حدثنا موسى قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم على رهط من أصحابه يضحكون ويتحدثون فقال والذي نفسي بيده لو تعلمون ما أعلم لضحكتم قليلا ولبكيتم كثيرا ثم انصرف وأبكى القوم وأوحى الله عز وجل إليه يا محمد لم تقنط عبادي فرجع النبي صلى الله عليه وسلم فقال أبشروا وسددوا وقاربوا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164066, EM000254
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم على رهط من أصحابه يضحكون ويتحدثون فقال والذي نفسي بيده لو تعلمون ما أعلم لضحكتم قليلا ولبكيتم كثيرا ثم انصرف وأبكى القوم وأوحى الله عز وجل إليه يا محمد لم تقنط عبادي فرجع النبي صلى الله عليه وسلم فقال أبشروا وسددوا وقاربوا
Tercemesi:
Ebu Hureyre'den şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav), ashabından bir topluluğun yanlarına vardı. O sırada onlar gülüşüyorlar ve konuşuyorlardı. Bu hallerini görünce onlara: "Şayet bildiklerimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız" dedi,sonra da yanlarından ayrıldı. (Bu söz) orada bulunanları ağlattı. Allah (cc), Hz. Peygamber'e şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Kullarımı neden ümitsizliğe sevk ediyorsun?" Bunu üzerine Hz. Peygamber (sav) onların yanına döndü ve şöyle dedi:Müjdeleyici olunuz, doğruluktan ve orta yoldan ayrılmayınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 254, /232
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Muhammed b. Ziyad el-Kuraşi (Muhammed b. Ziyad)
3. Ebu Bekir Rabi' b. Müslim el-Kuraşi (Rabi' b. Müslim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, gülme adabı
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kur'an, Nüzul sebebleri
حدثنا محمد بن كثير قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى وائل عن مسروق عن عبد الله بن عمرو قال : لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا متفحشا وكان يقول خياركم أحاسنكم أخلاقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164084, EM000271
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى وائل عن مسروق عن عبد الله بن عمرو قال : لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا متفحشا وكان يقول خياركم أحاسنكم أخلاقا
Tercemesi:
— Abdullah îbni Amr (Radiyallahu anh) 'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Setfemjçirkin söz ve harekette bulunmazdı ve çirkinlik göstermezdi. Şöyle buyururdu:
«Sizin en seçkinleriniz, ahlâk bakımından en güzel olanlarınızdır.»[541]
Bundan önceki hadîs-İ şerifin açıklamasında beyan edildiği gibi, en güzel ahlâk Hz. Peygamber'in ahlâkıdır. Onun ahlâkına ahlâk uydurmak, İslâm'ın gayesidir. Bunu en güzel şekilde başaran, en yüksek dereceye nail olur. Kısaca islâm, Peygamber ahlâkı ile ahlâklanmaktan ibarettir.[542]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 271, /244
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا بن أبى الأسود قال حدثنا عبد الملك بن عمرو قال حدثنا سحامة بن عبد الرحمن الأصم قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم رحيما وكان لا يأتيه أحد إلا وعده وأنجز له إن كان عنده وأقيمت الصلاة وجاءه أعرابى فأخذ بثوبه فقال إنما بقى من حاجتي يسيرة وأخاف أنساها فقام معه حتى فرغ من حاجته ثم اقبل فصلى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164091, EM000278
Hadis:
حدثنا بن أبى الأسود قال حدثنا عبد الملك بن عمرو قال حدثنا سحامة بن عبد الرحمن الأصم قال سمعت أنس بن مالك يقول : كان النبي صلى الله عليه وسلم رحيما وكان لا يأتيه أحد إلا وعده وأنجز له إن كان عنده وأقيمت الصلاة وجاءه أعرابى فأخذ بثوبه فقال إنما بقى من حاجتي يسيرة وأخاف أنساها فقام معه حتى فرغ من حاجته ثم اقبل فصلى
Tercemesi:
Enes îbni Malik (RadiyaHahu cmh) 'in şöyle dediği işitilmiştir: «— Peygamber (Sallalkhü Aleyhi ve Sellem) merhametli idi. Kendine her kim gelirse, ona va'dda bulunur ve eğer (istenen şey) yanında bulunursa onu yerine getirirdi. Namaz için ikâmet getirildi. Peygamber'e bir Bedevî gelip elbisesinden tutarak:
"Görülecek işimden az bir şey kaldı. Korkuyorum onu (namazdan sonra) unuturum," dedi. Bunun üzerine Peygamber, işini görüp bitirinceye kadar onunla ayakta durdu. Sonra döndü namaz kıldı.»[554]
Hz. Peygamber sulh ve sükûn zamanlarında bütün insanlara şefkatli ve merhametli oldukları gibi, hayvanlara karşı da merhametli idiler. Savaş halinde ise düşmana karşı şiddetli ve cesur idiler. Bu itibarla kendilerinden bir şey istemek veya bir ihtiyaçlarını temin etmek üzere ona baş vuranların işini, eğer o anda mevcutsa ve görülme İmkânı varsa, hemen dileği yerine getirirlerdi ve şayet o anda mevcut bulunmaz veya görülme imkânı olmazsa, va'd etmek suretiyle yine işlerini görürlerdi. Hz. Peygamber'İn bu hareketlerinde hem cömertlik, hem de merhamet vasıflarının üstün mertebesini görüyoruz.
Dİğer taraftan görgüsü az bir Bedevi'nin, namaza durulma anında Hz. Peygamberi, şahsî bir işi İçin meşgul edip namaz arasına girmeleri karşısında, Hz. Peygamber ona kızmamış ve bu durumda dahi onun dileğini güzel bir şekilde yerine getirmiştir. Bu hareketlerinde de bize şu dersi vermektedirler :
İnsanları anlayış ve durumlarına göre iyi idare etmeli, görülecek işlerini ertelemeden bir an önce yerine getirmelidir.[555]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 278, /248
Senetler:
()
Konular:
Bedevi, bedevilik
Hz. Peygamber, affediciliği
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها : انها قالت ما خير رسول الله صلى الله عليه وسلم بين أمرين إلا اختار أيسرهما ما لم يكن إثما فإذا كان إثما كان أبعد الناس منه وما انتقم رسول الله صلى الله عليه وسلم لنفسه إلا أن تنتهك حرمة الله تعالى فينتقم لله عز وجل بها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164087, EM000274
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها : انها قالت ما خير رسول الله صلى الله عليه وسلم بين أمرين إلا اختار أيسرهما ما لم يكن إثما فإذا كان إثما كان أبعد الناس منه وما انتقم رسول الله صلى الله عليه وسلم لنفسه إلا أن تنتهك حرمة الله تعالى فينتقم لله عز وجل بها
Tercemesi:
— Hazreti Âişe (Radiyatlahü anha) 'den rivayet edildiğine göre o, şöyle buyurdu:
Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem), muhayyer kılındığı iki iş arasında, günah olmadıkça, bu iki işten en kolay olanını seçerdi. Kolay olan iş günah olduğu zaman da, ondan insanların en çok uzak kalanı olurdu. Allah Tealâ'nın emir ve yasakları çiğnenmedikçe de, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendi nefsi için intikam almış değildir. Ancak Allah (Azze ve Celle) 'nin emir ve yasakları çiğnendiği zaman intikam alır.»[546]
Allah Tealâ'nın emir ve yasaklan açıktır; emirlerini İşlemekte kullar için sevab vardır. Yasaklarını işlemekte ise, günah ve azab vardır. İşlenmelerinde günah bulunmadığı zaman, iki işten hangisi daha kolay ve külfetsiz ise, onu seçerek uygulamak Peygamber Efendimizin takip ettikleri yoldur. Bu da:
«Kolaylaştırmız, güçlük çıkarmayınız.» emirlerinin tatbikî şekilde ifadesidir.
Bir de Hz. Peygamber, şahıslarına karşı edilen hürmetsizlik veya edebe aykırı bir işten dolayı hiç kimseye ceza vermiş ve intikam almış değildir. Ancak Allah'ın emirleri ve hükümleri çiğnendiği zaman, Allah'ın ve İnsanların hakkını koruyup yerine getirmek için ceza vermişlerdir. Bulunulan iş ve mevki1 ne olursa olsun, bu esasa uygun hareket edilirse, gerçe': adalet temin edilmiş olur. Beşeriyet huzur ve sükûn bulur.[547]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 274, /245
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ibadetlerde kolaylığı tercihi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد وسليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : خدمت النبي صلى الله عليه وسلم عشر سنين فما قال لي اف قط وما قال لي لشيء لم افعله ألا كنت فعلته ولا لشيء فعلته لم فعلته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164090, EM000277
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد وسليمان بن المغيرة عن ثابت عن أنس قال : خدمت النبي صلى الله عليه وسلم عشر سنين فما قال لي اف قط وما قال لي لشيء لم افعله ألا كنت فعلته ولا لشيء فعلته لم فعلته
Tercemesi:
Enes (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e on yıl hizmet ettim, ba- jbir zaman «Öf» dem&di; ve yapmadığım bir iş için de bana: Onu olaydın? demediği gibi, yaptığım bir iş için de: Bunu niçin demedi.»[552]
Enes ibni Malik'in zekâ ve dirayet üstünlüğü, Resûlül-$a J&arşı hata ve kusur işlemekten kendisini korumaya kâfi idi. Fakat insanlık icabı, tenkide mahal bırakacak söz ve hareketlerin asla kendisinden sadır olamıyacağı iddiasında da bulunulamaz. Gerçek şudur ki, Hz. Peygamber, kemal üzere kendilerini idare etmişler ve ondan sadır olan ufak tefek kusurları bağışlamışlar ve böylece bulundukları hale rıza göstererek Allah'ın emirlerine İcabet etmişlerdir. Bir işin yapılmasını istemek ve yapılmadığına hoşlanmayarak öfkelenmek gına değildir, bir nevi ihtiyaçtır. İşte Peygamber Efendimiz bu türlü ihtiyaçtan da müstağni bulunduğunu, Enes in rivayeti ile bize ispat etmişlerdir. Ayrıca bunda güzel ahlâkın ve insanları İyi idare etmenin her örneği mevcuttur.[553]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 277, /247
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر عن جابر قال : ما سئل النبي صلى الله عليه وسلم شيئا فقال لا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164092, EM000279
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن بن المنكدر عن جابر قال : ما سئل النبي صلى الله عليه وسلم شيئا فقال لا
Tercemesi:
Cabir (Radiyallahu anhyden rivayet edildiğine göre, şöyle dedi;
«— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den istenmiş de, "Hayır!" demiştir, vakî değil.»[556]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 279, /249
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا محمد بن سنان قال أخبرنا فليح بن سليمان قال حدثنا هلال بن على عن أنس قال : لم يكن رسول الله صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا لعانا ولا سبابا كان يقول عند المعتبة ماله ترب جبينه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164481, EM000430
Hadis:
حدثنا محمد بن سنان قال أخبرنا فليح بن سليمان قال حدثنا هلال بن على عن أنس قال : لم يكن رسول الله صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا لعانا ولا سبابا كان يقول عند المعتبة ماله ترب جبينه
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah (Satİailahü Aleyhi ve Selle/h) kötü söz söylemezdi, lanet okumazdı ve sövü-cü de değildi. Öfkeli zamanında şöyle derdi:
«— Ona ne oluyor? Alnı yete sürünsün.»[841]
Metinde geçen «Tdribe cebîmjhu» Arapçada bir deyimdir. Lügat bakımından, dini topraklansın demek İse de, yüzükoyun yere düşsün manâsına gelir. Hoşlanılmayan kimse aleyhine kullanılan bir sözdür. İşle Hz. En es'in rivayetlerinden anlaşılıyor kİ, Resûlüllah Efendimiz hiddetli anlarında dahi yüksek ahlâk ve meziyetlerini korurlar ve ancak bu deyimi kullanırlardı, Bir hadîs-i şeriflerinde buyurdukları gibi :
— Babayiğit, insanları yenen değil, öfkesini yenendir.»
Olgunluk ve kemal buradadır.[842]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 430, /345
Senetler:
1. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
2. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
3. Ebu Yahya Füleyh b. Süleyman el-Eslemi (Abdülmelik b. Süleyman b. Râfi')
4. Ebu Bekir Muhammed b. Sinan el-Bahilî (Muhammed b. Sinan)
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, kızması
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Lanet, Lanetlemek,
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek