Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona A'meş;(T) Bize Ebu Said el-Eşec, ona Vekî, ona Ameş, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Benim ismimi verim, künyemi kullanmayın. Çünkü ben Ebu'l-Kasım'ım! Aranızda taksim yaparım." [Ebu Bekir'in rivayetinde tekennev yerine lâ tektenû ibaresi yer almaktadır.]


    Öneri Formu
5512 M005591 Müslim, Âdâb, 5

(Resûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.


    Öneri Formu
59719 KK108/1 Kevser, 108, 1

Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.


    Öneri Formu
59721 KK108/2 Kevser, 108, 2

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn İshak, ona Nuh b. Hakim es-Sekafî -ki Kur'an hafızı idi-, ona Urva b. Mesud oğulları kabilesinden Rasulullah'ın hanımı Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan'ın ebeliğini yaptığı Davud isimli biri, ona da Leyla bt. Kânif es-Sekafiyye şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızı Ümmü Gülsüm'ü yıkayanlardan biri de bendim. O zaman Rasulullah'ın (sav) bize (Kefenlik bez olarak) ilk verdiği şey izar (eteklik), sonra kamîs (gömlek), sonra Himâr (başörtüsü), sonra da milhafe (dış çarşaf) idi. (En son olarak üzerine) çarşaf sarıldı. O sırada Rasulullah (sav) kapının yanında durmuş yanındaki kefenlik bezleri bize sırasıyla veriyordu."


    Öneri Formu
19870 D003157 Ebu Davud, Cenaiz, 31, 32

Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz." Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ الْعَيْنَ تَدْمَعُ ، وَالْقَلْبَ يَحْزَنُ ، وَلاَ نَقُولُ إِلاَّ مَا يَرْضَى رَبُّنَا

    Öneri Formu
9739 B001303 Buhari, Cenaiz, 43

Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz." Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278614 B001303-2 Buhari, Cenaiz, 43

Asıl soyu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.


    Öneri Formu
59726 KK108/3 Kevser, 108, 3

Bize Ebu Nuaym, ona Zekeriya, ona Firâs, ona Âmir, ona Mesruk, ona da Hz. Aişe (r.anha) şöyle haber vermiştir: "Hz. Fatıma yürüyerek geldi. Onun yürüyüşü tıpkı Hz. Peygamber'in (sav) yürüyüşü gibiydi. Hz. Peygamber (sav) ona 'Merhaba kızım' dedi ve onu sağ veya sol tarafına oturttu. Sonra ona gizli bir şeyler söyledi. Hz. Fatıma da ağladı. Ben de ona 'niye ağlıyorsun?' diye sordum (cevap vermedi). Sonra Hz. Peygamber (sav) Hz. Fatıma'ya yine gizli bir şeyler söyledi. Bu sefer Hz. Fatıma güldü. Ben yine ona 'sevincin üzüntüyle bu kadar yakın ve (peş peşe) olduğu bir gün görmedim' dedim ve bu halini sordum, 'Hz. Peygamber'in (sav) sırrını açıklamam' dedi. Hz. Peygamber (sav) vefat edince bu durumu tekrar sordum."


    Öneri Formu
34360 B003623 Buhari, Menakıb, 25


    Öneri Formu
7453 M006309 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 95


    Öneri Formu
7454 M006310 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 96