652 Kayıt Bulundu.
Bize Velid b. Utbe ed-Dimeşkî ve Mahmud b. Halid, onlara (Muhammed b. Yusuf) el-Firyabî, ona da Subeyh b. Muhriz el-Himsî, ona Ebu Musbih el-Makrâî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Biz sahabe olan ve sözlerin en güzelini söyleyen Ebu Züheyr en-Nümeyri ile otururduk. Bizden birisi dua etti mi; (Duanı) aminle bitir. Gerçekten amin, sayfanın üzerine vurulan mühür gibidir derdi. Ebu Züheyr dedi ki: size bundan bahsedeyim mi? Bir gece Rasulullah'la (sav) birlikte (dışarıya) çıkmıştık. Devamlı ve ısrarla dua eden bir adamın yanına geldik. Bunun üzerine Nebi (sav) durup onu dinlemeye başladı ve "eğer mühürlerse cennetti kazandı" dedi. Cemaatten birisi ne ile mühürleyecek? diye sordu. "Aminle" diye cevap verdi. Bunun üzerine Nebi'ye (sav) soru soran kimse gitti (ve o dua eden) adama varıp dedi ki, ey filan, aminle bitir ve müsterih ol. [Bu, Mahmud (b. Halid) (rivayetinin) lâfzıdır.] [Ebû Davud dedi ki; el-Makrai -Himyer'den bir kabile (ismi)dir.]
Bize (Ebu Seleme) Musa b. İsmail (et-Tebûzeki), ona (Ebu Seleme) Hammad (b. Seleme el-Basrî), ona (Ebu Muhammed) Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Ali b. Zeyd ve (Ebu Mesud) Said b. İyâs el-Cüreyrî, onlara Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa (Abdullah b. Kays) el-Eş'arî'nin, şöyle dediğini rivayet etti: Bir seferde Rasulullah'la (sav) beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana: "Ey Ebu Musa, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. O nedir? "O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır," buyurdu.
Bize (Ebu Seleme) Musa b. İsmail (et-Tebûzeki), ona (Ebu Seleme) Hammad (b. Seleme el-Basrî), ona (Ebu Muhammed) Sabit (b. Eslem el-Bünanî), ona Ali b. Zeyd ve (Ebu Mesud) Said b. İyâs el-Cüreyrî, onlara Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa (Abdullah b. Kays) el-Eş'arî'nin, şöyle dediğini rivayet etti: Bir seferde Rasulullah'la (sav) beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana: "Ey Ebu Musa, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. O nedir? "O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır," buyurdu.
Bize İshak b. İbrahim Ebu Nadr ed-Dimeşkî, ona Muhammed b. Şuayb, ona Ebu Said el-Filistinî Abdurrahman b. Hassan, ona Haris b. Müslim, ona da babası Müslim b. Haris et-Temîmî, Rasulullah'ın (sav) kendisine gizli bir şekilde şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Akşam namazını kıldıktan sonra yedi defa Allahümme ecirnî minennâr (Ey Allahım beni cehennemden kurtar) diye dua et. Eğer bu duayı okuduğun gecede ölecek olursan, senin için (cehennemden) kurtuluş (beratı) yazılır. Sabah namazını kılınca da aynı duayı oku. Eğer okuduğun gün ölecek olursan, senin için kurtuluş (beratı) yazılır." [(Muhammed b. Şuayb dedi ki:) Ebu Said'in bana bildirdiğine göre Haris şöyle dedi: Rasulullah (sav) bu duayı bize gizlice söyledi. Biz de bunu sadece (çevremizde bulunan) kardeşlerimize söyleriz.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ أَجِرْنِى مِنَ النَّارِ
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona Enes b. Malik ve bize Yunus b. Ubeyd, ona Sabit, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında Medine halkı kuraklık yaşadı. Bir cuma günü Rasulullah (sav) bize hutbe verirken bir adam ayağa kalktı ve ey Allah'ın Rasulü! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri mahvoldu. Allah'a dua etsen de bize yağmur yağdırsa! dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp dua etti. Enes (ra) şöyle dedi: Gökyüzü cam gibi parlak idi. Aniden bir rüzgâr esti, bulut oluşturdu. Sonra bulut toplandı. Ardından gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Çıktık, evlerimize gelene kadar suya bata çıka yürüdük. Sonraki cumaya kadar yağmur aralıksız yağdı. Ertesi cuma aynı adam -veya bir başkası- ayağa kalktı, ey Allah'ın Rasulü! Evler yıkıldı, Allah'a dua etsen de yağmur kesilse! dedi. Rasulullah (sav) gülümsedi, sonra "(Ey Allah'ım,) Üzerimize değil; çevremize yağdır" diye dua etti. Buluta baktım, parçalanarak Medine'nin semasını taç misali kuşattığını gördüm.
Bize Kuteybe b. Said ile Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, onlara Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona Ebu Havra, ona Hasan b. Ali (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana vitir namazında, -İbn Cevvâs'ın dediğine göre vitrin kunutunda- şu duayı okumamı öğretti: "Ey Allah'ım; hidâyete ulaştırdıklarının arasına beni de kat! Âfiyet verdiğin kişiler arasında bana da âfiyet ver! Gözettiğin kişiler arasına beni de dahil eyle! Lütfettiğin her şeyde benim için bereket kıl! Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru! Şüphesiz ki sen takdir edersin, senin takdirine asla karşı gelinmez. Senin gözettiğin kişi asla zelil olmaz. Senin düşman olduğunda asla şeref bulmaz. Ey Rabbimiz, sen çok lütfedicisin, çok yücesin!" [Ebû Davud dedi ki: Ebu'l-Havra'nın adı, Rabî'a b. Şeyban'dır.]
Bize Musa b. İsmail (et-Tebûzeki), ona Ebân (b. Yezîd el-Attâr), ona da Katade (b. Diame es-Sedusî), Hz. Peygamber'in (sav) hilali gördüğü vakit üç kez şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hayır ve rehberlik içeren bir hilal! Hayır ve rehberlik içeren bir hilal! Hayır ve rehberlik içeren bir hilal! Seni yaratana iman ettim." Ardından da "hamd, falan ayı götürüp filan ayı getiren Allah'a mahsustur."
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona Enes b. Malik ve bize Yunus b. Ubeyd, ona Sabit, ona Enes (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında Medine halkı kuraklık yaşadı. Bir cuma günü Rasulullah (sav) bize hutbe verirken bir adam ayağa kalktı ve ey Allah'ın Rasulü! At sürüleri helak oldu, davar sürüleri mahvoldu. Allah'a dua etsen de bize yağmur yağdırsa! dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp dua etti. Enes (ra) şöyle dedi: Gökyüzü cam gibi parlak idi. Aniden bir rüzgâr esti, bulut oluşturdu. Sonra bulut toplandı. Ardından gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Çıktık, evlerimize gelene kadar suya bata çıka yürüdük. Sonraki cumaya kadar yağmur aralıksız yağdı. Ertesi cuma aynı adam -veya bir başkası- ayağa kalktı, ey Allah'ın Rasulü! Evler yıkıldı, Allah'a dua etsen de yağmur kesilse! dedi. Rasulullah (sav) gülümsedi, sonra "(Ey Allah'ım,) Üzerimize değil; çevremize yağdır" diye dua etti. Buluta baktım, parçalanarak Medine'nin semasını taç misali kuşattığını gördüm.
Bize Müsedded, ona Abdulvaris; (T) Bize Ziyad b. Eyyüb, ona İsmail -aynı manada-, ona Abdülaziz b. Suheyb'in rivayet ettiğine göre; Katade, Enes'e (ra) Rasulullah çoğunlukla ne şekilde dua ettiğini sormuş, Enes de Rasulullah'ın (sav) çoğunlukla şöyle dua ettiğini söylemiştir: "Allah'ım! Bize dünyada da güzellik ver, ahirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından koru!" [Bir rivayette Ziyad şunu ilave etti: Enes, birinin kendisine dua etmesini istediğinde ve kendisi dua etmek istediğinde bu duayı yapardı.]