652 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir (b. Abdülhamid), ona Asım (b. Süleyman), ona da Abdullah b. Sercis “Rasulullah (sav) yolculuğa çıktığında şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah’ım! Yolculuğun zorluğundan, dönüşte yaşanacak hüzünden, işler yolundayken bozulmasından (istikrarın bozulmasından), mazlumun bedduasından ve ailem, malım ve evladım hakkında kötü bir manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım."
Bize Muhammed b. Amr, ona Ali b. Mukaddem, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Abdullah b. Bişr el-Has'amî, ona Ebu Zür'a (b. Amr), ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) yolculuğa çıktığında bineğine binip parmağını kaldırıp [Şu'be parmağını kaldırdı] şöyle derdi: "Allah'ım! Yolculukta sahibimiz, geride kalanları emanet edecek vekilimiz Sensin. Allah'ım! Yolculuğun meşakkatinden ve kötü sonuçlarla dönmekten Sana sığınırım."
Bize Yahya b. Yahya ve Züheyr b. Harb, o ikisine, Ebu Muaviye; (T) Bize Hamid b. Ömer, ona Abdülvahid, o ikisine Asım'dan bu isnatla bu hadisin mislini rivayet etmişlerdir. Abdülvahid hadisinde; "فِى الْمَالِ وَالأَهْلِ (mal ve hane halkı hususunda)" ; Muhammed b. Hazim rivayetinde ise "يَبْدَأُ بِالأَهْلِ إِذَا رَجَعَ (seferinden döndüğünde aileden işe başlardı)" ifadesi yer almakta; her ikisinin rivayetlerinde ise "اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ (Allah'ım! Seferin meşakkatinden sana sığınırım)" ifadesi ortaktır.
Açıklama: Hadisin metni için M003276 numaralı hadise bakınız.
Bize Ali b. Muhammed et-Tanâfisi, ona Veki, ona Ubade b. Müslim, ona Cübeyr b. Ebu Süleyman b. Cübeyr b. Mut'im, ona da İbn Ömer “Rasulullah (sav) akşamladığında ve sabahladığında şu duayı okumayı terk etmezdi” demiştir: "Allah'ım! Ben senden dünyada ve ahirette bağışlama ve afiyet dilerim. Allah'ım! Ben senden dinim, dünyam, aile fertlerim ve malım hakkında bağışlama ve afiyet dilerim. Allah'ım! Ayıplarımı ört, beni korkulacak şeylerden emin kıl ve beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlardan) koru. Altımdan (ayağımı bastığım yerden) ansızın gelebilecek beladan sana sığınırım." [Râvi Veki der ki: (أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِى) ifadesi yere batmak anlamındadır.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِى وَآمِنْ رَوْعَاتِى
Bize Mahmûd b. Gaylân, ona Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyân, ona Cüreyrî, ona Ebu Alâ b. Şihhîr, ona Hanzala oğullarından bir adam şöyle demiştir: Şeddâd b. Evs (ra) ile birlikte bir seferde bulunmuştum. Bana “Hz. Peygamber'in bize okumamızı tavsiye ettiği bir duayı sana öğreteyim mi?” diye sordu ve “Hz. Peygamber (sav) bize şöyle dememizi tavsiye etti” dedi: "Allah'ım, Senden, (din) işinde devamlılık, doğru yolda kararlılık isterim. Nimetine şükretmeyi ve Sana güzelce kulluk etmeyi istiyorum. Doğruyu söyleyen bir dil ve kalb-i selim (temiz ve arınmış bir kalp), bildiğin (hatalarımdan) dolayı Senden bağışlanma diler, bildiğin hayırlı her şeyi Senden isterim. Bildiğin günahlarımdan dolayı da Senden af dilerim. Sen gaybı en iyi bilensin." Rasulullah (sav) şöyle derdi: "Bir Müslüman yatağa yattığı zaman Allah'ın kitabından bir sure okursa Allah ona bir melek tayin eder ve o kişi yatağından kalkana kadar ona hiç bir zarar dokunamaz." [Ebu İsâ (et-Tirmizî) der ki: Bu sadece bu tarikiyle bildiğimiz bir hadistir. Cüreycî, Said b. İyâs Ebu Mesud el-Cüreycî'dir. Ebu'Alâ'nın adı, Yezîd b. Abdullah b. Şihhîr'dir.]
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Âsım el-Ahvel, ona Abdullah b. Sercis “Nebi (sav) yolculuğa çıktığı vakit şöyle derdi” demiştir: "Allahumme ente’s-sâhibu fi’s-sefer, ve’l-halifetu fi’l-ehl. Allahummeshabnâ fi seferinâ vehlufnâ fi’l-ehl. Allahumme innî eûzû bike min va’sâi’s-sefer ve keâbeti’l-munkaleb ve mine’l-havri ba’de’l-kevn ve min da’veti’l-mazlâmi ve min sûi’l-manzari fi’l-ehli ve’l-mal" "Allah’ım, bu yolculuğumuzda sahibimiz, geride bıraktığımız hane halkımıza vekilimiz Sensin. Allah’ım, bu yolculuğumuzda bize sahip, geride bıraktığımız ailemize vekil ol. Allah’ım, yolculuğun meşakkatinden, dönüşün üzüntüsünden, (dönüşte kötü bir durumla karşılaşmaktan) varlıktan sonra yokluğa düşmekten (iyi giden düzenimizin bozulmasından), mazlumun bedduasından, ailemizde ve malımızda kötü bir manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım." [Tirmizi der ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Hadiste geçen (وَمِنَ الْحَوْرِ بَعْدَ الْكَوْنِ) ifadesi (الْحَوْرِ بَعْدَ الْكَوْرِ) şeklinde de rivayet edilmiştir. Her iki ifade de vücuh (yani lafız farklılığı anlam yakınlığı) söz konusu olup imandan sonra küfre, itaatten sonra mâsiyete dönüşü; yani bir şeyden sonra daha kötü bir şeye dönmeyi anlatır.]
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona Yahyâ b. Saîd, ona da Muhammed b. İbrahim et-Teymî, Hz. Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) yanında uyurken bir gece Onu yatağında bulamadım. Bunun üzerine, elimle araştırdım, elim Onun ayağına değdi. O secde hâlinde, her iki ayağı dikilmiş vaziyette şöyle dua ediyordu: "Allahım! Gazabından (öfkenden) rızana, azabından da affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana layık övgüler sayamayacağım kadar çoktur. Sen, kendini övdüğün şekilde övülmeye layıksın." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasendir. Bir çok tarikle Hz. Âişe’den (r. anha) rivâyet edilmiştir. Kuteybe, Leys vasıtasıyla Yahya b. Saîd’den bu senedle hadisin bir benzerini bize aktarmış olup şu ilaveyi yapmıştır: "Senden sana sığınırım, Sana layık övgüler sayamayacağım kadar çoktur."]
Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Amr el-Fezarî, ona Abdurrahman b. Haris b. Hişam, ona da Ali b. Ebu Talib’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) vitir namazında şöyle dua ederdi: "Allahumme innî eûzu biridâke min sahatike ve eûzu bimuâafâtike min ukubetik ve euzu bike mink lâ uhsî senâaen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik" "Allahım! Gazabından (öfkenden) rızana, azabından da affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana layık övgüler sayamayacağım kadar çoktur. Sen, kendini övdüğün şekilde övülmeye layıksın." [(Tirmizi) der ki: Hz. Ali’den gelen bu rivayet hasen garip olup bu tarikle sadece Hammad b. Seleme’nin rivayet ettiği bir hadis olarak biliyoruz.]
Bize Müsedded, ona Hüşeym, ona Ya'la b. Ata, ona Amr b. Âsım, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ebu Bekir (ra), “Ey Allah'ın Rasulü! Bana öyle kelimeler öğret ki, sabah akşam onları söyleyeyim” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Sabahleyin, akşamleyin ve gece yatağa uzandığında şu duayı oku" buyurdu: "Allah'ım ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gayb ve şahit aleminin yaratıcısı, her şeyin rabbi ve meliki, şehadet ederim ki senden başka ilah yoktur. Nefsimin ve şeytanın şerrinden ve şeytanın şirkinden (ortak koşmaya sevk etmesinden) sana sığınırım."
Mâlik, kendisine şu rivayetin ulaştığını bana bildrmiştir: Rasulullah (sav) yolculuğa çıkmak istediği zaman ayağını üzengiye koydu mu şu duayı okurdu: "Bismillah Allahumme ente’s-sahibu fi’s-sefer ve’l-halifetu fi’l-ehl, Alluhummezvî lenâ el-ard ve hevvin aleyna’s-sefer, Allahumme innî eûzû bike min vua’sâi’s-sefer ve min keâbeti’l-munkaleb ve min sui’l-manzari fi’l-mali ve’l-ehl" "Allah’ım, yolculukta sahibimiz, ailemiz arasında vekilimiz sensin. Allah’ım, yeri bizim için yakınlaştır, yolculuğumuzun zorluklarını da kolaylaştır. Allah’ım, yolculuğun meşakkatlerinden, dönüşün vereceği ıstıraplardan, mal ve ailem hakkında kötü şeyler görmekten sana sığınırım."