396 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Yezid, ona Behz b. Esed, ona Şube, ona Hakem, ona İbrahim, ona da Esved şöyle rivayet etmiştir: "Aişe Berîre’yi satın alıp azat etmek istedi, fakat (Berîre’nin) sahipleri, velâyet hakkının kendilerinde kalmasını şart koştular. Hz. Âişe bu durumu Rasulullah’a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ‘Onu satın al ve azat et. Çünkü velâyet hakkı, azat edene aittir’ buyurdu. Berîre azat edilince, evliliğini devam ettirme konusunda tercih kendisine bırakıldı. Sonra Rasulullah’a (sav) bir et getirildi. Kendisine ‘Bu et, Berîre’ye verilen sadakadan (kalan bir parça)’ denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ‘bu et, ona sadakadır ama bize hediye olarak gelmiştir’ buyurdu. Berîre’nin eşi hür bir adamdı."
Açıklama: Velâ hakkı, azad edilen kölenin nesep yönünden varisleri bulunmaması durumunda azad eden kişinin ona miraşçı olmasıdır.
Bize Ali, ona Ebu Bekr b. Ayyâş, ona Abdülaziz şöyle söylemiştir: Enes ile karşılaştım; (T) Bana İsmail b. Ebân, ona Ebu Bekr, ona Abdülaziz şöyle söylemiştir: Terviye (Zülhicce'nin sekizinci) günü Mina'ya gittim ve Enes'in (ra) bir eşek sırtında ilerlemekte olduğunu gördüm. Ona 'Terviye gününde Nebi (sav) öğle namazını nerede kıldı?' diye sordum. O bana şöyle cevap verdi: 'Emirlerinin (hac emiri) kılacağı yere bak, sen de orada kıl.'
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Mansur, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir: Allah, bedenlerine döğme yapan ve yaptıran, yüzünün tüylerini yolan, güzel görünmek için dişlerinin arasını yontarak seyrelten ve Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etmiştir. Abdullah'ın bu sözü Esed oğullarından Ümmü Yakub denilen bir kadının kulağına gitti ve hemen gelip Abdullah b. Mesûd'a “işittim ki sen şöyle şöyle kadınlara lanet ediyormuşsun” dedi. İbn Mesûd da ona “Rasulullah'ın (sav) lanet ettiği kimselere ben niye lanet etmeyeyim ki? Hem bu zaten bu Allah'ın kitabında da yer almıştır” dedi. Kadın “ben Mushaf'ın iki kapağı arasında ne varsa hepsini okudum, ama senin söylediğini orada bulamadım” dedi. İbn Mesûd da ona “eğer sen onu hakkıyla okumuş olsaydın elbette bulurdun. Sen "Rasul size ne verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse ondan da sakının" (Haşr, 7) ayetini okumadın mı?” dedi. Kadın “evet” dedi. İbn Mesûd “Rasulullah bunları yasakladı işte” dedi. Kadın “senin aileni de bunları yaparken görüyorum” dedi. İbn Mesûd “git aileme bak bakalım (bunarı yapıyor mu?)” dedi. Kadın gidip baktı, ama aradığı şeyi göremedi. Bunun üzerine İbn Mesûd “eğer ailem böyle yapmış olaydı, bir arada olmazdık” dedi.
Bize Ali, ona Ebu Bekr b. Ayyâş, ona Abdülaziz şöyle söylemiştir: Enes ile karşılaştım; (T) Bana İsmail b. Ebân, ona Ebu Bekr, ona Abdülaziz şöyle söylemiştir: Terviye (Zülhicce'nin sekizinci) günü Mina'ya gittim ve Enes'in (ra) bir eşek sırtında ilerlemekte olduğunu gördüm. Ona 'Terviye gününde Nebi (sav) öğle namazını nerede kıldı?' diye sordum. O bana şöyle cevap verdi: 'Emirlerinin (hac emiri) kılacağı yere bak, sen de orada kıl.'