Giriş

Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah (b. Mübarek), ona Halid el-Hazzâ, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa (el-Eşarî)'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bizler bir gazvede Rasûlullah'la (sav) beraberdik. Yük­sek bir yere tırmandığımızda veya bir tepeye ulaştığımızda ya da bir vadiye indiğimizde, tekbir getirerek seslerimizi yükseltiyorduk. Rasulullah (sav) bizim yanımıza yaklaştı ve 'Ey insanlar! Kendinize dikkat edin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak her şeyi işiten ve gören bir zata yalvarıyorsunuz' diyerek bizi uyardı. Sonra da 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir söz öğreteyim mi? O, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) cümlesidir' buyurdu."


    Öneri Formu
24357 B006610 Buhari, Kader, 7

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affân (b. Müslim), ona Ğassân b. Bürzîn; (T) Bize Abdullah b. Muâviye el-Cumahî, ona Ğassân b. Bürzîn, ona Seyyâr b. Selâme, ona Berâ es-Selîtî, ona da Nukâde el-Esedî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) beni, bir dişi deve bağışlaması talebiyle bir kişiye gönderdi. Adam, bağışlamayı reddetti. Sonra beni başka bir adama gönderdi. Bu ise Rasulullah’a (sav) bir deve gönderdi. Rasulullah (sav) deveyi görünce 'Allah’ım! Bu deveyi ve onu göndereni bereketli kıl' diye dua etti. Nukâde, Rasulullah’a (sav) 'Onu getireni de (duaya ilave etsek)' deyince, Nebî (sav) 'O deveyi getireni de bereketli kıl' buyurdu. Sonra devenin sağılmasını emretti. Deve sağıldı ve bol süt verdi. Rasulullah (sav), deveyi vermeyen ilk kimse için 'Allah’ım! Falancanın malını arttır'; deveyi gönderen için ise 'Falancanın rızkını da gün gün ver' diye dua etti."


    Öneri Formu
31839 İM004134 İbn Mâce, Zühd, 8

Bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Seleme (Musa b. İsmail), ona Habâbe bt. Aclân, ona annesi Ümmü Hafs, ona Safiyye bt. Cerîr, ona da Ümmü Hakim bint Veddâ' el-Huzâiyye, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Babanın duası, (doğrudan) kabul makamına ulaşır."


    Öneri Formu
31897 İM003863 İbn Mâce, Duâ, 11

Bana Hibbân, ona Abdullah, ona Zekeriyya b. İshak, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona İbn Abbas’ın azatlısı Mabed, ona da İbn Abbas (r.anhumâ) “Rasulullah (sav), Muaz b. Cebel’i Yemen’e gönderdiği zaman ona şöyle buyurdu” demiştir: "Sen kitap ehli bir kavmin yanına gideceksin. Onların yanına vardığın vakit, onları Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet etmeye çağır. Eğer onlar bu hususta sana itaat ederlerse, Allah’ın onlara, her gün ve gece içinde beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bu hususta sana itaat ederlerse o zaman, Allah'ın, onlara, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek üzere zekâtı farz kıldığını haber ver. Eğer bu hususta da sana itaat ederlerse sakın onların mallarının değerli olanlarını (zekat olarak) almaya kalkma. Bir de mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onun ile Allah arasında bir perde yoktur." [Ebu Abdullah (el-Buharî) der ki: "أَطَاعَتْ" "طَاعَتْ" ,"طَوَّعَت aynı anlama (boyun bükmek, itaat etmek) kullanılan kalıplardır. Bu anlamda şu üç sığa da (طِعْتُ وَطُعْتُ وَأَطَعْتُ) kullanılabilir.]


    Öneri Formu
34474 B004347 Buhari, Megâzî, 60

Bize Nasr b. Asım el-Antâkî, ona Enes b. İyaz, ona Ebu Mevdûd, ona Muhammed b. Ka'b, ona Ebân b. Osman, ona da Hz. Osman, Hz. Peygamber'den (sav) önceki hadisin bir benzerini rivayet etmiş ancak felç olayından bahsetmemiştir.


Açıklama: Hadisin metni için D005088 numaralı rivayete bakınız.

    Öneri Formu
34169 D005089 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Hişam b. Ammâr, ona İsmail b. Ayyâş, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da İbn Abbas, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah bir kimseye bir yemek yedirdiği zaman, o kimse 'Allah'ım! Bize bu yemeği bereketli kıl ve bizi bundan daha hayırlısıyla rızıklandır' diye dua etsin. Allah bir kimseye bir miktar süt içirdiğinde de, o kimse 'Allah'ım! Bize bu sütü bereketli kıl ve bize bu nimetini artır' diye dua etsin. Çünkü ben, yiyeceğin ve içeceğin yerini tutan (açlığı ve susuzluğu gideren) sütten başka bir gıda bilmiyorum."


    Öneri Formu
31135 İM003322 İbn Mâce, Et'ime, 35

Bize Nusayr b. Ferec, ona Abdullah b. Yezid, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Ebu Merhum (Abdürrahim b. Meymun), ona Sehl b. Muaz b. Enes, ona da babası (Muaz b. Enes) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kim bir şey yedikten sonra 'Kim bir yemek yedikten sonra 'Bu yemeği bana yediren ve hiçbir güç ve kuvvetim olmaksızın bana rızık olarak veren Allah’a hamd olsun' derse onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır. Kim de bir elbise giyerken 'Bu elbiseyi bana giydiren ve hiçbir güç ve kuvvetim olmaksızın bana rızık olarak veren Allah’a hamd olsun' derse onun da geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
30399 D004023 Ebu Davud, Libas, 1

Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona Ebu'l-Ahvas, ona da Abdullah (b. Mesud)'dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Senden hidayet, takva, iffet ve (gönül) zenginliği dilerim."


    Öneri Formu
31760 İM003832 İbn Mâce, Duâ, 2

Bize Ali (b. Medînî), ona Bişr b. Mufaddal, ona Yahya b. Ebu İshak, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Enes b. Malik ve Ebu Talha, Hz. Peygamber'le (sav) birlikte (Medine'ye) dönüyorlardı. Hz. Peygamber'in (sav) yanında eşi Safiyye de bulunuyordu ve bineğinin arkasında idi. Yolda ilerlerken bindikleri deve tökezledi. Hz. Peygamber'le (sav) eşi deveden düştüler. Ebu Talha hemen devesinden yere atladı ve Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah canımı sana feda kılsın. Sana bir şey oldu mu?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Hayır, fakat sen kadınla ilgilen' buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha elbisesiyle kendi yüzünü örttü ve hemen onun bulunduğu tarafa yürüdü. Oraya varınca örtüsünü kadının (Safiyye'nin) üzerine attı ve kadın hemen ayağa kalktı. Peşinden Ebu Talha devenin yükünü iyice bağladı. Hz. Peygamber (sav) ile Safiyye deveye bindiler ve kafile hareket etti. Medine'nin sırtına vardıklarında veya Medine'yi yukarıdan gördüklerinde Hz. Peygamber (sav) 'Bizler (Allah'a) dönen, tevbe eden, Rabbimize kulluk edip, hamd edenleriz' buyurdu ve bu sözleri Medine'ye girene kadar söylemeye devam etti."


    Öneri Formu
30492 B003086 Buhari, Cihad, 197

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Ebu Mevdûd, ona Ebân b. Osman'dan işiten biri ( Muhammed b. Ka'b), ona Ebân b. Osman, ona da Osman b. Affân'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim akşamleyin üç defa 'yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah'ın adıyla. O işiten ve bilendir' derse o kişiye sabaha kadar ansızın bir musibet gelmez. Kim de bu duayı sabahleyin söylerse akşama kadar ona ansızın bir musibet gelmez." [(Ebu Mevdûd) der ki: Bu hadisi rivayet eden Ebân b. Osman felç oldu. Bunun üzerine hadisi ondan bana rivayet eden kişi ona (yadırgar bir şekilde) bakmaya başladı. Bunu gören Ebân, 'niçin bana böyle bakıyorsun? Allah'a yemin olsun ki ben Osman adına yalan uydurmadım. Osman da Hz. Peygamber (sav) adına yalan uydurmadı. Fakat ben başıma bu musibetin geldiği gün, öfkelenmiş ve bu duayı okumayı unutmuştum. (İşte başıma gelenler bu yüzden geldi.)]


    Öneri Formu
34168 D005088 Ebu Davud, Edeb, 100, 101