Giriş

Bize Ebu Rebi', ona İsmail b. Zekeriya, ona Hişam b. Urve, ona babası (ya da başka biri), Ebu Hureyrenin şu sözünü rivayet etmiştir: Ebû Hüreyre iki adam gördü, bunlardan birine diğerini göstererek 'bu senin neyindir?' diye sordu. Adam, 'babamdır' diye cevap verdiğinde, "'o halde onu ismi ile çağırma, onun önünde yürüme, ondan önce de oturma'" diye kendisini uyardı.


    Öneri Formu
163297 EM000044 Buhari, Edebü'l-Müfred, 23

Bize Yunus, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) üç kişi bir arada iken, iki kişi, üçüncüden ayrı bir şekilde, kendi aralarında fısıldaşmasını yasaklamıştır.


    Öneri Formu
54340 HM006057 İbn Hanbel, II, 124


    Öneri Formu
88397 MA020118 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 131

Bize Ebu Nadr, ona İkrime, ona İyâs b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Hayber günü amcam teke tek çarpışmak için Yahudi Merhab’ın karşına çıktı. Merhab "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Amcam da "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış düşmanın içine dalan gözü pek bir kahramanım" dedi. Sonra birbirlerine karşılıklı iki darbe vurdular. Merhab’ın kılıcı Âmir’in kalkanına isabet etti. Âmir de ona alttan hamle yaptı ama kılıcı ters dönüp kendi atardamarını kesti ve böylece kendisini öldürmüş oldu. Seleme b. Ekvâ der ki: Hz. Peygamber’in sahabesinden "Âmir’in ameli boşa gitti. Kendi kendini öldürdü" diyen birtakım insanlarla karşılaştım, ağlayarak Hz. Peygamber’e (sav) geldim ve "ey Allah’ın Rasulü! Âmir’in ameli boşa gitmiş" dedim. "Bunu kim söyledi" dedi. "Ashâbından insanlar!" dedim. "Bunu diyen yanılmıştır! Aksine ona iki sevap vardır!" buyurdu. Âmir Hayber seferine çıktığında aralarında Hz. Peygamber’in bulunduğu sahabe gurubunda bir yandan süvarileri yönlendiriyor bir yandan da savaş ezgileri söylüyor ve şöyle diyordu: "Vallahi! Allah olmasaydı ne doğru yolda olurduk, ne de sadaka verip namaz kılardık. Bize zulmedenler fitne çıkarmak istediklerinde biz onlara karşı koyduk. Biz Sen'in ikram ve ihsanına muhtacız. Düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı sabit kıl! Üzerimize huzur ve sükunet indir." Allah Rasulü (sav) "Kim o?" buyurdu. Âmir de "Âmir, ey Allah’ın Rasulü!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Rabbin seni bağışlasın" buyurdu. Allah Rasulü (sav) biri için özellikle istiğfarda bulundu mu o, şehit düşerdi! Ömer b. Hattâb bu duayı işitince "Ey Allah'ın Rasulü! Keşke Âmir'den biraz daha istifaede etseydik!" dedi. Seleme der ki: Sonra Allah Rasulü (sav) "bugün sancağı Allah ve Rasulü'nü seven ya da Allah ve Rasulü'nün sevdiği birisine vereceğim" diyerek beni, Ali'ye gönderdi. Ali'nin yanına geldim. gözünden derdi olduğu halde onu Allah Rasulü'ne (sav) getirdim. Nebî (sav) onun gözüne tükürüğü sürdü. Sonra sancağı kendisine verdi. Merhab meydana çıkıp "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Ali de, "Ben, anamın Haydar ismini verdiği kişiyim! Hallaç pamuğu gibi yere serip geçtiğim düşmanın dehşet ve irkinti ile baktığı ormanların aslanı gibiyim!" dedi. Ardından Merhab'ın başına bir darbe indirdi de onu öldürdü ve onun eliyle fetih, nasip oldu.


Açıklama: Müslim'in şartlarına göre isnadı sahihtir.

    Öneri Formu
65505 HM016653 İbn Hanbel, IV, 51

Bize Abdurrahman b. Şeybe, ona Yunus b. Yahya b. Nebate, ona Ubeydullah b. Mevheb, ona da Şehr b. Havşeb şöyle demiştir: "Biz İbn Ömer ile beraber çıktık, ona (oğlu) Salim, 'Namaza! Ey Ebu Abdurrahman' diye hitap etti.


    Öneri Formu
163298 EM000045 Buhari, Edebü'l-Müfred, 24


Açıklama: HM022251 Rivayetine bakıldığında وَمَا جَعَلْنَا الْمَالَ إِلَّا لِإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ sözünün Allah'a ait bir kelam olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre mana şöyle olmaktadır. Bize Ebu Amir, ona Hişam b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona babası Vakıd el-Leysî şöyle rivayet etmiştir: Biz Peygamber'e gelmiş idik. Ona vahiy geldikçe bize aktarırdı. Bir gece bize, Allah'ın (ac) muhakkak malı namazı eda edebilmek ve zekatı verebilmek için indirdik. Âdemoğlunun bir vadi dolusu malı olsa, ikincisini isterdi, iki vadi dolusu malı olsa üçüncünü isterdi. Âdemoğlunun ağzını topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah, tövbe eden kimsenin tövbesini kabul eder." dediğini aktardı.

    Öneri Formu
75120 HM024780 İbn Hanbel, VI, 54


    Öneri Formu
70386 HM021522 İbn Hanbel, V, 132


    Öneri Formu
70544 HM022251 İbn Hanbel, V, 218


    Öneri Formu
88135 MA019623 Musannef-i Abdurrezzak, X, 436


    Öneri Formu
88136 MA019624 Musannef-i Abdurrezzak, X, 436