Öneri Formu
Hadis Id, No:
32216, B004701
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ فِى السَّمَاءِ ضَرَبَتِ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا خُضْعَانًا لِقَوْلِهِ كَالسِّلْسِلَةِ عَلَى صَفْوَانٍ - قَالَ عَلِىٌّ وَقَالَ غَيْرُهُ صَفْوَانٍ - يَنْفُذُهُمْ ذَلِكَ فَإِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ، قَالُوا لِلَّذِى قَالَ الْحَقَّ وَهْوَ الْعَلِىُّ الْكَبِيرُ ، فَيَسْمَعُهَا مُسْتَرِقُو السَّمْعِ ، وَمُسْتَرِقُو السَّمْعِ هَكَذَا وَاحِدٌ فَوْقَ آخَرَ - وَوَصَفَ سُفْيَانُ بِيَدِهِ ، وَفَرَّجَ بَيْنَ أَصَابِعِ يَدِهِ الْيُمْنَى ، نَصَبَهَا بَعْضَهَا فَوْقَ بَعْضٍ - فَرُبَّمَا أَدْرَكَ الشِّهَابُ الْمُسْتَمِعَ ، قَبْلَ أَنْ يَرْمِىَ بِهَا إِلَى صَاحِبِهِ ، فَيُحْرِقَهُ وَرُبَّمَا لَمْ يُدْرِكْهُ حَتَّى يَرْمِىَ بِهَا إِلَى الَّذِى يَلِيهِ إِلَى الَّذِى هُوَ أَسْفَلُ مِنْهُ حَتَّى يُلْقُوهَا إِلَى الأَرْضِ - وَرُبَّمَا قَالَ سُفْيَانُ حَتَّى تَنْتَهِىَ إِلَى الأَرْضِ - فَتُلْقَى عَلَى فَمِ السَّاحِرِ ، فَيَكْذِبُ مَعَهَا مِائَةَ كَذْبَةٍ فَيَصْدُقُ ، فَيَقُولُونَ أَلَمْ يُخْبِرْنَا يَوْمَ كَذَا وَكَذَا يَكُونُ كَذَا وَكَذَا ، فَوَجَدْنَاهُ حَقًّا لِلْكَلِمَةِ الَّتِى سُمِعَتْ مِنَ السَّمَاءِ » .حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا عَمْرٌو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ . وَزَادَ الْكَاهِنِ . وَحَدَّثَنَا سُفْيَانُ فَقَالَ قَالَ عَمْرٌو سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ وَقَالَ عَلَى فَمِ السَّاحِرِ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ . قَالَ نَعَمْ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ إِنَّ إِنْسَانًا رَوَى عَنْكَ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَيَرْفَعُهُ أَنَّهُ قَرَأَ فُزِّعَ . قَالَ سُفْيَانُ هَكَذَا قَرَأَ عَمْرٌو . فَلاَ أَدْرِى سَمِعَهُ هَكَذَا أَمْ لاَ . قَالَ سُفْيَانُ وَهْىَ قِرَاءَتُنَا .
Tercemesi:
Bize Alî b. Abdillah, ona Sufyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre(ra.) tahdîs etti. Ebû Hureyre Hz. Peygamber'e isnâd ederek Rasûlullah'ın (sav.) şöyle buyurduğunu haber verdi:
“Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman, melekler O’nun sözüne itâatlerini arz ederek kanatlarını çırparlar. Bu ses, sanki düz ve kaygan bir taşın üzerindeki zincirin çıkardığı ses gibidir. (Meleklerin) kalplerinden korku giderildiğinde, (büyük meleklere); 'Rabbiniz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar da soran meleklere, 'Allah hakkı söyledi, o çok yücedir, çok büyüktür' derler. Bu sırada kulak hırsızı (cinler), bu sözleri işitir. kulak hırsızları üst üste dizilmiş vaziyettedirler (ve bu sözleri birbirlerinden duyarlar).”
Râvî Süfyân b. Uyeyne, dinleyici şeytânların birbirleri üstünde dizilişlerini eliyle şöyle gösterdi: Sağ elinin parmaklan arasını araladı ve onların bir kısmını diğerleri üzerine dikti.
Hz. Peygamber şöyle devam etti:
"Bazen en üstteki kulak hırsızı meleklerden duyduğu sözü altındakine veremeden bir ateş parçası (şihâb) onu yakalar ve kendisini yakar, fakat bazen de alev ona yetişemeden altındaki cinlere o haberi yetiştirir. O da haberi kendisinden sonra bulunan daha aşağıdaki cinlere ulaştırır ve bu suretle haber tâ yere kadar ulaşır."
Sufyân ibn Uyeyne bazen şöyle demiştir: "Nihayet o haber yere ulaşır ve büyücünün ağzına atılır. Sihirbaz o habere yüz yalan katarak halka söyler. İlâhî emir yeryüzünde gerçekleşince de sihirbaz kişi doğru söylemiş olur. Bu haberi duyanlar da, gökyüzünden işitilen söz için 'Sihirbaz bize, fulân ve fulan günlerde şöyle şöyle olacak diye haber vermedi mi? Gördünüz dedikleri doğru çıktı' derler. Bu, gökyüzünden işitilen o sözün tasdikidir.
Artık onun verdiği haberlerin hepsini doğru saymışlardır" -.......Bize Amr, İkrime'den; o daEbû Hureyre'den: "Allah bir işi hükmettiği zaman..." hadîsini tahdîs etti de bu rivayette "Sihirbazın ağzı üzerine" sözünden sonra "Kâhinin ağzı üzerine" sözünü ziyâde etti.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman..." hadisini rivâyet etti ve kâhinin sözünü de ekledi.
Bize Süfyân, Amr'ın şöyle dediğini rivâyet etti: Ben İkrime'yi dinledim, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman... Sihirbazın ağzına..." dedi.
Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye sordum, o da ben bunu İkrime'den duydum, o da evet Ebû Hureyre'den duyduğunu söyledi dedi.
Süfyân'a dedim ki: Bir insan bunu Ebû Hureyre, İkrime, Amr kanalıyla senden rivâyet etti, Ebû Hureyre de hadîsi Hz. Peygamber'e ref etti ve buradaki kelimeyi "fuzzia" şeklinde okudu. Süfyân, Amr böyle okudu dedi. Kendisi bunu bu böyle mi, yoksa farklı şekilde mi işitti, bilmiyorum.
Süfyân, bizim krâatimiz budur, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/207
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
İman, Esasları, Melekler
İman, Esasları: Melekler, Allah'ın emrine tabi oluşu
İman, Meleklerin Allah ile ilişkisi
KTB, İMAN
Şeytan, haber çalması
Sihir, sihir/büyü
حدثنا أبو أسامة قال سمعت الأعمش قال حدثنا عمرو بن مرة عن بن سابط قال يدبر أمر الدنيا أربعة جبرائيل ميكائيل وإسرافيل وملك الموت فأما جبرائيل فصاحب الجنود والريح وأما ميكائيل فصاحب القطر والنبات وأما ملك الموت فموكل بقبض الأنفس واما اسرائيل فهو ينزل بالأمر عليهم بما يؤمرون
Öneri Formu
Hadis Id, No:
96002, MŞ34969
Hadis:
حدثنا أبو أسامة قال سمعت الأعمش قال حدثنا عمرو بن مرة عن بن سابط قال يدبر أمر الدنيا أربعة جبرائيل ميكائيل وإسرافيل وملك الموت فأما جبرائيل فصاحب الجنود والريح وأما ميكائيل فصاحب القطر والنبات وأما ملك الموت فموكل بقبض الأنفس واما اسرائيل فهو ينزل بالأمر عليهم بما يؤمرون
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
İman, Esasları, Melekler
İman, Esasları: Melekler, Allah'ın emrine tabi oluşu
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
KTB, İMAN
Melekler, Mîkâîl
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58195, KK53/28
Hadis:
وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا
Tercemesi:
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Necm 53/28, /
Senetler:
()
Konular:
İman, Esasları, Melekler
KTB, İMAN