارٍ" kelimesi yerine "يَعَّارٍ" kelimesini kullanıyorum. Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımışkî, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe el-Eşhelî, ona Davud b. Husayn, ona İkrime,ona da İbn Abbas bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş ve rivayetinde "Kanı sesli çıkan damarın şerrinden" demiştir.]
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ebu Âmir, ona İbrahim el-Eşheli, ona Davud b. Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Peygamber (sav) onlara ateşli hastalıklar (humma) ve diğer bütün ağrılar için şu duayı okumalarını öğretmiştir: "Bismillâhi’l-Kebîr. Eûzü billâhi’l-Azîm, min şerri ırkin ne'âr, ve min şerri harrin nâr." "Yegane büyük Allah’ın adıyla. Damarların kabarıp zonklamasının şerrinden ve ateşin hararetinin şerrinden Azîm olan Allah’a sığınıyorum" [Râvi Ebu Âmir der ki: Ben bunda insanların aksine bu hadiste "نَعَّارٍ" kelimesi yerine "يَعَّارٍ" kelimesini kullanıyorum. Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımışkî, ona İbn Ebu Füdeyk, ona İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe el-Eşhelî, ona Davud b. Husayn, ona İkrime,ona da İbn Abbas bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş ve rivayetinde "Kanı sesli çıkan damarın şerrinden" demiştir.]
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona da babası Vâil el-Hadramî şöyle rivayet etmiştir: "Tarık b. Süveyd el-Cu'fî, Hz. Peygamber'e (sav) şarapla ilgili soru sordu. Hz. Peygamber (sav) de ona şarabın yasak olduğunu söyledi veya şarap imal etmesini uygun bulmadı. el-Cu'fî 'ben ilaç için yapıyorum' deyince Hz. Peygamber (sav) 'şarap ilaç değil, olsa olsa hastalıktır' buyurdu."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Şube, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil, ona da babası Vâil el-Hadramî şöyle rivayet etmiştir: "Tarık b. Suveyd, ya da Süveyd b. Tarık, Peygamber Efendimiz'e (sav) içki hakkında soru sordu, o da onu yasakladı. Sonra tekrar sordu, yine yasakladı. Bunun üzerine 'Ey Allah’ın Rasulü! Ama o (şarap), bir ilaçtır' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Hayır! Aksine, o olsa olsa bir hastalıktır' buyurdu."
Bize Müsedded, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Osman b. Hakim, ona dedesi Rebâb, ona da Sehl b. Huneyf şöyle demiştir: "Bir sel yatağından geçtik. Ben suya girip yıkandım. Sonra ateşlendim (sıtma hastalığına yakalandım). Bu durum Rasulullah’a (sav) ulaştırılınca 'Ebu Sâbit’e söyleyin, istiâze duaları okusun (rukye yapsın)' buyurdu. Rebâb der ki: Ben 'Rukye ile tedavi (her hastalık için) uygun mudur efendim?' dedim. O da şöyle dedi: Rukye yalnızca psikolojik hastalıkta, zehirli hayvan sokmasında veya ısırmasında yapılır." [Ebu Davud dedi ki: "Humma" yılanın ve (diğer) sokucu böceklerin sokmasından meydana gelen zehirlenmedir.]
Bize Muhammed b. Mütevekkil el-Askalani ve Hasan b. Ali, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) 'Bulaşıcı (kendi başına tesir eden) hastalık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurdu. Bunun üzerine (orada bulunan) bir bedevi 'Peki, ya develer? Kumda ceylan gibi sağlıklı dolaşırken, içlerine uyuz bir deve giriyor da hepsi uyuz oluyor. Bu nasıl oluyor?' dedi. Hz. Peygamber de 'Peki hastalığı ilk bulaştıran kimdir?' karşılığını verdi." Mamer der ki: Bana Zührî, ona bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) 'Hastalık taşıyan, sağlıklı bir kimsenin yanına götürülmemelidir' buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam Ebu Hureyre'ye dönüp 'sen bize (daha önce) Peygamber'in (sav) 'Bulaşıcı (kendi başına tesir eden) hastalık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurduğunu söylememiş miydin?' dedi. Ebu Hureyre de 'bunu size ben söylemedim karşılığım' vermiş." [Zührî der ki: Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin bu hadisi rivayet ettiğini bildirdi ve 'ben Ebu Hureyre'nin bu hadisten başka (rivayet ettiği) bir hadisi unuttuğunu duymadım' dedi.]