Öneri Formu
Hadis Id, No:
1124, M000436
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصٌ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"رَآهُ بِقَلْبِهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs, ona Abdülmelik, ona Ata, ona İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) Rabbi'ni kalbi ile görmüştür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 436, /93
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1128, M000439
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ دَاوُدَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ كُنْتُ مُتَّكِئًا عِنْدَ عَائِشَةَ فَقَالَتْ يَا أَبَا عَائِشَةَ ثَلاَثٌ مَنْ تَكَلَّمَ بِوَاحِدَةٍ مِنْهُنَّ فَقَدْ أَعْظَمَ عَلَى اللَّهِ الْفِرْيَةَ. قُلْتُ مَا هُنَّ قَالَتْ مَنْ زَعَمَ أَنَّ مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم رَأَى رَبَّهُ فَقَدْ أَعْظَمَ عَلَى اللَّهِ الْفِرْيَةَ. قَالَ وَكُنْتُ مُتَّكِئًا فَجَلَسْتُ فَقُلْتُ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَنْظِرِينِى وَلاَ تَعْجَلِينِى أَلَمْ يَقُلِ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(وَلَقَدْ رَآهُ بِالأُفُقِ الْمُبِينِ)" "(وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى)." فَقَالَتْ أَنَا أَوَّلُ هَذِهِ الأُمَّةِ سَأَلَ عَنْ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"إِنَّمَا هُوَ جِبْرِيلُ لَمْ أَرَهُ عَلَى صُورَتِهِ الَّتِى خُلِقَ عَلَيْهَا غَيْرَ هَاتَيْنِ الْمَرَّتَيْنِ رَأَيْتُهُ مُنْهَبِطًا مِنَ السَّمَاءِ سَادًّا عِظَمُ خَلْقِهِ مَا بَيْنَ السَّمَاءِ إِلَى الأَرْضِ." فَقَالَتْ أَوَلَمْ تَسْمَعْ أَنَّ اللَّهَ يَقُولُ "(لاَ تُدْرِكُهُ الأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ)" أَوَلَمْ تَسْمَعْ أَنَّ اللَّهَ يَقُولُ "(وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلاَّ وَحْيًا أَوْ مِنْ وَرَاءِ حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولاً فَيُوحِىَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاءُ إِنَّهُ عَلِىٌّ حَكِيمٌ)" قَالَتْ وَمَنْ زَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَتَمَ شَيْئًا مِنْ كِتَابِ اللَّهِ فَقَدْ أَعْظَمَ عَلَى اللَّهِ الْفِرْيَةَ وَاللَّهُ يَقُولُ "(يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ)." قَالَتْ وَمَنْ زَعَمَ أَنَّهُ يُخْبِرُ بِمَا يَكُونُ فِى غَدٍ فَقَدْ أَعْظَمَ عَلَى اللَّهِ الْفِرْيَةَ وَاللَّهُ يَقُولُ "(قُلْ لاَ يَعْلَمُ مَنْ فِى السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ الْغَيْبَ إِلاَّ اللَّهُ)"
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim, ona Davud, ona eş-Ş'abî, ona Mesruk'un şöyle dediğini rivayet etti: Aişe'nin yanında yaslanmış idim. O, ey Aişe'nin babası, üç husus vardır ki bunlardan birisini kim söylerse Allah'a büyük bir iftirada bulunmuş olur. Ben onlar hangileridir dedim. O, Muhammed'in (sav) Rabbini gördüğünü iddia eden bir kimse Allah'a büyük bir iftirada bulunmuş olur dedi.
(Mesruk) dedi ki: Ben yaslanmış iken oturuverdim ve: Ey müminlerin annesi, bana izin ver ve bana acele etme, Aziz ve Celil Allah: "And olsun ki, O, kendisini apaçık ufukta görmüştür" (Tekvir, 81/23) ve "and olsun ki onu diğer bir iniş(in)de görmüştü" (Necm, 53/13) buyurmuyor mu? dedim.
Aişe; bu ümmet arasında bunu Rasulullah'a (sav) soran ilk kişi benim, dedi. O bana şu cevabı verdi:
"O Cebrail'dir, ben onu yaratıldığı surette ancak bu iki defa gördüm. Onun semadan aşağıya doğru inmiş olduğunu ve hilkatinin büyüklüğü ile gök ile yer arasını kapatmış olduğunu gördüm." Sonra Aişe; sen yüce Allah,'ın; "gözler O'na erişemez, O ise bütün gözleri kuşatmıştır. O lütuf sahibidir, her şeyden haberdardır" (En'am, 56/103) buyruğunu ve yine yüce Allah'ın; "Allah bir insanla ancak (ya) vahiy yolu ile konuşur ya bir perde arkasından yahut bir elçi (melek) gönderip izniyle dilediğini vahy eder. Şüphesiz O çok yücedir, hikmeti sonsuz olandır" (Şura, 42/51) buyruğunu hiç işitmedin mi? Dedi. (Aişe devamla) dedi ki: Rasulullah'ın (sav) Allah'ın Kitabı'ndan bir şey gizlediğini ileri süren bir kimse de Allah'a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Hâlbuki yüce Allah da "Ey Rasul; Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer böyle yapmazsan O'nun risaletini tebliğ etmemiş olursun" (Maide, 5/67) buyurmaktadır. (Aişe devamla) dedi ki: Her kim, O'nun yarın ne olacağını haber verdiğini ileri sürerse, o da Allah’a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Hâlbuki Allah; "De ki: Göklerde, yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez" (Neml, 27/65) buyurmaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 439, /93
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Ebu Bekir Davud b. Ebu Hind el-Kuşeyrî (Davud b. Dinar b. Azafir)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Bilgi, gaybdan haber verme
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Melekler, Cebrail
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31698, B004581
Hadis:
- حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ - رضى الله عنه - أَنَّ أُنَاسًا فِى زَمَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ، هَلْ نَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ ، هَلْ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الشَّمْسِ بِالظَّهِيرَةِ ، ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « وَهَلْ تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ ، ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ » . قَالُوا لاَ . قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَا تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ، إِلاَّ كَمَا تُضَارُّونَ فِى رُؤْيَةِ أَحَدِهِمَا ، إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ تَتْبَعُ كُلُّ أُمَّةٍ مَا كَانَتْ تَعْبُدُ . فَلاَ يَبْقَى مَنْ كَانَ يَعْبُدُ غَيْرَ اللَّهِ مِنَ الأَصْنَامِ وَالأَنْصَابِ إِلاَّ يَتَسَاقَطُونَ فِى النَّارِ ، حَتَّى إِذَا لَمْ يَبْقَ إِلاَّ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ اللَّهَ ، بَرٌّ أَوْ فَاجِرٌ وَغُبَّرَاتُ أَهْلِ الْكِتَابِ ، فَيُدْعَى الْيَهُودُ فَيُقَالُ لَهُمْ مَنْ كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ قَالُوا كُنَّا نَعْبُدُ عُزَيْرَ ابْنَ اللَّهِ . فَيُقَالُ لَهُمْ كَذَبْتُمْ ، مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ صَاحِبَةٍ وَلاَ وَلَدٍ ، فَمَاذَا تَبْغُونَ فَقَالُوا عَطِشْنَا رَبَّنَا فَاسْقِنَا . فَيُشَارُ أَلاَ تَرِدُونَ ، فَيُحْشَرُونَ إِلَى النَّارِ كَأَنَّهَا سَرَابٌ ، يَحْطِمُ بَعْضُهَا بَعْضًا فَيَتَسَاقَطُونَ فِى النَّارِ ، ثُمَّ يُدْعَى النَّصَارَى ، فَيُقَالُ لَهُمْ مَنْ كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ قَالُوا كُنَّا نَعْبُدُ الْمَسِيحَ ابْنَ اللَّهِ . فَيُقَالُ لَهُمْ كَذَبْتُمْ ، مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ صَاحِبَةٍ وَلاَ وَلَدٍ . فَيُقَالُ لَهُمْ مَاذَا تَبْغُونَ فَكَذَلِكَ مِثْلَ الأَوَّلِ ، حَتَّى إِذَا لَمْ يَبْقَ إِلاَّ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ اللَّهَ مِنْ بَرٍّ أَوْ فَاجِرٍ ، أَتَاهُمْ رَبُّ الْعَالَمِينَ فِى أَدْنَى صُورَةٍ مِنَ الَّتِى رَأَوْهُ فِيهَا ، فَيُقَالُ مَاذَا تَنْتَظِرُونَ تَتْبَعُ كُلُّ أُمَّةٍ مَا كَانَتْ تَعْبُدُ . قَالُوا فَارَقْنَا النَّاسَ فِى الدُّنْيَا عَلَى أَفْقَرِ مَا كُنَّا إِلَيْهِمْ ، وَلَمْ نُصَاحِبْهُمْ ، وَنَحْنُ نَنْتَظِرُ رَبَّنَا الَّذِى كُنَّا نَعْبُدُ . فَيَقُولُ أَنَا رَبُّكُمْ ، فَيَقُولُونَ لاَ نُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا . مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abdülaziz, ona Ebu Ömer Hafs b. Meysere, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî’nin (ra) rivayet ettiğine göre Nebi’nin (sav) zamanında bazı kimseler: Ey Allah’ın Rasulü, Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz? dediler. Nebi (sav): “Evet, sizler bulutsuz bir günde aydınlık bir öğle vaktinde güneşi görmek için birbirinize zorluk çıkartır, sıkıntı verir misiniz?” buyurdu. Ashab: Hayır deyince, Allah Rasulü: “Peki, hiçbir bulutun bulunmadığı aydınlık bir gecede on dördündeki ayı görmek için birbirinize zorluk çıkarır, sıkıntı verir misiniz?” buyurdu. Ashab: Hayır deyince, Nebi (sav) şöyle buyurdu: “İşte Kıyamet gününde aziz ve celil Allah’ı görmek için, ancak bu güneş ve aydan birisini görmek isterken birbirinize verdiğiniz sıkıntı kadar bir sıkıntı verirsiniz. Kıyamet gününde bir münadi: Her bir ümmet (dünyada iken) neye ibadet ediyorsa onun arkasından gidecek, diye seslenir. Allah’tan başka putlara, heykellere ibadet edip de cehenneme düşmedik hiçbir kimse kalmayacak. Nihayet geriye iyisi ya da günahkârı ile Allah’a ibadet edenler ve Kitap Ehli’nden bazı kalıntılardan başka kimse kalmayacak. Bu sefer Yahudiler çağırılacak, onlara: Siz kime ibadet ediyordunuz? Denilecek. Onlar: Biz Allah’ın oğlu Uzeyr’e ibadet ediyorduk, diyecekler. Onlara: Yalan söylediniz, Allah ne bir eş, ne bir evlat edinmiştir buyurulacak, şimdi ne arıyorsunuz? diye sorulacak. Onlar: Rabbimiz susadık, bize su ver, diyecekler. Onlara: Peki oraya su içmek için gitmez misiniz? diye bir yere işaret edilecek ve biri birini yiyen ve bir serabı andıran cehennem ateşine doğru gitmek üzere toplanacaklar, ateşe arka arkaya dökülecekler. Sonra Hristiyanlar çağırılacaklar, onlara: Kime ibadet ediyordunuz? denilecek. Onlar: Biz Allah’ın oğlu Mesih’e ibadet ediyorduk, diyecekler. Onlara: Yalan söylediniz, Allah ne bir eş ne bir evlat edinmiştir, denilecek. Yine onlara: Peki, şimdi ne arıyorsunuz, denilecek ve aynı şekilde önceki gibi olacak. Nihayet geriye iyisiyle günahkârıyla yalnızca Allah’a ibadet edenler kalacak. Âlemlerin Rabbi onlara görmüş oldukları suretten farklı bir surette gelecek. Ne bekliyorsunuz, her bir ümmet dünyada iken neye ibadet ediyor idiyse onun arkasından gidecek denilecek. Onlar: Biz dünyada iken onlara en muhtaç olduğumuz halde bile, diğer insanlardan ayrıldık ve onlarla beraber olmadık, şimdi de bizler dünyada iken kendisine ibadet ettiğimiz Rabbimizi bekliyoruz, diyecekler. Yüce Allah kendilerine: Ben sizin Rabbinizim buyuracak. Onlar: –İki yahut üç defa- Biz Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayız, diyecekler.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 8, 2/170
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Amr Hafs b. Meysere el-Ukaylî (Hafs b. Meysere)
5. Muhammed b. Abdülaziz er-Remeli (Muhammed b. Abdülaziz b. Muhammed)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Din, Dinler arasında karşılaştırma
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, sıkıntıları
Şirk, şirk koşmayanlar cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1126, M000438
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنِ الأَعْمَشِ حَدَّثَنَا أَبُو جَهْمَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Gıyas, ona el-A'meş, ona Ebu Cehme hadisi bu isnad ile rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 438, /93
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Âliye er-Riyâhî (Rüfey' b. Mihrân)
3. Ziyad b. Husayn el-Hanzali (Ziyad b. Husayn b. Kays)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33670, D004729
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ وَوَكِيعٌ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جُلُوسًا فَنَظَرَ إِلَى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لَيْلَةَ أَرْبَعَ عَشْرَةَ فَقَالَ
"إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ كَمَا تَرَوْنَ هَذَا لاَ تُضَامُّونَ فِى رُؤْيَتِهِ فَإِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ لاَ تُغْلَبُوا عَلَى صَلاَةٍ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا فَافْعَلُوا." ثُمَّ قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ "(فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا)."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, Veki' ve Ebu Üsame, onlara İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona da Cerir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile oturuyorduk, ayın on dördüncü gecesinde dolunaya bir baktı ve "sizler bunu görmek için birbirinize izdiham yapmadan gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksinizdir. Bu sebeple güneş doğmadan önce ve güneş batmadan önce birer namazı vaktinde kılıp kaçırmama imkânınız varsa bunu yapınız" buyurdu. Sonra da "güneşin doğmasından önce de batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et" (Kaf, 50/39) ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 20, /1078
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273099, D004729-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ وَوَكِيعٌ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جُلُوسًا فَنَظَرَ إِلَى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لَيْلَةَ أَرْبَعَ عَشْرَةَ فَقَالَ
"إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ كَمَا تَرَوْنَ هَذَا لاَ تُضَامُّونَ فِى رُؤْيَتِهِ فَإِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ لاَ تُغْلَبُوا عَلَى صَلاَةٍ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا فَافْعَلُوا." ثُمَّ قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ "(فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا)."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, Veki' ve Ebu Üsame, onlara İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona da Cerir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile oturuyorduk, ayın on dördüncü gecesinde dolunaya bir baktı ve "sizler bunu görmek için birbirinize izdiham yapmadan gördüğünüz gibi Rabbinizi göreceksinizdir. Bu sebeple güneş doğmadan önce ve güneş batmadan önce birer namazı vaktinde kılıp kaçırmama imkânınız varsa bunu yapınız" buyurdu. Sonra da "güneşin doğmasından önce de batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et" (Kaf, 50/39) ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 20, /1078
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33676, D004731
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ - الْمَعْنَى - عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ وَكِيعٍ - قَالَ مُوسَى - ابْنُ عُدُسٍ عَنْ أَبِى رَزِينٍ - قَالَ مُوسَى الْعُقَيْلِىُّ - قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكُلُّنَا يَرَى رَبَّهُ قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ مُخْلِيًا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَا آيَةُ ذَلِكَ فِى خَلْقِهِ قَالَ
"يَا أَبَا رَزِينٍ أَلَيْسَ كُلُّكُمْ يَرَى الْقَمَرَ." قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ
"لَيْلَةَ الْبَدْرِ مُخْلِيًا بِهِ." ثُمَّ اتَّفَقَا قُلْتُ بَلَى. قَالَ
"فَاللَّهُ أَعْظَمُ." قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ قَالَ
"فَإِنَّمَا هُوَ خَلْقٌ مِنْ خَلْقِ اللَّهِ فَاللَّهُ أَجَلُّ وَأَعْظَمُ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad; (T)
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube –aynı manada olmak üzere- ona Ya'la b. Ata, ona Veki' rivayet etti, (ravi) Musa (b. İsmail) dedi ki: İbn Udüs'e, Ebu Rezin – Ebu Musa, (Ebu Rezin'in nispetini zikrederek) el-Ukaylî dedi- dedi ki: Ben: Ey Allah'ın Rasulü, her birimiz Rabbini görecek mi? dedim. -(Ravi Ubeydullah) b. Muaz: Kıyamet gününde onunla baş başa kalacak şekilde görecek miyiz ve yarattıkları arasında bunun alameti nedir? dedi.- Rasulullah buyurdu ki:
"Ey Ebu Rezin, her biriniz ayı görmüyor musunuz?" buyurdu. İbn Muaz (rivayetinde): "Ayı on dördünde onunla baş başa (yalnız başına)" dedi, sonra her ikisi rivayetlerinde ittifak ederek: Görüyor, dediler. Rasulullah (sav); "Allah daha azametlidir" buyurdu.
İbn Muaz dedi ki: Şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki o, Allah'ın yarattıklarından bir yaratığıdır. Yüce Allah ise daha üstün ve daha azametlidir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 20, /1079
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. Veki' b. Udus el-Ukayli (Ebû Musab Veki' b. Udus)
3. Ya'la b. Ata el-Amirî (Ya'la b. Ata)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273100, D004731-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ - الْمَعْنَى - عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ عَنْ وَكِيعٍ - قَالَ مُوسَى - ابْنُ عُدُسٍ عَنْ أَبِى رَزِينٍ - قَالَ مُوسَى الْعُقَيْلِىُّ - قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكُلُّنَا يَرَى رَبَّهُ قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ مُخْلِيًا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمَا آيَةُ ذَلِكَ فِى خَلْقِهِ قَالَ
"يَا أَبَا رَزِينٍ أَلَيْسَ كُلُّكُمْ يَرَى الْقَمَرَ." قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ
"لَيْلَةَ الْبَدْرِ مُخْلِيًا بِهِ." ثُمَّ اتَّفَقَا قُلْتُ بَلَى. قَالَ
"فَاللَّهُ أَعْظَمُ." قَالَ ابْنُ مُعَاذٍ قَالَ
"فَإِنَّمَا هُوَ خَلْقٌ مِنْ خَلْقِ اللَّهِ فَاللَّهُ أَجَلُّ وَأَعْظَمُ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad; (T)
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube –aynı manada olmak üzere- ona Ya'la b. Ata, ona Veki' rivayet etti, (ravi) Musa (b. İsmail) dedi ki: İbn Udüs'e, Ebu Rezin – Ebu Musa, (Ebu Rezin'in nispetini zikrederek) el-Ukaylî dedi- dedi ki: Ben: Ey Allah'ın Rasulü, her birimiz Rabbini görecek mi? dedim. -(Ravi Ubeydullah) b. Muaz: Kıyamet gününde onunla baş başa kalacak şekilde görecek miyiz ve yarattıkları arasında bunun alameti nedir? dedi.- Rasulullah buyurdu ki:
"Ey Ebu Rezin, her biriniz ayı görmüyor musunuz?" buyurdu. İbn Muaz (rivayetinde): "Ayı on dördünde onunla baş başa (yalnız başına)" dedi, sonra her ikisi rivayetlerinde ittifak ederek: Görüyor, dediler. Rasulullah (sav); "Allah daha azametlidir" buyurdu.
İbn Muaz dedi ki: Şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki o, Allah'ın yarattıklarından bir yaratığıdır. Yüce Allah ise daha üstün ve daha azametlidir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 20, /1079
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. Veki' b. Udus el-Ukayli (Ebû Musab Veki' b. Udus)
3. Ya'la b. Ata el-Amirî (Ya'la b. Ata)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1120, M000435
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ "(وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى)" قَالَ رَأَى جِبْرِيلَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Abdülmelik, ona Atq, ona da Ebu Hureyre'nin; "And olsun ki O’nu diğer bir iniş(in)de görmüştü" (Necm, 53/13) buyruğu hakkında: Cebrail'i gördü dediğini rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 435, /93
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1125, M000437
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ جَمِيعًا عَنْ وَكِيعٍ - قَالَ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ - حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ زِيَادِ بْنِ الْحُصَيْنِ أَبِى جَهْمَةَ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ "(مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى) (وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى)" قَالَ رَآهُ بِفُؤَادِهِ مَرَّتَيْنِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Said el-Eşec, onlara Veki’ rivayet etti, el-Eşec dedi ki: Bize Veki’, ona el-A'meş, ona Ziyad b. el-Husayn, ona Ebu Cehme, ona Ebu Âliye, ona da İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti:
"Gözüyle gördüğünü kalb(i) yalanlamadı" (Necm, 53/11) ve "and olsun ki O’nu diğer bir iniş(in)de görmüştü" (Necm, 53/13) buyrukları hakkında O'nu kalbiyle iki defa gördü dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 437, /93
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Âliye er-Riyâhî (Rüfey' b. Mihrân)
3. Ziyad b. Husayn el-Hanzali (Ziyad b. Husayn b. Kays)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,